bugün

Adam geç saatte zil zurna sarhoş eve geldi. Karısı uyuyordu. Tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra
karısının yanına geldi ve kadını uyandırdı. Karıcığım,
Ne var ? Sen ne mükemmel bir kadınsın be, birtanesin. Ne oldu gene ? Ne olacak tuvaletimize o otomatik lambayı ne zaman taktırdın ?Harika olmuş. Ne diyorsun sen ne lambası ? Valla ne bileyim hayatım, tuvaletin kapısını açınca ışık yanıyor kapatınca sönüyor. kadın öfkeyle yerinden fırlayıp : Allah belanı versin pis sarhoş yine mi buzdolabına işedin !
iki sarışın yolda giderken yerde ayna görürler. biri aynayı alıp kapağını açıp bakar;
-aa, bu resimdekini gözüm bir yerden ısırıyor!

diğer sarışında merak edip, aynayı alır ve o da bakar;
-tabi ki tanıdık salak, o benim...
temel herzamanki gibi yolda yürüyormuş, birden yolun ortasındaki çukura düşmüş. çukurda alman, fransız ve ingilizi görünce bekler mi, yapıştırmış hemen cevabı : 'cene mi siz ula ...lari.'
kapı vurulur ve bir erkek kapıyı açar.

kadın:
'iyi günler az önce camınız kırıldı ve bunu yapan benim çocuğum, lütfen özrümü kabul edin ne kadar masrafı varsa ödemek istiyorum' der.
adam:
'hiç sorun değil çocuğunuz camı kırdı ve içeri giren top değerli bir vazoya çarptı ve o da kırıldı'.
kadın daha fazla üzülür ve içeri girdiğinde gerçekten bir vazoyu kırılmış görür.
'çok üzgünüm bunun da masrafını ödemek istiyorum' der.
adam:
'hiç önemli değil, aslında çok büyük bir iyilik yaptınız bana'.
kadın:
merakla: 'ama camınız ve değerli bir vazonuz kırıldı nasıl olur' der.
adam:
'hanımefendi ben bir cinim ve 100 bin yıldır o vazoda hapis kalmıştım, çocuğunuz sayesinde özgürlüğüme kavuştum, dileyin benden ne dilerseniz,
kadın:
önceleri şaşırsa da, biraz düşündükten sonra; 'çok güzel ve büyük bir malikane istiyorum' der.
adam:
'bir dakika' der ve kısa bir telefon görüşmesinden sonra; 'tamam hanımefendi, malikaneniz hazır' der, 'i̇kinci dileğiniz nedir?' diye sorar.
kadın:
sevinç çığlıkları ile; 'en güzel kıyafetleri istiyorum' der.
adam:
yine kısa bir telefon görüşmesinden sonra; 'tamam, hanımefendi, versace ve d&g'ya gidip en güzel kıyafetlerden istediğiniz kadar alabilirsiniz' der,
adam: 'son dileğinizi de alabilir miyim' diye sormasıyla
kadın:
çıldırmış bir halde; 'dünyanın en güzel mücevherlerini istiyorum' der.
adam:
yine kısa bir telefon görüşmesinden sonra; 'tamamdır, yarin tüm mücevherleriniz teslim edilecek' der.
kadın:
artik sevinçten çıldırmıştır.
adam:
kadına sessizce; 'ee şey hanımefendi, benim de sizden küçük bir ricam olacak' der, 'malum,100 yıldır bir vazodayım, bu sürede hiç kadın yüzü görmedim, benimle bir gece birlikte olabilir misiniz acaba?' diye sorar.
kadın:
biraz düşündükten sonra, o'na bu kadar güzel şeyler veren birinin, isteğini geri çevirmemesi gerektiğini düşünür ve 'tamam olabilir'o der,

sabah'a kadar birlikte olurlar... adam bir ara sigarasını yakar ve kadına sorar; 'kaç yasındasın?'

