bugün

ben günümüz gençlerine hep saygı duyan onların geleceğimizi kurtaracağına inanan bir bireydim. ancak şu olaydan sonra ben de umutsuzluğa kapılır oldum. belki de yanılırım ilerde, kim bilir?
geçtiğimiz günlerde kardeşimin 95 doğumlu bir arkadaşı geldi eve. ben ki anadolu rock' ın yılmaz temsilcisi olarak o dakikalarda odamda cem karaca, haluk levent gibi üstadları dinleyip kendimden geçmekteydim. ses biraz açmış olmamdan ötürü içeriye de tüm ses gitmekteydi, annemler artık bu duruma alışıktı. bir süre sonra kardeşimin misafiri odamdan gelen sesi farketti. ve " bu şarkı kimin, kim söylüyor bunu ? " dedi.
kardeşim de bunun üzerine cem karaca cevabını verdi. ardından kız;
"cem karaca mı ? o da kim ya ? " dedi.
ardından evi derin bir sessizlik kapladı. küçük kız yanlış bir şey söylediğini farketmişti.
gülhane parkında
bir ceviz ağacı,
mahzun bekler
genç adamı.
suçu yoktu aslında
ne de polis farkında.
nesiller arsı kültü farkının git gide düştüğü gerçeğinin delili.
bundan yüzyıllar önce bu kültür farkı dolayısıyla nesillerin birbirini anlayamaması yani kültür çatışması onlarca nesil geçse bile oluşmuyordu. o kadar yavaş ve normalceydiki sorun çıkmıyordu.
yıllar önceyse bu nesil farkı dedelerin torunları anlamamasınına indi. şimdiyse abi kardeş durumuna indi. biz teknolojinin internetin hayatımıza girişini izleyerek büyüdük. ama kardeşlerimiz onlarla büyüyor. ve iki sene öncenin starları hatırlanmıyor.
yanisi sözlük buna alışın yakında üst sınıf bi alt sınıfını anlayamayacak.
(bkz: kereeem ceeemm)
önceki neslin Ruhi Su ile tanışık olmamasından aynı sebepten ötürüdür.
yeni nesil için büyük kayıptır. cem karaca, barış manço gibi sanatçıları bilmemesi çok kötü. ondan sonra I love you justin biber diye bağırıyolar.
çok büyük ayıptır. ancak gerçektir.