bugün

Düşünün ki istanbul a günde iki saat su veriliyor musluğu açtığınızda sular akmıyor.

Düşünün ki istanbul un heryeri çöp, heryerde çöplerden dağlar oluşmuş hatta çöplerin kontrolsüz toplanması sebebiyle insanlar ölüyor.
(bkz: ümraniye çöplüğü patlaması)

Düşünün ki çarpık kentleşme yüzünden şehrin görünümü kirleniyor.

Düşünün ki insanlar hastanede tedavi olmak için sabahın köründe 5-6 gibi gidip sıra numarası alıyor muayene olabilmek için.

Düşünün ki alım gücü yok insanlar aç, sefil sosyal devlet anlayışı yok

Düşünün ki yollar bozuk bir yerden bir yere gitmek ölüm oluyor.

Düşünün ki insanlar ekmek,tüp kuyruğuna giriyor.

Düşünün ki yüksek faizlere boyun eğiyorsunuz.

Düşünün ki havayolu ulaşımı sadece zengin insanların tercihi oluyor.

Düşünün ki sürekli ordu vesayetine boyun eğmek zorunda kalıyorsunuz.

Düşünün ki başörtülüsünüz diye hiçbir kamu kuruluşuna alınmıyorsunuz.

Düşünün ki çocuğunuzu okula kaydettirip kitaplarını parayla alıyorsunuz.

Düşünün ki anadolu da köylerde yaşıyorsunuz elektrik, su, yol yok.

Bu liste uzarda gider...
Ülkenin yarısı akp'ye veriyor zaten. Yeni nesilde bile domalan var.
yeni nesil 90ları görmedi ama ak partinin ülkeyi nasıl 90lara götürdüğünü görüyor.
düşünün ki bütün limanlar, madenler, tekel, telekom, karayolları, enerji hatları, milli piyango israile, fransıza, araba satılmamış

düşünün ki cemaatin adamlarını hakim savcı yapacam diye hsyk kanunları değiştirilmemiş.

düşünün ki mahkemeler yine yavaş çalışıyor ama hakime güven yerinde bir karar veriyorsa cemaatin adamı olduğu için vermiyor.

düşünün ki televizyonda iktidarı rahatça eleştiren hatta dalga geçebilen yasemince, olacak o kadar gibi programlar olabiliyor.

düşünün ki başbakanın karikatürünü dalga geçerek yapabiliyorlar. göreceli olarak basın özgürlüğü var.

düşünün ki hastanede çok sıra bekliyorsunuz çünkü doktora 5 dakikada bir hasta bakma mecburiyeti getirilmemiş bu yüzden doktorlar yanlış teşhisler koyup hastalarda daha büyük problemlere yol açmıyor bu sebeple hasta yakınları doktorları dövmüyor. doktorların her gün dayak yemediği, şamar oğlanına dönüştürülmediği bir ülke düşünün.

düşünün ki türk ordusu genel kurmay başkanından teğmenine kadar hapse tıkılmamış.

düşünün ki apo yakalanmış, terör bitmiş 2 sene de hiç sehit verilmemiş.

düşünün ki pkk doğuda yol kesmesi yol araması yapamaz duruma getirilmiş.
ülke 90'lara göre elbette çok daha iyi durumda.

90'lar da 70'lere göre çok çok iyi bir durumdaydı.

ne kadar ilginç değil mi?

90'ları başından sonuna kadar istanbul'da geçirdim, gettolarda da yaşadım ortalama ya da görece nezih semtlerde de.

ama hiçbir zaman tüp ya da ekmek kuyruğuna girmedim, o kuyruklar 70'li yıllardan alıntı olmasın? *
su ve elektrik kesintileri bazı semtlerde çok sık yaşanırdı doğru ama hiçbir zaman günde 22 saat susuz da kalmadık.

babamın asgari ücretle çalıştığı yıllar da oldu ama hiçbir zaman "oha amk etin kilosu şu kadar olur mu?" demedik.

neyse konu bu değil elbette.

aptallık şurada yatıyor;

100 metre koşusunda yarışan 10 tane atlet var diyelim.

bunlar 20 yıl boyunca aynı kadro ile yarışıyorlar.

sen ilk yıl 20 saniyede bitirerek 3. oluyorsun.

sonra süren azalıyor ama sıralaman da düşüyor.

lakin öyle bir aptalsın ki ilk yıl 20 saniyede bitirmiştim, şimdi 10 saniyede bitirebiliyorum diye avutuyorsun kendini.

halbuki bu süreçte rakiplerinin çoğu 10 saniye bandını aşmış ve seni en arka sıralara itmiş durumda.

demem o ki tatlım;

cari açık, gsmh gibi rakamlara bakıp dünyada neredeymişsin, şimdi neredesin bir kontrol et önce.

sonra küresel kriz dönemlerinde abd'nin dünyaya değerinin altında dağıttığı trilyonlarca doları diğer ülkeler nasıl kullanmış, sen ne yönde kullanmışsın bir de onu kontrol et.

kore, kanada gibi ülkeler bundan 20-25 yıl önce seninle yan yana anılırken şimdi neden onların gölgesinde ve çok uzağında kalıp meksika, endonezya gibi ülkelerle aynı banda gerilemişsin bir de onu araştır.

son olarak abd bu dolar akışını durdurup belli tasarruflara gitmeye başlayınca avrupanın tırt birkaç ülkesiyle birlikte ilk patlayan ülkeler arasına girmişsin bir de ona bakıver.

hani güçlü ekonomi, istikrarlı ülke falan filan diyorsunuz ya.

cevaplarını bul ve gel bakalım.
gönlünü avutmak isteyen akplilerin temennisi.

istanbuldaki çöp dağlarının, su sorununun neden kaynaklandığını dahi araştırmadan, internetin olmadığı , doktor ve hastane sayısının görece az olduğu bir dönem olduğunu hesaba katmadan, tüp kuyruklarının 80 öncesinin gerçeği olduğunu bilmeden, istanbulda hala yolların ve ulaşımın gittikçe kangrene dönüştüğünü görmeden akpye verirdi demek götünden sallamak demektir.

okul kitaplarını kendimiz alıyorduk doğru, ama en azından devlet okullarında doğru dürüst bir eğitim alabiliyorduk. şimdi cesareti olan göndersin bakalım çocuğunu devlet okuluna? o okulların yarısının adı imam hatip oldu.

bence akpliler 90 ları en baştan yaşayıp gelsin. ya tayyibin büyüsüne kapılıp gerçekleri unutmuşlar ya yaşadıklarından hiçbirşey anlamamışlar.