bugün
- arkadaşlar sizce bu gömlek nasıl9
- kızıl saç vs siyah saç13
- gece yazıp gündüz yazmayan erkek34
- kıymanın kilosunun 90 tl olması10
- true'nin gay olması8
- tacikistan'da başörtü takılması tamamen yasaklandı29
- nervio'nun kartoncu çocuğun ellerini kıskanması9
- insan olmaya ceyrek kala16
- karton toplayan çocuğun elleri17
- erkek dediğin efendi olmalı9
- anın görüntüsü19
- bir kadının bir erkeğe arkanda ben varım demesi12
- hangi sözlük yazarının tipini merak ediyorsunuz29
- samet akaydın17
- abdülkerim bardakçı15
- ülkesi abd ce işgal edilsin isteyen mal cemaatçi8
- larisalisa24
- iran'ın pkk'ya eğitim verdiği iddiası8
- manyak olmaya karar verdim11
- stanley termos16
- yazarların en büyük dilekleri14
- yaşamak için geçerli sebepler19
- gecenin şarkısı12
- köşeyi dönmek için yapılacaklar10
- kadınlar tipe bakmaz11
- ilim vs bilim9
- 22 haziran 2024 türkiye-portekiz maçı82
- arkadaşlar sınava çalışıyorum birşey diyor musunuz14
- incil çok uzun'ya okurken sıkılıyorum12
- gideon reid morgan jj27
- 4 karısı 2 kız arkadaşı olan işsiz adam8
- hacda aşırı sıcaktan 500 den fazla kişinin ölmesi12
- çıkma teklifi etmek24
- duşta işemek9
- kürtlerin dünya lideri olduğu gerçeği17
- sözlük yazarları nasıl eğleniyor13
- nihavend longa9
- michy batshuayi11
- ona bilmediği bir vergi önerisi yap14
- yalnızlığın anlaşıldığı anlar13
- en kaliteli türk kahvesi markaları10
- karşı cinste aranan özellikler15
- hangi şarkı seni ağlatıyor22
- ucuz escort17
- donuz listesindekilerin yazdıklarının görünmemesi8
- milliyetçi olmamak14
- kürtlerin siklerinin daha büyük olması gerçeği16
- özlenen sözlük yazarları38
- mika raun ile sevişir misiniz11
- xdream12
Ben kabuk kabuk olmuş ben ne sevdiğim belli ne sevmediğim. Herşeyim bir tuaftı. Sanırım kendimi mi sevmiyordum. Yoksa kişiliksizmiydim öff neler de yakıştırıyordum kendime neler. Artık her şeyi akışına, yaşamın kendisine bıraktım. O akşam kız kıza çıkıp, çok eğlenmiş gibi yapıp, aslında biraz daha yalnızlıklarımızı törpüleyip evlerimize döndük. Sonrasında ki günler, sadece hayatta kalmaya duyulan saygının kendini devam ettirme görevleriydi. Çok yorgun ve bezgindim, çevreme karşı duyarsızlığım hat safhadaydı. insanları dinlemek bile bir zulüm gibi geliyordu bana. Yüzlerine manasız bakıp, ne zaman susacak diye sadece bekliyordum. Gece gündüz "onu" düşünüyordum. Onun beni sevmesini, kollarının arasına almasını nasıl ıskalamıştım, nasıl bu kadar kolay olmuştu. Ve o Allahın cezası nereye gitmişti, nasıl olmuştu her şey?
Zamanlar su gibi akmıştı, mevsim bahara dönmüştü. Benim içim hala buz kışımdan kurtulamamıştım. içim öyle üşüyordu ki, sürekli aynı hırkama sarılıp duruyordum. Bir güm işteyken, çok sıkıldım ve izin alıp biraz hava almaya çıktım. Bebek sırtlarına çıkıp, güzel bir manzaraya bakarak çay içmek istedim. Yalnızlığımın tadını çıkarırken, muhteşem deniz ve Bebek koyunun tüm güzelliği beni öyle mutlu etti ki.. içimden yaşadığım için ve hala güzelliklere yüreğimin dokunduğunu bilmek beni çok mutlu etti. Arkamdan birinin yaklaştığını hissetim ve hızla döndüm. Dünyada olmayacak bir şeydi ama oldu. Oydu Murat'tı arkamdaydı. Mucizelere inanma derler, mucize yoktur. Peki bu neydi, bu olan yaşamın olağan dışılığına aitti. Bu benim aşkımın bir cevabıydı. Bu benim için bir hediyeydi, bu Tanrının bir mesajıydı. Sadece ayağa kalktım, yüzüne baktım. Yüzünde ki güzel çizgiler, ağzının ucundaki muhteşem seksi gülümseme, güneş yanığı teni işte karşımdaydı. Yüzünden yine bir anlam çıkarmak zordu ama olsun burdaydı ya. Hiç bir şey demeden boynuna sarıldım ve seni çok özledim yabancı dedim. Seni tanımıyorum, kimsin. nesin bilmiyorum ama seni çok özledim ve daha çok özlemek istemiyorum dedim. O da bana muhteşem bir şekilde sarıldı ve boynumdan öptü. Nefesi ve kendisi yosun kokuyordu, öyle muhteşemdi ki..
