bugün

sözlük yazarlarının bir konuda duygu ve düşüncelerini açıkladığı; özgür, işten atılma korkusu olmayan, iktidar yandaşı veya körü körüne muhalifi olmayan düşünce erbaplarının fikirlerini sunduğu köşedir.
Sınır güvenliği ve pkk lıların çekilmesi

Bugün çayımı yudumlarken aklıma takıldı.
Bu pkklılar hani havadan türk jetlerinin koruma kalkanıyla,
sağdan soldan mehmetçiğin korteji arasında sınırdışına "güvenli"
şekilde çıkacaklar ya,
Aklıma takıldı birden.
Hani olmaz da , olur sa diye.
Bir şehit kardeşi, babası, annesi
önünden şarkılar türküler halaylar eşliğinde
hatta ve hatta asker koruması ile bu yürüyüşe geçmeleri
kanına dokunupta, olur da bir el mermi sıksa
başına ne gelir!!!
Ne olur yani jetler havadan bomba mı yağdıracak,
Hadi diyelim jetler de bomba yağdırdı Allah muhafaza
Sonradan devlet özür dileyip tazminat vermek için
şehit ailesine de yalvarır mı, Devletin vakur tavrını
yerlere serecek şekilde rakam mı artırır. Özür mü dilenir
Yoksa birden gündem değiştirilip Filipinler devlet başkanının
Özür dileyip , telefonda salya sümük yalvardığı anlatılıp
konu mu değiştirilir.
Anlamak zor, hayal etmek de zor.
Ama hani seçim sloganı vardı ya "Hayal idi gerçek oldu"
Bakarsınız gerçek olur.
Çayım soğumuş, yenisini içmek gerekir azizim.
Hava kapalı yine.
ama dünden daha sıcak..
Sozlukte bunca sacma sapan konulardan sonra boyle guzel bir baslik gormek heyecan vermistir. Yazarimizi tebrik etmek gerek.
philedelphia postası
her zamanki gibi philedelphia da güzel bir gündü batı yakasındaki uyuşturucu çetesi çökertilmiş artık çocukların okulda ot çekmesi zor olmuştu. Jenny abla sütyenini kaybetmiş sokakta çıplak çıplak dolaşıyordu, ancak sabah doğu bulvarından gelen birçok çığlık şehir sakinlerini paniğe soktu. Birde ne görelim bizim sam amca john dayının böbreklerini söküp yemeğe koyulmuş. Polisler ateş açıp etkisiz hale getirince anladık, o mezardan kalkıp adam yiyen şeyler gerçek olmuş, yan apartmandaki sam amca zombi olmuştu. Tabi USA da görülen birçok zombi vakası gibi bu da kale alınmadı. Sorun yok hayat devam ediyor.
jölecana saygılar