kadın:
'32' der,

adam:
'hadi yaa.. çok enteresan, bu yaştasın ve hala cinlere inanıyor musun?'
Huzur evinde 3 yaşlı kadın AZRAiL gelirse canımızı alırsa diye düşünmüş
BiRi:
Buldum bebek takilidi yapalım bebek sanıp gider
demiş diğerleride onaylamış
bir gece AZRAiL gelmiş Gelidiğini anlamışlar biri "MAMMAA" diğeri
"ANNEE" öteki "INGAAA" demiş
AZRAiL'de
"HADi BAKALIM ADDAAAA".
kasabada düğün dağılır, hızını alamayan sarhoşlar davul zurna eşliğinde sokaklarda halay çeke çeke kasaba mezarlığına gelirler. mezarlığa gelindiğinin farkına varan davul zurna susar. düğün sahibi seslenir;
- lan olum ne sustunuz ?
+ ağam mezarlığa geldik, ayıp olur.
- çal lan o zaman bir fatiha.
bir gün pamuk prenses, süpermen ve pinokyo yürüyüşe çıkmışlar... yürürlerken önlerine bir tabela çıkmış. "dünyanın en güzel kadını" yarışması... yazıyormuş üstünde.
- bu yarışmaya katılıyorum, demiş pamuk prenses.. yarım saat sonra arkadaşlarının yanına dönen pamuk prenses'e sormuş süpermen ve pinokyo.
— eeee, nasıl gitti?
— birinci oldum, demiş pamuk prenses. yürüyüşlerine devam ederken bir tabela daha. "dünyanın en güçlü adamı" yarışması... yazıyormuş üstünde.
—bu yarışmaya katılıyorum, demiş süpermen. yarım saat sonra arkadaşlarının yanına dönen süpermen'e sormuş pinokyo ve pamuk prenses.
— eeee, nasıl gitti?
-- şüpheniz mi vardı? demiş süpermen. yürüyüşlerine devam ederken önlerine bir tabela daha çıkmış. "dünyanın en yalancı insanı" yarışması... yazıyormuş üstünde.
—bu yarışmaya katılıyorum, demiş pinokyo. yarım saat sonra arkadaşlarının yanına gözyaşları içinde dönen pinokyo'ya sormuş süpermen ve pamuk prenses.
— ne oldu?
pinokyo:
—kim ulan bu tayyip denen adam!!
yavru ayı annesine sorar;
-anne biz kutup ayısımıyız
-evet yavrum
-anne, dedem de kutup ayısımıydı
-evet yavrum
-anne, babaannem de kutup ayısımıydı
-evet yavrum
-anne, babam da kutup ayısımıydı
-evet yavrum
-peki ben neden üşüyorum o zaman.

