bugün

Atilla Birkiye'nin kasım 2000'de Assos Yayınları'ndan çıkan kitabı...

--spoiler--
Yıllar yılları kovaladı, dünyanın en güzel diliyle, ana dilimle yazdım; kendimi birden denemenin engin sularında buldum, varoluşumu anladım; acemi dizelerim, ilkgençlik aşklarımdı.

Zaman geldi, dünyaya da küstüm, istanbul'a da küstüm, denemeye bile küstüm; tüm kapılarımı tüm pencerelerimi kapadım, bir serçe bile giremezdi içeri; ama hiçbir zaman, kişisel tarihimde aşka küsmedim, çünkü:

Yaşamın kendisidir, aşk... *
--spoiler--

--spoiler--
Evet, oysa mehtap diye bakıyorsak gecenin lacivert karanlığının ortasındaki parıldayana, dolunayı görme şansımız varsa ayda en az bir kez; ve en önemlisi yüreğimiz duygu titreşimleriyle dolduğunda dokunabiliyorsak insanı kendine çeken o büyülü yuvarlaklığa, kim söz edebilir aşkın zamansızlığından ya da aşkın kötü bir kafiye olduğundan...
Kafiyelere hep gereksinim vardır; her ne kadar eskiseler de. Yeri geldiğinde, yarım bir kafiye bile çarpan bir yüreği, bir ırmağın gürül gürül akışını, hanımelinin kokusunu, bir nilüferin mucizesini, kırmızı bir gülün tutkusunu anlatmaya yeter...
--spoiler--
acı çekmekse aşk, evet ta kendisidir.
yok öyle bir şey aslaında.kafamızdaki bir kurgudur aşk.