Herkesin malumu,
daha üzerinden toz bulutu daha sönmedi.
Jöleli saçlarıyla antipati yarattığı malum
Yiğit Bulut efendi.
Gene saçmaladı, gene boyunu aşan kelimeleri yanyana getirdi.
Oraya gelmeden gelin bir analiz yapalım bu jöleli canlıya.
Vaktiyle aldığı akademik eğitimiyle alakasız bir işe soyunmak ister,
Gazeteci olmak ister.
Aydın Doğanın yiğeni ve aynı zamanda Mhp nin önde gelen isimlerinden
Namık Kemal Zeybek in kızı Şule Zeybek ile evlenir.
Boşanana dek etinden de yararlanır sütünden de.
Artık gereği yoktur, aydın doğanın o şatafatlı hayatı da yoktur.
ilk mesailerinde neredeyse Milliyetçi camianın gurur abidesi olan bu zat
Ki o zamanlarda verip veriştirir idi akp ye, öyle ya koca medya patronları
daha milyar dolarlık vergi borçlarıyla kapana sıkışmamıştı, özgürdü yani
Ne zaman ki medyanın da seperatörleri iktidarı gösterdi
Hop yiğit bulut jöleli saçlarıyla o tarafta,
Eşinden de ayrılır bu arada!!!
Geçenlerde de sözlük yazarlarından haber takip edenler bilir,
"sansürsüz" isimli program sunmuş olan jölecan
Başbakana sırnaşır, yanaşır ve "Efendim sanal medyaya da rtük gelsin
oraya da ayar verelim, bu kadar özgürlük olmamalı" diye veryansın etmiştir.
Bir gazeteci düşünün tek özgür yer kalan internetin kapana sıkışması için
yalakalık vari yol göstermekte.
Neyse genel biyografisi bu olan jölecan
geçenlerde nevruzun ruhuna aykırı olarak yapılan diyarbakır şebekliğini eleştiren
mhp yi "barış gelirse bitecek mhp" diyerek akla mantığa sağduyuya aykırı cümle sarfetmiş
sanal medyadan da ayarı yemiştir:
"it rüyası kurdun sonu olmaz" ...
ayarı tweeterden yemiş olan jölecan adeta şamar oğlanına dönmüş
nereye saldıracağını bilemez olmuştur.
işte buraya yazıyorum değerli sözlük,
olurda yarın akp her iktidar gibi birgün muhalif olursa
iktidar ise abcdefghj partisi olursa akpye ilk sallayacak
ilk eleştirecek bu jölecan olur,
hatta şimdiki muhalifler bile şaşırır
nasıl keşfedemedik bu jölecanı diye.
ne diyelim..
rüyadan uyanmaması dileğiyle.
köşe yazarlarının yazacakları köşe yazısıdır. bir gazeteci olarak ben de yazacağım elbette. bu sadece bir uyarıydı. ya da reserve. ya da parsel. her neyse.
bir garip tezat var yakın, az yakın, azcık uzak tarihimizde...

60'ların sonu, 70'lerin başı.. şimdilerde solcu tüm gençlerin kahramanları olan isimlerin ölüm, idam haberleri gazetelerin olmazsa olması. hayatları efsane olmuş adamlar...
mahir...
deniz...
ulaş...
ibo...
hüseyin...
yusuf...
taylan...
vs...
kimini vurduk sokak ortasında, kimini astık bir hapishane bahçesinde, kiminin ölüsünü bile kurşunladık bir köy evinde.
amerikan emperyalizmine karşıyız dediler.
tam bağımsız türkiye istiyoruz dediler.
halk devrimi dediler.
teoriyle bu iş dönmüyor silahla direnelim dediler.
öldürdük.
insan aklının alamayacağı bir vicdansızlıkla ve nefretle öldürüldü bu karizmatik, bilgili ve serseri adamlar.
20, 24, 27 yaşlarında.
komünizm terör demekti o zamanlar. veyahut her zaman olduğu gibi süper güçler neyin terörizm olmasını isyorsa o terörizmdi.
solcuyu öldürdük kısacası...

çok değil 10 sene sonra ressam kenan evren geldi. hooop bir askeri darbe yaptı bu sefer kimi nasıl öldüreceğimizi bilemedik.
okulların kazan dairelerde sağcı öldürdük işkenceyle.
sokak ortasında solcu kurşunladık.
17 yaşında ölümü hakettiyse biri bizim için o artık 18'di.
adaletliydik her şeyden önce, haksızlık olmasın diye 1 sağdan 1 soldan astık.
10 yıl önceki serseri gençler gibi bi'şey yapmasına da gerek yoktu insanların kitap okuyanı bile cezalandırdık.
sağcı solcu demeden insan öldürdük kısacası...

bunların yağında kavrula kavrula geldik günümüze.
propanga yaparken en kral solcu ama kendi içinde faşistin kralı bir örgütle cebelleşe cebelleşe anamız ağladı.
he anamız bir de biz öldüğümüz için ağladı yolumuzu gözlerken o ayrı.
sağcı diye solcu diye kaç kişiyi katleden biz anamızı ağlatan ''dışı solcu içi faşist'' bir adamın önünde eğildik.
köyler basıp kadınları çocukları öldürten adamı(!) masamıza aldık pazarlık yaptık.
2 yaralama ve bir kaç banka soygunuyla anayasayı ortadan kaldırmakla suçladığımız deniz diye bir serseri vardı, onun için bir tek asılınca ayağından düşmesin diye postallarının bağcıklarını bağlamak için önünde eğilmişken biz; binlerce insanı öldüren o yüce devrimci aponun önünde daha fazla öldürme diye yalvarmak için eğildik.
içimizdeki onuru öldürdük kısacası...