*cennet filminden alıntı
çocuk babasına sorar;
-baba, bizi leylekler mi getirdi?
-evet yavrucuğum
-peki bu leylekleri kim sikiyor?
-^%&^$½$
Motosikletli adam bir serçeye çarpmış. Çok üzülmüş, yaralı ve baygın serçeyi evine getirmiş, kafese koymuş... Yanına da biraz ekmek, su. Bir süre sonra serçe kendine gelmiş.
Bakmış "demir parmaklıkların" içinde... Yanında da ekmek, su.
"Eyvah" demiş kendi kendine:
- Motorcuyu öldürmüş, hapse düşmüşüz.
Temel, bir ingiliz bebeği evlat edinmiş. Niçin?
- Büyüyünce, kendisine ingilizce öğretsin diye.
temel in dünyalar güzeli bir karısı varmış.
evliliğin ilk yılları çok güzelmiş.
tabi gel zaman git zaman kadın dayanamayıp sağa sola vermeye başlamış.
bu bir olmuş, iki olmuş.
ipin ucu iyice kaçmış. artık herkese vermeye başlamış.
millet iyice abartmaya, temel in karısıyla ne şekilde neler yaptığını anlatmaya başlamış.
gün gelmiş millet temel in evinin önünde kuyruğa girmiş resmen.
bir gün tam millet kuyruktayken temel evden çıkıyormuş.
temel in bir arkadaşı dayanamayıp:
-tü senin erkekliğine, millet kapında kuyruk oldu, hala şu kadını boşamadın deyince temel:
-ne yapayım, boşanıp ben de kuyruğa mı gireyim? demiş..
Bir gün ögretmenin biri derste mini
etek giyen bir
kıza dikkatlice bakar.
Kız da bunu farkedip 'hayırdır
hocam gözünüzü
benden alamıyorsunuz kendimi bir an tren sandım'
der.Bunun
üzerine bütün sınıf hocayla alay eder gibi gülmeye
başlar.Hoca
da yavaşca gülerek 'Haklısın kızım günde bana da
300 kişi binse ben de
kendimi tren sanardım! der.
20 yaşlarında bir delikanlı, kız arkadaşı ile gidecek yer bulamamanın sıkıntısı içinde kıvranırken, sokağın ıssız yerine park edilen bir kamyonu fark etmiş. içinde de kimsenin olmadığını görünce, kamyonun altına girmişler.

Birkaç dakika gibi gelen birkaç saat geçtikten sonra, delikanlı bekçinin cop ile dürtmesiyle, toparlanmış. Bekçi, sert bir ses tonuyla sormuş;

- Delikanlı, ne yapıyorsun burada?

- Ne yapacağım, kamyonu tamir ediyorum.

- Bak delikanlı, bu dediğin üç nedenle doğru değil...

Birincisi, kamyon tamir edilirken, sırt üstü yatılır. Sen, yüz üstü uzanmışsın.

ikincisi, kamyon tamir edilirken, pantolon çıkartılmaz.

Üçüncüsüne gelince... kamyon gideli tam bir saat oldu!
trafik polisi arabayi durdurmus ve egilip sormus:
ehliyet ruhsat lutfen
tabi buyrun demis sofor ve vermis. polis bakmis bi
problem yok.
pekii demis polis‚ cevre vergisi pulu?
burada‚ buyrun demis adam.
ilk yardim cantaniz var mi? demis polis.
tabii deyip bagaji acmis adam. polis bakmis icinde
eksik yok.
yangin sondurucu?
burada buyrun.
zincir?
derhal
derhal cikarayim buyrun.
polis daha sonra tekrar sormus:
mezdeke kaseti var mi?
sofor cok sasirmis.
evet var buyrun demis.
polis: tamam siz onu takin teybe ve sesini acin
demis ve baslamis polis oynamaya. soforun saskinligi
daha da artmis
ve dayanamamis sormus. -hayrola memur
bey?
polis cevap vermis:
ee essek degilsin artik takarsin bi 20 milyon.
piç ali bir gün ablası banyodayken içeri dalar ve sorular sormaya başlar.

+ *abla buraya n'oldu?

- balta düştü.

+ tüh be abla tam da amının ortasına düşmüş amk.*
maymunun biri muz ağacinin tepesine çıkmış. açmiş bi şişe rakı. hem rakı içiyor hem de muz yiyormuş.

aşagidan geçen tilki maymunu görmus ve ne yaptıgını sormuş. maymun da naapim tilki kardes. muz yiyorum rakı içiyorum aslan sikiyorum demiş.

bunu duyan tilki hemen koşmuş ve anlatmis olanlari aslana. aslan pek aldırıs etmemiş ve tilkiyi siktir etmiş. birazdan maymunu gören fil de naber lan maymun demiş. maymun yine muz yiyorum raki içiyorum aslan sikiyorum demiş.

fil olanlari aslana anlatınca aslan deliye dönmus ve koşa koşa maymunun bulundugu muz ağacını bulmuş. aşağıdan bagırmis maymuna "naapıyon lan orda" demiş. maymun da " naapim, muz yiyorum, rakı içiyorum, amcık amcık konuşuyorum" .
nasreddin hoca'yı göle maya çalarken gören temel sormuş