Sıcaklığı tüm vücudumu sarmıştı, kalp atışlarımı durduramıyordum. Bulunduğumuz yer tamamen sarı bir sıcaklık olmuştu. An durmuştu, yaşam durdurmuştu. Daha önce ne zaman bu kadar güvende olmuştum, kime böyle teslim olmuştum, kim beni böyle koklamıştı. An denen şey ne garipti onun kollarındayken herşeyi düşünmüştüm, o bana sıkı sıkı sarılıyken hayatımı düşünüyordum, ne kadar garipti. Usul usul saçlarımı kokluyordu. Teni nasıl yumuşaktı. Mümkün müydü bu kadar yumuşak ten. Sanki kulağıma melodiler fısıldıyordu, nefesinin ve kendinin kokusu duyuyorken nasıl oluyorda hiç konuşmuyordu. Kulağıma "şimdi kendin oldun artık küçük kız" dedi.
Onun kollarından ne zaman ayrılmıştım ve ben niye yerde yatıyordum o nerdeydi? insanlar başıma gelmiş, başımda ki kanamaya tampon yapıyorlardı. Ben anlıyamıyordum. Ne olmuştu. Sonra biri bağırdı çabuk olun nabzı atmıyor, kız gitti..
SON
Zamanlar su gibi akmıştı, mevsim bahara dönmüştü. Benim içim hala buz kışımdan kurtulamamıştım. içim öyle üşüyordu ki, sürekli aynı hırkama sarılıp duruyordum. Bir güm işteyken, çok sıkıldım ve izin alıp biraz hava almaya çıktım. Bebek sırtlarına çıkıp, güzel bir manzaraya bakarak çay içmek istedim. Yalnızlığımın tadını çıkarırken, muhteşem deniz ve Bebek koyunun tüm güzelliği beni öyle mutlu etti ki.. içimden yaşadığım için ve hala güzelliklere yüreğimin dokunduğunu bilmek beni çok mutlu etti. Arkamdan birinin yaklaştığını hissetim ve hızla döndüm. Dünyada olmayacak bir şeydi ama oldu. Oydu Murat'tı arkamdaydı. Mucizelere inanma derler, mucize yoktur. Peki bu neydi, bu olan yaşamın olağan dışılığına aitti. Bu benim aşkımın bir cevabıydı. Bu benim için bir hediyeydi, bu Tanrının bir mesajıydı. Sadece ayağa kalktım, yüzüne baktım. Yüzünde ki güzel çizgiler, ağzının ucundaki muhteşem seksi gülümseme, güneş yanığı teni işte karşımdaydı. Yüzünden yine bir anlam çıkarmak zordu ama olsun burdaydı ya. Hiç bir şey demeden boynuna sarıldım ve seni çok özledim yabancı dedim. Seni tanımıyorum, kimsin. nesin bilmiyorum ama seni çok özledim ve daha çok özlemek istemiyorum dedim. O da bana muhteşem bir şekilde sarıldı ve boynumdan öptü. Nefesi ve kendisi yosun kokuyordu, öyle muhteşemdi ki..
Sıcaklığı tüm vücudumu sarmıştı, kalp atışlarımı durduramıyordum. Bulunduğumuz yer tamamen sarı bir sıcaklık olmuştu. An durmuştu, yaşam durdurmuştu. Daha önce ne zaman bu kadar güvende olmuştum, kime böyle teslim olmuştum, kim beni böyle koklamıştı. An denen şey ne garipti onun kollarındayken herşeyi düşünmüştüm, o bana sıkı sıkı sarılıyken hayatımı düşünüyordum, ne kadar garipti. Usul usul saçlarımı kokluyordu. Teni nasıl yumuşaktı. Mümkün müydü bu kadar yumuşak ten. Sanki kulağıma melodiler fısıldıyordu, nefesinin ve kendinin kokusu duyuyorken nasıl oluyorda hiç konuşmuyordu. Kulağıma "şimdi kendin oldun artık küçük kız" dedi.
Onun kollarından ne zaman ayrılmıştım ve ben niye yerde yatıyordum o nerdeydi? insanlar başıma gelmiş, başımda ki kanamaya tampon yapıyorlardı. Ben anlıyamıyordum. Ne olmuştu. Sonra biri bağırdı çabuk olun nabzı atmıyor, kız gitti..
SON
güncel Önemli Başlıklar