şu kısacık cumhuriyet tarihimize bu kadar tezat çok mu fazla ne...
türkiye bayrağı - türk bayrağı
türk halkı - türkiye halkı
türk vatandaşı - türkiye vatandaşı

yine bir salı günü;
Yine bir kör sakadat kelime oyunu,
kelime oyunu dedim de ; bizim milletin bir sözü var
"Türkçe lastik gibidir, nereye çekersen gider/uzar"
öyle ya en basitinden "vermek" kelimesi ne manalara gelebiliyor bir bilseniz.
GEL GELELiM nam-ı değer mehmet metiner isimli eski kürtçü eski pkk lı aydınımıza!
şimdi kendisi adıyaman akp vekili.
dolayısıyla partisinin programı dışında konuşmalar, fikirler beyan etmesi zor
zor ne kelime, adamın kellesini alırlar kellesini.
GEçen gene zap mevzusuna bağlarken denk geldim,
kodaman bir kanalda bozuk lehçesiyle
eminimki kendisinin de anlamını bilmediği kelimeleri yanyana getirmiş
4 hatta 5 cümleye nokta koymadan virgüllerle bezeli paragraflar oluşturuyor.
araya renkli buseler, fosforlu mesajlar da veriyor.
kısaca bahsedelim, konu malum
diyarbakırdaki miting.
gerçi kimse bahsetmiyor ama o çadırvari sahnenin hemen üzerinde ne yazıyordu
Demokratik çözüm ve öcalana özgürlük
her neyse kaldığımız yere dönelim, ne diyordu bu gamsız kekeme baykuş:
diyarbakırda bayrak olmadığı için muhalefet kızgın, ya neden kızıyorsunuz
chp gitti o da bayrak sallayamadı, belki hassasiyetle o gereklilikten böyle bir karar verildi
birisi bayrağı indirseydi şimdi öznemiz bu olacaktı, ben bdp lilerin bayrakla bir sorunu olduğunu
sanmıyorum.Olsaydı evet iyi olurdu ve olmalıydı.... vs. vs vs.
değerli sözlük yazarları arkadaşlar, konu hemen hemen tüm partilerce saptırılsa da
şu konuya değinmek istiyorum.
Orada türk bayrağı olsaydı Benim zoruma giderdi,
iyiki olmamış.
ben tebrik ediyorum, o bayraksızlara.
neden mi,
E be cahil cühela halkım,
orada 30bin kişinin katili, kundaktaki ağzında meme olan bebenin katili
33 erin katili, 6 ay evvel daha silahsız birliklerine teslim olacakken şehadet şerbeti içen
10 askerimizin sorumlusu aponun resimlerinin yanında benim bayrağımın işi ne?
Tutturmuş sayın başbakan "orada bayrak olmalıydı"
be hey mübarek zat, olmayan şeyi tartışacağına/eleştireceğine
oradaki olanları anlat bana.
sen o kalabalık ortamda kardeşliğe dem vuran neyi gördün.
gel hadi aponun yazdığını yutturmaya çalıştığın o islami mektuba;

parti programlarının temelini oluşturan marksist ideoloji ve propagandasında
ateizme dem vuran ne kadar boş cümleler vardır.
apo değilmiydi tecavüz ettiği o pkklı kadınları kutsallaştırdığını söyleyen
kendini tanrılaştıran bir adamın islam kardeşliğinden söz ettiğine 7 yaşındaki sabi den tutta
85 yaşında olup hiç okula gitmeyen kişiye sorsan gene sana söyleyeceği laf şudur ortalama;
"askere kurşun sıkanın dini mi olur"
Evet mehmet metiner, cümlelerinden kullandığın keliemlerin telafuzu ne kadar bozuksa
başka kadrolarla yapmak isteyip bu kadroda aktörlüğe soyunmuş olsan da
biz senin ne mal olduğunu iyi biliriz.
meclisteki sahte bdp kavgalarına ise hiç girmeyeceğim.
sen onlardan daha başarılısın, doğruya doğru.

