bugün

son 10 yıldır adım adım yaklaşan ve beklenen son gerçekleşti. emeği geçen herkes için çok ağır laflar ediyorum kendi kendime. süper lig'de oynayan 20'den fazla kalburüstü diyebileceğimiz futbolcu bu takımdan çıktı son 10 yılda. 18 - 19 yaşında kulüpten gitmemek için ağlayan futbolcular, komisyoncu teknik direktörler ve menajerlerle kol kola altay'ı kemiren kötü maksatlı bazı yöneticiler sayesinde zorla satıldı. 500 bin dolara satılan gencecik necati yerine 34-36 yaşında adamlar kulübe transfer edildi daha yüksek rakamlara. ancak altyapı o denli kuvvetliydi ki her sene haraç mezat satılan yetenekler ve takıma rüşvetle, komisyonla doluşturulan kaşar topçulara rağmen her sene 4-5 genç çocuk çıkıp altay'a play-off oynatıyordu. ama bu sene deniz bitti ve alt yapı bu yükü kaldıramadı.

son 10 yılda rıdvan dilmen'in sık sık anlattığı meşhur diyarbakır - altay maçı ve diyarbakır elazığ maçları ile iki defa süper lig hakkı gaspedilen takım idarecilerinn basiretsizliği yüzünden milyonlarca euro kaybetti. mahmut özgener'in bıçakçı federasyonuna asbaşkanlığı uğruna diyarbakır - elazığ maçını uefa'ya götürmeken vazgeçen dönemin idarecilerine de buradan selam ederim. mahmut özgener o dönemde verdiği sözlerin hiçbirini tutmadığı gibi altay'a mesafeli durmanın da ötesinde rakiplerine yardımcı oldu. koltuk tatlıydı üzerine basıp çıktığı makamda kendisini oraya taşıyan camiayı her fırsatta sırtından bıçakladı.

metin tekin, ismail kartal, coşkun demirbakan gibi ortaokul takımına antrenör olamayacak adamları takımın başına teknik direktör diye getirdiler. ercan ertemçöz ve rıdvan dilmen gibi bir iki düzgün adam haricinde araya adam sokan, politika ve iş dünyasının torpillilerinin takım çalıştırmasına çanak tutan herkese gene çok pis laflar hazırladım ama yazmıyorum.

bu takım bu sene de düşmezdi belki. ankaraspor sezon başında düşmüş diyarbakır erkenden havlu atmıştı. akhisar, kartal, güngören gibi gerçekten çok zayıf takımlar vardı ama teknik direktör zaafiyeti takımın haftalarca kazanabileceği maçları kaybetmesine neden oldu. satılan tiago çılgın atarken, gönderilen molina'nın neden gittiği belli değilken kaleci diye alınan çuval kulübede oturdu durdu. demokratik kongolu sol açık çok iyi bir oyuncu olduğu halde hocalığı kendinden menkul teknik direktör tarafından kazmanın tekine yer açmak için bir türlü oynatılmadı.

seneye ne olur bilinmez. takımın dağılma sürecine girmesi büyük olasılık. benim için değişen bir şey yok ben gene altay taraftarıyım ama süper lig'de ve avrupa kupalarında üst sıralarda yer alması gereken "futbol klasiği" ve "marka" bir camia ne hallerde. insan üzülmeden edemiyor.

altay türkiye gibi yönetiliyor.
süper lig'e çıkmaması için elinden geleni yapılan ve üzerinde oyunlar oynanan altay'ın, elbirliği ile bankasya birinci lig'in dibine sürüklenmesi ve küme düşürülmesidir.
toparlanmak ve sıçrama yapmak için bir fırsat olacağını umduğumuz acı günümüz. ama altay büyüktür rezilliğe tenezzül etmez, etmedi de.
geleneğinde çocuk sikip, kadın kesmek olmayan bir şehrin futbolda da başarısız olması gerekiyormuş onu öğrendik bazıları sayesinde.
bununla birlikte bazı rospu çocuklarının izmire ve izmirlilere lafatmasına sebep olan olay.
altı hafta önceden bu takın düşecek diye spor sitelerine yorumlar yazmıştım. ligde en isteksiz top oynayan takımdı diyebilirim, her maçta son dakikalarda gol bulacağı umuduyla çıkmış gibi bir havası vardı oyuncuların. üzüldüm. halbuki düşmeseler önümüzdeki sezon ne kadar renkli geçecekti. altay, karşıyaka, buca, göztepe... hayal oldu. seneye bekliyoruz altay. unutma bizi.
mersin sitelerinde şenlik var altay düştü diye. 28 sene önce altay, antalyaspor'a 5-2 yenilerek mersin idmanyurdu'nun küme düşmesinden sorumlu tutuluyordu. zira 4-2 bile mersin'e yetiyordu. hatta o dönem samsunspor'da oynayan tanju çolak da 5-2'lik maç için şüpheleri olduğunu ifade etmişti...
(bkz: altayın küme düşmesi/#11747751)
(bkz: altay/#11747279)
iyi ki düşmüştür. ne faydasını gördü türk sporu. tırıvırı takım işte...