bugün

genellikle idrarla ya da kusmukla ilgilidir. birinci sınıfta derste boş boş otururken tuvalet izni almaya utanıp altıma işemiştim. öğretmen de bu sorumsuz davranışımı cezalandırmak için ailemi aramak yerine altıma gazete serdirip bütün gün oturma cezası vermişti hem de o zamanki büyük aşkımın önünde...
iki arkadasimin aralarina alip mincirdigi*kizin arkasi bana donuktu ve ders calisiyordum teneffuste. kizin gotunu burnumun dibinde gorup elemanlardan gazi alinca bastim parmagi. yalniz 8. sinifa* gitmenin verdigi abazanlikla biraz hoyrat davranmisim ki kiz havaya zipladi.
sonraki iki teneffus boyunca seni sikayet edicem mudur yardimcisina deyip durdu. en sonunda gelip "elin carpti degil mi?" dedi bende "evet" dedim ve konu kapandi.
tanim: imkani olsa tekrarlanmayacak anilar.
Bitlenmiştim ve upuzunnn saçlarımı kesmek zorunda kalmıştım.
kızın birini ıssıza çekip öpmüştüm. unutmak istemiyormuşum ki unutmamışım. insan sevişmeye 7 yaşında başlar mı lan?
pembe köşkte özden inönüyle tanışırken altıma işemem. daha da yorum yok.
Çantaları birbirine bağlamak.
8 olan okul numarasıyla aşılara hep okulun başını çekerek gitmek.
karna alınan birkaç tekmeden sonra alta işemek.
bir keresinde de altıma sıçmıştım. paçamdan çıkıvermişti. hey gidi günler be.
sifonu cekince sifon basimdan asagiya bosalmisti. o gunu unutmak istiyorum.
ilk okulda zorla dansa davet oyunu oynagim cocukla , orta okulda ciliz halimle bende 3 tane eden cocukla kavga etmem. Igrenc yaratik tiksinti sey. Adini hala unutmam onur hayatimda senin kadar beginsiz insan gormedim.
okulun ilk günleri en arkada otururdum. ilk okul 4 veya 5. sınıf. söylemesi ayıp motoru bozmuşuz.. her dakika yelleniyordum. benim gazların kokusu biraz ağırdır. benzin kokusu, regl olmuş bıdık kokusu ve haşlanmış lahana karışımı bi koku.. 1 hafta falan motorum tamir olmadı. her dakka salıp sonrada ''gene kim osurdu amk'' ayakları yapıyorum. bu olay bir süre sonra sınıfın dikkatini çekti. en arka köşe kısmı sürekli kanalizasyon gibi kokuyordu benim yüzümden, hatta sınıf hocası bile bi ara ''o bölgede oturan herkesin götünü koklayıp osuranı bulacağım'' tarzında birşeyler söylüyordu.. bir de osurup osurup hiç üstüme alınmazdım amk iyimi..

neyse daha sonra bi sebepten dolayı sınıf öğretmeni benim yerimi değiştirdi ve benim arka köşeyi terketmemle osuruk kokusu da son buldu..

fakat bütün sınıfın ortasında bana bağırarak şunları söyleyen amk orospusunu hiç unutmadım, unutmuyorum, unutmayacağım.

''sen burdan gittiğinden beri burası hiç eskisi gibi kokmuyor, artık burda nefes alabiliyoruz, burda osurup osurup en öne kaçtın, şimdi de orayı kokutuyorsun.''
Bi kerede arkadaş sıçmıştı onu avutayım derken kokudan bayılmıştım.
önümdeki çocuğun altına işedikten sonra birde altına sıçmasıdır üstelik okulun ilk günüdür o gün.
5. Sınıfta sosyal bilgilerdeki bir konuya çalışmadım diye hocadan tokatlar yemem. Çok acı birşeydi lan o. Hoşlandığım kız acıyarak bakmıştı bana o an.
sude vardı. esmer güzel bir kız. sınıfın tüm erkekleri ona aşıktı haliyle ben de. çocukluk kızın dikkatini çekmek için saçından çekip asılmıştım ama öyle böyle bir asılma değil 1. sınıftaydık. şimdi de aynı lisedeyiz.
unutmak istediğim bir çok anım var ama en unutmak istediğim anım anıl isminde ki o pislik çocuk.
hala içimden çıkmaz aklıma geldikçe duygulanırım. ilkokulda öğretmenim iş eğitimi dersinde ödev olarak alçı kalıptan boyama yapmamızı söylemişti. bizde evde annemle birlikte alçıdan geyik yapmıştık ama öyle güzel olmuştu ki çok özenle yapmıştık. sabah okula giderken çantasına koymaya bile kıyamadım elimde götürmeye karar verdim. okula gittiğimde sınıflara girmek için sıra olmuştuk içeri girmeyi beklerken o anıl denen çocuk bilerek arkadaşını bana doğru ittirince elimdeki alçı kalıbım yere düştü. o gün öyle üzülmüştüm ki sınıfa girdik hoca herkesi masasına çağırıyor sıradan kalıplara bakmak için sıra bana geldi bende kırıldığını söyledim sırada hocaya ağlayarak o da tamam o zaman diyip bakma gereği bile duymamıştı kalıbıma ona da çok üzülmüştüm halbuki sınıftaki en güzel kalıp benimdi kırılmasaydı bir bakma gereği duysaydı bunu anlardı. o yüzden ne o öğretmenimi ne o anıl denen çocuğu hiç affetmedim.
din hocasi bana sınıfta bağırınca gülme krizine girmiştim. Kriz dakikalarca geçmemişti. Adam ben güldükçe bağirmıştı. En son beni sınıftan atmıştı. Allah' ım kapının önünde hala gülüyordum. Neden o kadar guldugumu anlayamiyor ve unutamiyorum. Sonra o dersten geçmek için bayağı bir sure ezberlemek zorunda kalmıştım.
Jelibon gibin şeyler vardı böyle tekli paketlerde satılan uzun,üstü toz şekerli saçma şeyler. Hala var mı bilmiyorum.