fıkra uzun gerçi ama bilen bilir hani abd başkanına soruyorlar ya
zil neden erken çaldı, .... ve temel nerede diye?
bugünlük bu kadar, eğer engelleme olmaz ise
yarın devam etmek ümidi ile...
başbakan ve 2016 mucizeleri!!

evet ne zamandır buluşamıyoruz sevgili sözlük.
2023 dendi, yetmedi 2071 dendi.
milletce gaza geldik.
ne var ki başbakan hedef küçülttü dün.
Dün itibariyle hedefinin 2016 geçtiğini gördük
duyduk.
şaşırdık.
şaşırdım mı demeliyim acaba?
belkide çoğu kanal bil(mey)erek atlamıştır haberi.
Ne diyordu başbakan.
"2016 da başbakan olursam (buraya geleceğiz birazdan sayın sözlük)
federasyonu görüşebiliriz"
malum 2016 seçim yılı, kanunda var.
31 aralık 2016 ya kadar yapılmalıdır yani
Erken için hava misait değil henüz,
Birde işin devlet başkanlığı uyum süreci,
nabız yoklaması var falan filan.
ama sayın başbakan en azından başbakan olursam diyor,
"kendini de yalancı çıkarıyor bu arada, hani 3 dönemdi"
neyse 2016 da yapacağız bişeyler diyor.
zaten tohum 2012 aralığında atıldı.
Yeni anayasayı hazırlamak üzere TBMM Başkanı Cemil Çiçek Başkanlığında kurulan
Ve parlamentoda gurubu bulunan partilerin temsilcilerinden oluşan Komisyon
çalışmalarını sürdürüyor.
Şu an mevzubahis konu, anayasadaki "TÜRK" sözcüğünün geçtiği kelimelere daksil vuruyoruz.
Yada yanına "iYE" eki veriyoruz.
Neymiş Türk Ordusu, olsun Türkiye Ordusu
Neymiş Türk bayrağı, olsun Türkiye bayrağı.
Neymiş Türk vatandaşı, olsun Türkiye Vatandaşı.
Neymiş efendim Türk ....
YAKINDA lazlardan, çerkezlerden, boşnaklardan
Kırgızlardan vs Türkiye için de "irrite" olmaları halinde isim değişikliği bekliyoruz.
Neden 2016?
işte bunu bilemiyoruz,
Yada kaybolan oyları bdp den ödünç mü istemek olarak anlamalıyız,
zaman gösterecek bunu,
Özerklik, Federasyon, Genel af, sınırdan rahatça askeri eskortlarla geçiş
kelimelerine aşina olduğumuz son günlerde başbakanın bu manevrası,
aslında sıkıştığını göstermektedir.
Federasyon heveslilerinin bu konuda başbakana destek vermeleri doğal olacaktır.
Muhalefette ise Mhp harici ses yok, tık yok.
chp den arada bir yükselen seslerde olmasa onlarda sürece dahil sanacağız.
velhasılı kelam , yerel seçimler yakın
1 yıldan az kaldı, akp nin bir şova
daha doğrusu batı ile alakalı değilde doğudan olabilrse ortadoğudan bir alkış tufanına
ihtiyacı OLACAK!
bir one minute daha bekliyoyorum...
akil insanların esas görevleri