-nasreddin hoca ne yapıyorsun o yoğurtla göle?
+lan senin bu fıkrada ne işin var
-ya tutarsa?
Bilim adamları 3 fare üstünde 3 ülkenin içkilerinin etkisini test ediyorlarmış,
Fransız içkisini içen fare küt düşmüş.
ingiliz içkisini içen fare küt düşmüş.
En son fareye Türk rakısını içirmişler fare biraz sallanmış sonrada bağırmış :
"getirin lan amına koduğumum kedisini"
bir gün yağmurlu bir havada yaşlı bir adam taksi çevirmiş taksici yakın mesafe diye kabul etmemiş..aradan birkaç gün geçtikten sonra yaşlı adam taksi durağında 3.sırada kendisini yakın mesafe diye almayan taksiciyi görmüş..yaşlı adam ilk sıradaki şoföre kulağına eğilerek kadıköye kaça gidersin demiş..taksici 50 lira , sana 75 veririm ama seni bir kere düdüklerim demiş yaşlı adam, şoför sinirlenmiş adamı kovmuş,ikinci sıradaki söföre aynı muhabbeti yapmış yine kovulmuş gelmiş bizim taksiciye kadıköye kaça gider demiş 50 lira yaşlı adam sana 75 lira vericem ama arkadaşlarının yanından geçerken kornaya basıp gülerek elsallayacaksın.
Birgün tavşan ormanda koşu yapıyormuş. Yolda esrar içen zürafaya rastlamış. ''Zürafa kardeş bırak böyle şeyleri gel koşup sağlıklı yaşayalım demiş. '' ve koşmaya başlamışlar. ileride kokain çeken file rastlamışlar. ''Fil kardeş bırak böyle zararlı şeyleri gel koşalım sağlıklı yaşayalım ''demişler.Başlamışlar üçü koşmaya. Az ileride eroin vuran aslana rastlamışlar. Tavşan: ''aslan kardeş bırak böyle zararlı şeyleri gel koo'' demeden daha aslan gerinmiş gerinmiş tavşana geçirmiş bir tane. Zürafa sormuş :''aslan kardeş neden vurdun tavşana ?'' Aslan cevap vermiş :''bu şerefsiz ne zaman extacy içse bütün ormanı peşine takıp koşturuyor.
Saltanat döneminde Cuma namazına gitmemek büyük suçtur. Bir gün Cumadan çıkan ahali Cumaya gelmeyen bir adamı yakalar ve kadıya götürürler. Padişah ve vezirinde gelmesiyle kadro tamamlanır ve sorgu başlar.

Kadı: Cumaya gelmedin, cezası idam. Son 3 dileğin ne olursa kabulümüzüdür, ondan sonra idam edileceksin.

Adam: O zaman vezirin karısını istiyorum.

Vezir: Olurmu öyle şey, benim karımın seninle ne işi var!!!

Padişah: (Kıs Kıs güler,) siktiret vezir nede olsa ölecek

Adamının ilk isteği vezirin direnişine rağmen gerçekleşir ve vezir karısını götürmüş olur. Sıra 2. isteğe geldiğinde ise;

Adam: Padişahın karısını istiyorum.

Padişah: Sen ne cürretle benim karımı istersin, olmaz öyle şey...

Vezir: ( vezir yavşak yavşak güler ve ) Siktiret padişahım nede olsa ölecek !!!!

Adamın 2. isteğide padişahın sinirine rağmen gerçekleştirilir ve padişahın karısından da nasiplenmiş olur. Sıra 3. isteğine gelir ve ;

Adam: Şimdi de Veziri istiyorum...

Vezir: Padişahım sanki ben bu adamı Cumada gördüm gibime geliyor...

