bugün

hergün sana doğru eğilmiş insan arayacağına birgün sen insanlara doğru eğil.
ister olduğun gibi görün, ister göründüğün gibi ol! sana bakanlar sadece seni görmek istedikleri gibi göreceklerdir...
"Göründükleri gibi olmalıdır insanlar.
Eğer değillerse; hiç görünmesinler daha iyi." *
"insanın kendi gibi olmasının koşulu kendini hiç mi hiç bilmemesidir."* diye cevap verilebilir.
Ya gözüme görün ya da kaybol
biliyorum iğrencim.
olmak yada olmamak... işte bütün mesele bu. * *
türbanlı kızların anlamadığı söz.
olur o kadar. zaten hepimiz cok bilmisiz. bu devir oyle. bilmediklerimizi bile bilmiyoruz.

soylediklerimiz onumuze gelince istemiyoruz hatta begenmiyoruz. daha iyisini ariyoruz. memnun edilemez insan.

kime gorundugumuz gibi olsak o bir sure sonra istemiyor bunu.
kurguladigimiz seyi yasayamiyoruz.
oldugumuz gibi gorunmek istesek bile gorunemiyoruz.
bunda suc bizim mi sadece.

insanin kendini begendirme cabasi kabullendirme cabasi gercektir.
bunun icin kotu bile oluruz.

biz insanlari oldugu gibi mi gorundugu gibi mi goruyoruz ha.
bana "o gün orda korkmuştum belli etmemiştim" ya da "böyle söylediğime bakma onun kalbini kırmamak için öyle söyledim" insanları lazım, bu mahalle abisi söylemi gibi hiçbir derinliği olmayan bir söz aslında.
Ben ilkin oldugum gibi gorunmuyordum sonra gorundugum gibi olmaya karar verdim hep bu on yargilar...
Demiştir mevlana celaleddin rumi.
ilkokulda 4.sınıftayken hakkında kompozisyon yazmam istenen bir söz.
o zamana kadar hiç duymamıştım kompozisyona estetik ameliyatla ilgili bir şeyler yazmışım hoca baya bir gülmüştü. Neyse ki sınıftaki öğrencilerde anlamını bilmiyormuş onlar bir şey demedi. Eve gidip evdekilere sordum onlar anlatınca anladım ne olduğunu aradan 15 yıl geçti hala ara ara dalga geçer bizimkiler bu mevzuyla.
ikisinde de zengin gozukurum, ben ne yapayim ?
Mevlana'ya ait olduğu sanılan söz. Ancak bu sözün ortaya çıkılıyla ilgili farklı hikayelerde günümüze anlatılagelmiştir.

Rivayet odur ki:

Hz. Süleyman zamanında derviş gibi giyinen bir adam varmış. Kıyafete bakınca derviş gibi gözükürmüş ama aslında eşkıyanın tekiymiş.

Neyse bu adam bir gün yolda yürürken önüne bir kuş çıkıvermiş. Kuş adamı görünce kaçmamış. Kuş Kendi kendine demiş ki "bu adamın derviş kıyafeti var, bana bundan zarar gelmez. Kaçmaya gerek yok." Ancak adam kuşun kaçmadığını görünce eline bir taş almış ve kuşa atmış. Kuşun bacağı kırılmış.

Kuş dosdoğru hz süleyman'a gitmiş. (Hz süleyman çok iyi kuş dili bilirmiş.) adamdan şikayetçi olmuş. Kıyas cezası istemiş. Benim bacağımı kırdı. Onun da bacağı kırılsın demiş. Adam derhal süleymanın huzuruna çağırılmış. Hz süleyman demiş ki sen bu kuşun bacağını kırmışsın, senden şikayetçi oldu. Kıyas cezası uygulayacağız senin de bacağını taşla kıracağız. Tam bacak kırılacağı esnada kuş insafa gelmiş. Durun durun diye haykırmış. Ben onu affettim ama tek bir şartla. Ya olduğu gibi görünsün derviş kıyafeti giymesin, ya da göründüğü gibi olsun hakiki derviş gibi davransın.
f(x)=x.
Konu hakkındaki diğer entryleri de okudum.
Fakat arkadaşlar hep olduğu gibi görünme kısmına takılmışlar.
Mevlana Celaleddin Rumi burada "ya içini dışarıya yansıt ya da içini dışarıdaki yansımana göre değiştir" diyor.
Ya içini değiştireceksin ya da dışını.
Asırlar önce söylenmiş ve sanırım asırlar sonra da anlamını yitirmeyecek mükemmel söz.
olmak ya da olmamak.
itibar kazanmak için tutarlı davranışlar gösterilmesi gerektiğini vurgulayan mevlana sözü.
götü başı ayri oynayan, yavşak tipler icin soylenilmis bir söz.
münafık olma demiş kısaca:

görsel
Sahte insanlardan olmayın.
pirincin içindeki siyah taş ol, beyaz taş olma demiştir.
Facebook’ta hala revaçta olan bir söz. Çok kaliteli sözdür ama o sözü paylaşan üçkağıtçı dayılar sözü kalitesiz hale getirmiştir.
iş hayatında başarısız olmak isteyenin uygulaması gereken reçete.