bugün

Sap sap gezerken Yiyisen ciflerin goruldugu andir.
kendini slow bir müzik ve sigaraya vurduğun andır.
başından geçen bir olayı bir arkadaşına anlatıyormuş gibi kendine anlattığını fark ettiğin andır.
tartışmasız hasta olduğunuz zamanlardır. bronşit gibi boktan bir hastalığa yakalanmışken sabaha kadar uyutmayan öksürük ciğerlerinizi parçalarken, annenizin bir bardak su ile baş ucunuzda belirmediği anlardır. ateşiniz yükselmiş, yarı uykulu yarı uyanık gözlerinizi aralayıp, henüz yerine gelmeyen bulanık bilincinizin etkisiyle boşluğa seslendiğiniz anlardır: "anne su".
telefonun calmamasi. hungur hungur aglarken derdini anlatabilecek birisini bulamamak. disari cikip gezmek varken yorganin icine gomulmek. (bkz: bütün gün pijamalarla durmak)
her gün 2 bira alıp evine gidiyorsan yalnızsındır.
whitesnake-is this love dinleyerek tek başına şehir içinde boş boş araba sürmek.
(bkz: tuvalete girmek) * *
kocaman evde 1 ay yalnız kalıcak olman ve bu süre zarfında ne okul ne iş hiç bi yere çıkma mecburiyetinin olamması ve o ilk soğuk gece ..
hasta olduğunda sıcak br çorba yapanın olmadığını andır.
ev arkadaşlarından ikisi sevgilisiyle biri de akşam yatacağı kızla telefonda konuşurken benim sözlüğe girdiğim anlardır. hayır en yakın arkadaşlardan biri geçen gün sevgilisiyle evleneceklerini, diğeri ilişkilerinin en heyecanlı anlarını yaşadıklarını anlatmış, en en yakın arkadaş an itibari ile kızlarla nargileye gitmiş, yine kardeş kız arkadaşlarıyla karmate konserinde olmasa kendimi bu kadara yalnız hissetmeyeceğim de. bu kadar da vurulmaz ki insanın yüzüne yüzüne be hayat!
al bunu da cebine koy bari, yolluk edersin;
http://www.youtube.com/watch?v=jpE4jxk13KY
Sevgilinin seninle ilgilenmediği zamanlardır.
iphone 5 in şarjının 1 hafta gittiğini gördü bu gözler. ötesi var mı? kıps.
mutsuz olduğun her an.
Vizelere veya finallere hazirlanmaya basladigim dakkadir.
bulaşıklarınızın arasında sadece bir tane telvesi çökmüş kahve fincanınız varsa yalnızsınız demektir.
konuşmaya ihtiyacın olduğun an konuşabilceğin kimselerin kendin ve yalnızlığın olduğunu anladığın andır.
demlediğin çayın yarısını döktüğün an.
Yolda yürürken ellerinizin boşlukta şuursuzca sallandığını farkedip ceplerinize saklanılan andır.
Eve gelindiğinde anahtarı bulmak için ceplerinizi karıştırılan andır.
Yatakta ısınmak için yorganı başa çekilen andır.
Cep telefonuna gelen msajın GSM operatöründen veya reklam mesajı olduğunu anlaşılan andır.
sevgili için kaydadeger bir şeyler yaptığında;
mesela sevgili için herkesi sildiğin de ve terk edildiğinde orta da kaldığı an. yine de sağlık olsun.
kapıyı açacak kimsenin olmamasıymış. bugün kardan kadın olarak eve vardığımda soğuktan hissizleşmiş ve kıpırdamaz parmaklarımla tam 10 dakika anahtar aradım. o an en çok istediğim şey evimin kapısını birinin açmasıydı. aynı zamanda o kişi kombiyi de açsa iyi olurdu. hazır kombiyi açmışken belki bi kahve bile yapabilirdi.*
sıçarken tuvalet kapısının açık olduğunun fark edilmesidir.
ne cafelerde ne de lokantalarda tek kişilik masanın olmadığını farkettiğiniz an. toplum bile, yüzümüze yüzümüze vurur olmuş.
masanın üstündeki kaktüsle konuştuğunuzu fark ettiğiniz an.
artık öğrencilik yıllarında toplanılıp toplanılıp eylemlere giden arkadaşların yavaş yavaş yuva kurmasını izlemektir.