Padişah : Gibisi mi var orospu çoccuğu yanımızda kılmadı mı :
kasabanın birisinde çapkınlıklarıyla ünlü imam ve bekçi varmış. o kadar zampara imişler ki, uçan dişi sineği bile götürüyorlarmış. bir gün kasabaya, mesleğinin baharında genç, idealist bir doktor bey atanmış. genç doktor, hem yakışıklı hem de çok parlak kız gibi bir şeymiş.

doktoru gören bekçi ile imam, birbirleriyle iddiaya girmişler. doktoru önce kim götürürse iddiayı o kazanacakmış. günlerden bir gün, akşam üzeri kasabanın bekçisi doktorun muayenehanesine gitmiş. doktora rahatsızlığını söylemiş. doktor, bekçinin üzerini çıkartıp, sedyeye uzanmasını söylemiş. bekçiyi muyene etmeye başlamış. elini bekçinin kırtına ve göğsüne sürerken bekçi doktorun elini nazikçe tutmuş;

bekçi:"doktor bey sana birsey söylemek istiyorum"
doktor:"söyle bakalım"
bekçi:"ben senden hoşlanıyorum. mümkünse seni birkere yapmak istiyorum"
doktor:"hay hay neden olmasın. biz hastalarımızın her türlü ihtiyacını karşılamak için görev yapıyoruz."
doktor:"yalnız, şimdi akşam üzeridir, insanlar işten çıkmıstır, muayenehaneme uğrayabilirler, sen şu pencereden bir bak bakayim sokak sakin mi, yakalanmayalım." der.

pencereler yukarıya doğru açılıp altan mandallanan pencerelerdenmış. bekçi pencereyi yukarıya doğru kaldırıp başını dişarı çıkartıp sokağa bakmaya başlamış. tam bu sırada doktor pencerenin mandalını çevirerek pencereyi kapatmiş ve bekçinin başı dışarıda kalacak şekilde bekçi sıkışmış. doktor bekçinin arkasına geçip pantolonunu indirmiş ve başlamış gidip gelmeye. doktor gidip geldikçe bekçinin ağzındaki düdük "düüürt düüürt" diye ötüyormuş. tam bu sırada sokaktan geçmekte olan imam efendi;

imam : "hayırdır bekçi efendi, o pencerede ne işin var"
bekçi: "bakıyorum asayiş berkemal mi?"
imam : "sen onu benim külahıma anlat. ben dün gece sabaha kadar o pencerede ezan okudum" demiş.
yaşlı adam başbakanlık konutuna gider;

kapıda ki polise der ki:

-evladım recep tayyip erdoğan'la görüşmek istiyorum.

polis:

-amca tayyip erdoğan seçimleri kaybetti burayı boşalttı o artık başbakan değil der.
ertesi gün aynı amca,aynı polise,başbakanlık konutu kapısında;

evladım recep tayyip erdoğan ile görüşmek istiyorum.

polis bunadığını düşünerek aynı cevabı verir:

-amca recep tayyip artık başbakan değil, dolayısıyla burada oturmuyor,sen artık gelme,der.

ertesi gün aynı amca, aynı polise:

-evlladım recep tayyip erdoğan'la görüşebilir miyim?

polis sinirlenerek:

-eeee! bunak mısın nesin? üç gündür aynı şey. kardeşim recep tayyip erdoğan seçimi kaybetti,artık başbakan değil!burada oturmuyor.

yaşlı amca:

-kızma evladım biliyorum,duymak hoşuma gidiyor sadece!
Hasta "Doktor yardım etmelisiniz!'' demiş,"Korkunç stres altındayım.. insanlara karşı ani sinirlenip acayip parlıyorum!'' "Anlatın probleminizi!'' demiş doktor.."Söyledik ya!!'' demiş hasta "Nerenle dinliyorsun dümbük..Tövbe..Tövbe..!''
güncel Önemli Başlıklar