bugün

yokluğunda inşa ettiğim o hayali
bir anlik öfkeyle yerle bir ettim
ağır bir bilanço hayatta kalan yok
pişmanlik duygusu kendimi ihbar ettim
ifşa et! suçluyum saklamak sonuçsuz
yahut infaz et varlığım luzumsuz
yaranmak imkansiz ağzinla kus tut
alti yil devamli gittim kanaat notum sorumsuz!
bir hayale adanmis yarım bir öykuyuz
arar ve sorarlar yokuz ki sürgünüz
hangimiz ters hangimiz düz hangimiz yaz hangimiz güz
mechül bir dörtlüyüz
en değerli armağan aşk hayatta gördüğüm
garip bir hediye kurdelasi kördüğüm
boğuştuğum ilmik çözülmez niyetli
bu boşluk yaşantıma ilk okuldan meyilli
benim samimi dostum kafamdaki duygularim
malesef münferitim onlarinda cani sikkin
aşina değildim lüzumsüz kinaye
abiyane bi tabir hep ayni terane
bir birine sürtecek iki liram yok cebimde
hayatla inatlastim hayalimin peşinde
o halde müsade vakur bir ifade
laedri mahlas dervis-i virane
dayan bu badireler de geçici bak inan
uzatma git beni unut dedi hatıram
bak haline yerle bir oldun oyun değil yaşam
ne seyrine ne keyfine ve de rengine kan.

öncelerden kararliydim büyüyecektim çocuk yaşta
hediye yaptim kendime ve postaladim yillara
içini açtim baksin karşımdaydi silüetim
görülmez bir kaza dostum büyümüşüm galiba
birikimlerim yazdiklarimdan ibaret bilinmeli
sayfalarda mutluluk varsa yanliş silinmeli
biz hayatin işçisi dost elimizde emeklerle
arayarak bulursun elbet dürüstlüğü yüreklerde
kapkaranlik bir oda icinde loş lamba
kağıt üstünde kalem koltuğun üstünde ben
çocuklar yaziyorum ya kizarsaniz yeniden
dostlar üzmeyin zaten gönülde var çilem
benim bildiğim hersey yanliş hayatta lakin
seninde gördüğun üzere bulmaliyiz doğruyu canim bu yaşamda
neydi dogru neydi yanliş? derken ellerimde kaldi çok soru
cevaplari yok herseye şaşkın
bak yakala beni ve cümlelerimi kat hayatina
derinlik uzmanindan yazilmis bir not sana
görüyorum rüyalarimda tüm gercek dostlari
yitiriyorlar saygilarini ben sarki yapmadikca

kimisinin ne keyfine ne rengine kan delikanlı
ben de büyüdüm ve küçülmek istiyorum an be an
ah istemekle olsaydı her istek
ve yerine gelseydi içinden geçen dilek
tadından tuz biber çalınırdı hayatın koca bebek
gel geçelim konunun en hakiki merkezine
ve akşa dalalım raksa geçelim
kendimize güvenli bir yol seçelim
bulana kadar toprak eşelim bir gün sende ağlayacaksın be neşelim
senin baktıkların senin battıklarındır.
neye meyil ettiysen ona doğru yollanırsın.
gönül kuşunu hangi avcı vurduysa onun yanına uğurlanırsın.
herkes bir yolcudur yoluna kurban olduğum.
şimdi bana burayı tapulamış bir dünyalı gösterin
ve şimdi gösteremediklerinizle övünün.
ben en doğruya en yanlışlardan geçerek ulaştım
sizin bataklıklarınızdan gül bahçesine nihayet ulaştım.
bir sebep ve bir sonuç biri dipte biri en uç
her sorumun cevabı neredeyse korkunç
ayaklarına kapandığım halim ilginç
kabuğumdan taşırmak istemediğim içimdeki utanç!