birinci sınıfa falan giderken birinden para mı yürüttüm naptıysam elimdeki bütün parayı o jelibonlara yatırdım. bi de sabahçıyım,daha derse falan girmeden aldığım şeylerin hepsini yedim amk. sabahın köründe yiyince tabi bi mide bulantısı falan oldu.

neyse bir ders kıvrandım iki ders kıvrandım bulantı geçicek gibi değil. en arkada yavşak bi çocukla yan yana oturuyoz. tuttu durduk yere sırtıma lap diye bi vurdu ibne,benim mide dışarı çıktı tabiy.

hemen bi refleksle beslenme çantamı açtım,içine güzelcene kustuktan sonra fermuarı falan kapattım,bişey olmamış gibi takılıyom öyle. ağzımın kenarında kusmuklar falan. sınıftakı gavatlardan biri fark edip ispiyonladı beni öğretmene.

sana ne acaba amk çocuğu,çanta benim kusmuk benim sanane????
herkes hatırlıyorsa ve hala gülünüyorsa asla unutulmayacak olan anılardır. hele ilkokul arkadaşları ile görüşüyorsanız, her buluşmanızda konu nedense hep o anıya gelir.
ahan da anlatıyorum,

--komik değil--
annesi babası tarafından kat kat kundaklara sarılarak büyütülen her çocuğun yaşadığı bir kabus vardır, bronşit. ve tabi ki tek çaresi penisilin.
ilokul birinci sınıfa gidiyordum ve o günlerde bronşit nedeniyle her gün bir tane penisilin vuruluyorum.
o da ne, bir gün okulu aşıcılar geldi. (bkz: aşıcı)kabusum. tabi ben çıktım direkt sıranın üzerine, "öğretmenim, ben her gün iğne vuruluyorum zateeeeeennn!" diye haykırıp ağlamaya başladım. zaten iğneden korkuyorum bi de yetmezmiş gibi her gün vuruluyorum, aşı da ne ola ki?
her neyse benim biricik öğretmenim beni "hiç acımayacak, ben yanında durucam, söz" diye ikna etti. e noldu acıdı tabi.
o an kafamı öğretmenimin ceketinin içine doğru gömmüştüm, iğneyi görmemek için. canım acıyınca öğretmenin göbeğine sağ elimle bir yumruk attım.
sonra çok utandım, unutmak istedim ama. unutturmuyorlar. öğretmen babama anlatmış o gün, unutamıyoruz.
--hiç değil--
ilk kez seni seviyorum dediğim ilkokul sınıf arkadaşımın her bir zerresini unutmak isterdim. bi kaç ay önce dedim bu sözü, ilkokulda değil.
aşı günleridir.
tuvallette kilitli kalmak.
Birinci sinifta asi olacakken kacmam. Arkamdan iki hemsire bi hizmetlinin kosturmasi. Tam okul cikisi annemin beni yakalamasi.
O son igneyi olmayacaktim. Simdi yaptigim ise bak bir de.

Konu tekrar sinifa annem tarafindan getirilmemdi. Utanc verici.
okul servisini kaçırıp şehir içinde kayboluşum.
her an her saniyesi silinsin kafamdan.
yeni taşınmıştık, ilk defa servisle gidiyorum okula.
neyse gittim ama dönüşte servis olayını unuttuğum için ben yine aheste aheste hazırlanıyorum sonra birden aklıma servis geldi. koştum ama nafile, yetişemedim.
o bölgeyi bilmiyorum, evle okul arası da en az 1 saat var.
her yeri dolaştım belki başka servis bulurum diye, kayboldum.
yeni karşı komşumuz beni tanımasa ne yapardım bilmiyorum.