bugün

Evinde gitarın vaaaar mıı? Gidelim öyleyse.
bir abi var... ismi, nihat. adam tam bir illegal. hayatında bi dönem bi maaşlı/sigortalı işte çalışmış ona da "2 ay dayanabildim amk, ne kadar saçma lan, patron maaş versin diye tavşan gibi bekliyosun" diyo. çünkü adamın iş hayatı felsefesi değişik... özetle çok basit; katakulle.

neyse bunun bi arkadaşı var o da kemal abi.. arkadaşı dediysem, kemal 45-50 yaşında falan, çoluklu çocuklu adam. nihat 35 yaşında, arada vurduğu bi sevg... bi manit.. bi hatu.. neyse bişeyi var işte...

hikaye şurda başlıyo... kemal abi'nin bi ara bağsur problemi oldu.. adam ne yapsa ne etse kurtulamadı sıkıntıdan.. bi süre sonrada nihat olaya dahil oldu.. bi gün demiş ki; "bende bi ilaç var, bir gün kullanıyosun geçiyo.." "geçiyo" demesinin bir dayanağı da yok, daha adamın bağsuru olduğunu bilmiyo.. tek bildiği şey; kemal'in göt sıkıntıda.. öyle haybeye "ilacı kullanıyosun geçiyo" diyo.. lan bu adamı bizon mu süstü? tinercilerin tecavüzüne mi uğradı? yoksa yanlışlıkla yanan piknik tüpüne mi oturdu? hiç bi bilgisi yok.. bu arada tabi herkes biliyo nihat'ın katakulleci olduğunu.. bu yüzden kemal abi de yanaşmıyo fazla.

lakin gelin görün ki kemal abinin agrıları iki üç gün aralıksız sürünce dayanamıyo ve sonunda arıyo nihat'ı "lan bi ilaç var diyodun ya sen, onu bi getir hele" diyo.

nihat cevap veriyor: "getiriyim ama pahalıdır o ilaç kemal."

kemal: "lan götümde dinamitler patlıyo amk. getir tamam parası neyse vercem."

kemal abi kullanıyo bu ilaçları, kulladığı günün gecesi kalp krizinden hastanede..

adam ameliyat falan oluyo 2ay 3ay uğraşıyo, neyse ki atlatıyo.

geçenlerde de benim arkadaşın babasının işlettiği gözlükçü dükkanına geldi. esnaf muhabbeti şeklinde konuşurlarken nihat abi dışardaki diyafondan kendisine çay söyleyip selaamaleküm deyip içeri girdi... şöyle bir diyalog oldu:

nihat: naptın kemal nası oldun? ha? goçum?
kemal: sikt*r git, orosbuoğlu seni.
nihat: niye öyle diyosun ya kardeş değil miyiz?

bir adam bu kadar pişkin ve komik olamaz, daha bu binde bir.. neyse bu da ne zamandır yazmak istediğim ama başlık bulamadığım bir anımdır, buraya yazayım dedim, hadi baş baş.
Sana demiştim ya o gün, verdiğim kadar değer alamıyorum senden. Neden o gün pişman ettirdin beni ha? Kim bilir 1 ay sonra göremeyeceğim seni. Alışmaya çalışıyorum şimdiden, seninle olduğum her saniye vedalaşıp ayrı yollara gideceğimizi hatırlıyorum.. Lanet olsun be. Alışamam ki , hafızanın köşesinde unutulmayı bekleyeceğim malesef. Özür dilerim her şey için.
çocuksun demiştim sana her defasında itiraz ettin bana, bak şimdi aynaya ne kadar çocuk olduğunu gör.
Kimi zaman yalnız ışıkların yoldaşı olmuşumdur, beraber aydınlatalım diye. Gece Karanlığı bastığı zaman gözleri yollarda kaybolmuş yüreklerin feneri olayım, yön vereyim bozuk pusulana. Ya da sana liman olayım, bana bağla bütün iplerini, kopma uçsuz bucaksız düşüncelerimden. En iyisi ben ne olayım biliyor musun? Omuzuna yattığım zaman huzur bulduğum tek yer olayım, her nefes alışımda ciğerlerim şenlensin ve sana her bakışımda geleceğimin tohumlarımı göreyim. Gülüşün yetsin bana, yedirsin, içirsin, beslesin beni. Ve sadece gülüşün yeter bana...
yalandan korkmam yılandan korktuğum kadar.
Kocam beğendiğim kolyeyi aldı. Yuppi yuppi yuppiyay! Sağolsun.
görsel