bugün

Hayalin saçma sapan olması kendi içinde tutarlı.Çünkü Hayata değen bir hayal realitede pek mümkün değil. dış dünyada sevgiden çok nefret, aşktan çok kin, iyilikten çok kötülük ve hayalden çok gerçek vardır.
Saçma sapan hayal diye bir şey yoktur, her hayal gerçekleştirileceği günü bekler insanın zihninde. Düşlerinde Yaşar, yüzünde gülümseme bırakır akla her geldiğinde. Saçma sapan olduğunu düşündüğün şey hayal değildir zaten, öylesine şimşek gibi çakıp geçen bir düşünceden ibarettir.
60 ların amerikasında abajur olmak.
şimdi anlatacağım en kıdemli hayalimdir: çocukken bizim köye giderken köy yolu üzerinde yüksek dağlar görürdüm. büyüyüp çok zengin olmayı, gidip o dağ başında bir kulübe yapıp yanımda sadece köpeğimin olmasını düşlerdim. ihtiyaçlarımı karşılamak için bir helikopter alıp sadece belirli dönemlerde helipokterle çarşıya inip ihtiyaçlarımı gidermeyi sonra tekrar kulübeme gidip herkesten uzak tek başıma yaşamayı hayal ettim hep... aradan uzun yıllar geçti fakat bu hayalimin yerine koyabileceğim yeni bir hayal olmadı. helikopter parasını denkleştirir denkleştirmez o yüksek dağ başına yerleşmeyi düşünüyorum. bu arada bilginiz olsun misafir kabul etmiyorum.
Sade bir yaşam sürmek öyle aşk, şevkat, iman içinde. Saçma mı pekiii olabildiğince gerçek. Ama sonuncusu hariç uzak sadece, plüton -şu gezegenlikten atilan bizim gök cismi- ha işte o kadar uzak.
gezegenler arası yolculuk yapmak. yeni yaşam formları bulmak. sonra onları yok etmek. malum sonra yaratıklarla uğraşması var.

deep not: yolculuğun olmazsa olmazı.
(bkz: gezegenler arası fordculuk yapmak)
(img:#253430)
wembley'de konser vermek.
hiç bir zaman gerçekleşmeyecek hayaldir ama hayaldir. parayla mı lan ahada şimdide şampiyonlar ligi finalinde gol atıyorum.
fenerbahçe - galatasaray maçında degaj yapmak. toptan çıkan duppppppppppp sesini duyduktan sonra hakeme doğru gidip ibnesin olum sen diye bağırıp kırmızı kartı yedikten sonra, fenerbahçe armasını öpüp soyunma odasına gitmek.
(bkz: istesem sözlükte yarım saatte 3 erkek düşürürüm)
tüm sokak hayvanlarının uzayan tüylerini kesmek.
old trafford'ta biramı alıp manchester united - liverpool maçını izlemek.
N corp adında bir teknoloji şirketi kurmak. Dharma gibi manyakça işlerle uğraşmak.
yazarların gerçekleşmesini istedikleri veya istemedikleri saçma hayallerdir.
şimdi hem ispanyolca hem portekizce hem ingilizce biliyor olsam hiç de fena olmazdı. ayrıca boyum kısa değil ama yine de biraz daha uzun olsam. ben detroit'de yaşasam, eminem'in evinin yan tarafları boş arsalarla dolu. onlardan birini alsam ev yaptırsam. * * sevdiğim çocuk da beni seviyor olsa, o da detroit'de olsa. hem yanımda sevdiğim çocuk hem karşımda eminem'im... insan hayalleriyle yaşarmış... ya da eminem on yaş küçük olsa ben de biraz daha büyük olsam, sevdiğim çocuğu salla eminem dururken onu napıyım. *
bütün tavuklara paçalı don mecburiyeti getirip tekstil sektörünü geliştirmek.
kulağında en hüzünlü metal parçalarla bir gökdelenin tepesinde öylece durmak. sonra uçabiliyor muyum onu denemek...
eskiden olduğu gibi, ellerim o'nun ellerinin içinde, yağmurda bütün heykeli dolaşmak. **
hala beyaz atlı prensimi bekliyorum. ve filmlerdeki gibi bir aşkın olabileceğine inanıyorum. onu bulduktan sonra da hayatımı bu adama adamak istiyorum.
dünyayı gezme hayali!
kadim ve metruk bir mekanın, perdeleri örtük ve loş ışıklı bir odasında, projeksiyondan yansıyan yalnızlığımı izlemek istiyorum.

yalnızlığımın efkarına bir sigara yakmak...

bitmesine fırsat vermeden, bir ikinci sigarayı yakmak istiyorum...

ve ağlamak...

ağladıkça düşünmek, düşündükçe ağlamak istiyorum.

akıp giden zamanda, tükenmenin ne demek olduğunu iliklerime kadar hissedip, parça parça erimek istiyorum...

öncesinde ellerim...

sonrasında ayaklarım.

ve bacaklarım...

ve gövdem...

en nihayetinde yüreğim erimeli...

ardımda tek bir toz zerreciği dahi bırakmadan eriyip gitmeliyim...

böyle işte.
bir ara tokio hotel grubunu aşırı seviyordum. aslında şarkılarını değil, bill kaulitz'i. onun için almanca öğreniyor, saçma sapan hayaller kuruyordum. hatta hedefime ulaşabilmek için bunları aşamalandırmıştım. en saçması tokio hotel'de solist olmaktı. ha bir de 10.su. hahaha, cidden çok saçma. söylemem lan ben onların şarkılarını. * neyse;

1) tokio hotel'in konserine gitmek.
2) tokio hotel'in bir konserine daha gidip bill kaulitz ile fotoğraf çekilmek.
3) tokio hotel'in her konserine gidip her seferinde fotoğraf çekilmek.
4) tokio hotel'in konuk olduğu her programa seyirci olarak katılmak.
5) bir gün bill'in dikkatini çekmek, "bu kız buraya çok geliyor yeaa. uu beybi." demesini beklemek. o bunu söyleyesiye kadar ona ulaşmaya çalışmak.
6) tokio hotel'de solist olmak istemek. *
7) bunun için öncelikle bir grupta solist olmak. tanınmak ve onunla aynı ortama girebilmek.
8) bill ile tanışmak.
9) "tom ! niye herkesle yatıyorsun lan" diye hesap sormak, bill kaulitz'i müslüman yapmak istemek. khfkjdsfks.
10) bill kaulitz'i müslüman yapıp onunla evlenmek. tom'un amca olmasını sağlamak.

ahahahaaa, çok güldüm hatırlayınca. evet şu 10 aşamadan sadece 7.sini yapabildim sonra zaten baktım bill ile olmayacak, çünkü saç stilini değiştirmiş. işte ne bileyim, konuşmaları değişmiş. olmaz dedim bill, olmaz lan. çok pis hayal kurarım.

http://4.bp.blogspot.com/...SCUpg_k/s1600/25k7iab.jpg << bu eski hali.

http://2.bp.blogspot.com/...-kaulitz-car-accident.jpg << bu da yeni hali. sevemedim gardaş.
Googlearth ün uydusuna tutunarak dünya turu yapmak.
tayyip'i üzerinden atan ata anıt mezar yapmak.
eski sevgilimin doğum günümde yeniden başlamamızı önermesi. (bkz: ah imkansız)
mühendislik okuyorum ama hep içimde bi organizatör olma isteği var ne alakaysa.*