değerli sözlük yazarıları;
Kimdir bu akilller sizce?
içlerinde türk bayrağı değişmeli diyen de var,
dağdaki de asker gibi şehittir diyen de var,
babam dağda ölenler için ağladı diyen de var,
barış için pkk ile görüşmek ve anlaşmak şart diyen de var,
devlet veya ordu ile değil, dağdaki pkk ile yaşamak isterdim diyen var,
içlerinde yiğeni dağda olup yakınlarda teslim olan da var,
Pkknın finansörlüğünde etkisi olduğu söylenen kişi de var,
kürt ve pkk başka değildir, pkk kürt partisidir diyen de var.
Velhasılı var anam var.
Mesela bir Yıldız hemşire olamaz bunların hiç birisi
hatta onun tırnağı bile olamaz. (google den bakın yıldız hemşire kim)
Milli birlik ve kardeşlik projesiyse konu Yıldız hemşire de ortak olmalıydı.
O olurmuydu acaba?
Veya 24 mayıs 1993 de bingölde şehit edilen silahsız 33 erin annesi-babası
Olabilirmiydi.
Be mübarek hep tek taraflı mı olacak bu müzakere
Hiç türk tarafından kimse yok.
Olmalımıydı sizce de.
Konu milli birlik ise olmalıydı.
Emme basma tulumba gibi ne denirse kafa sallayayan insanlar değil,
fikre fikir katabilen insanlar olabilmeliydi bence.
Dün bir arkadaşım orhan gencebayın tüm kasetlerini gözlerimin önünde yaktı.
50 ye yakın vardı sanırım.
Nostalji tabi, kaset mi kaldı diyebilrisiniz.
Ama onun için bu önemliydi.
Yıllarca sevmişti onu,
bir anda nefretini kazandı.
Hani milli birlikti, hani kardeşlikti.
Yani insanların fikir karşıtlığı giderek kaosa doğru ilerliyor ve bunu görmezden geliyoruz.
dün tv8 de 8.gün programında karşılıklı savunucular ve karşıtları klasik tartışıyorlardı
seviye malum yerlerde,
biri sırf akpnin politikası diye teoriden bir haber bilgiden yoksun,
Sırf "o" istiyor diye savunmak.
diğeri de "o" yapıyor diye karşı.
Konu bu şekilde yerlerde.
Allahtan akademisyen Nurşen Mazıcı vardı da biraz izleyebildim.
Akiller yakında yollara revan olacaklar,
açıkhava mitingleri olacağını pek sanmam
kapalı mekanlarda da zaten bindirilmiş kıtalara anlatacakları için
zaten baştan kabul edenler dinleyecektir.
Hükumet bugüne kadar hangi konuda sivil istişare ekibi kurdu ki şimdi kuruyor,
mesela özelleştirmeler için bir akil grup neden oluşmadı?
şaka şaka ironi yaptım.
Velhasılı hükumet dehşet oy kaybındadır,
elindeki medya durdurmak için haberlerde toplumsal mutabakat olmuş gibi anlatsa da,
Meclis içerisinde bile kendi gruplarında hala bu konuda farklı düşünen akpli vekiller var
inanın akpnin oy kaybı sandığınızdan fazla.
siz sanıyormusunuz ki bu görüşmelerin hem vatandaşa hemde dağdakine yarayacağına,
dağdaki pkklı güvenli şekilde suriye üzerinden irana geçecek
iranda oranın pkk sı olan pyd saflarına katılacak,
iranın olası bir abd-israil-türkiye menşeili işgali anında pyd de içeriden iranı vuracak.
Tüm mesele sadece bu,
hepimiz göreceğiz.
bir sonraki yazımı da yazabilmek ümidiyle.
- Çarşamba -
Allah-u Tela nur u Çarşamba günü yaratmıştır.
(Müslim Sıfetü l - münafikın 27- No 2789 4/2149)

Evet sayın sözlükçüler bugünki köşemi tamamen çarşamba gününe yani yarına ayırıyorum,
Çarşamba gününün dinler bazında ilginç anlamları vardır;
Çarşamba günü yahudilerin yom Kippur yani kefaret günlerinin çoğuna denk gelir
Kaldı ki bu gün yapılan ayinler kudüs tapınaklarında okunan okumalar genelde kurban ayinleridir.
Kaba tabirle "kurban" ana temadır.
Çarşamba gününün Hristiyanlar için önemine gelince;
en belirgin olarak Çarşamba Hz. isanın eleverilme günüdür.
Katolik ve protestanlarda ortak olarak "alçalış" günü çarşambadır.
ayine gelenlerin alnına kül sürülüp haç işareti sürülür bu gün.
O gün ayine katılanlar Mesih in acılarını hissederler bir nevi.
Çarşamba gününün dinimiz islamiyetteki yeri ise ilginçtir:
Çarşamba günü uğursuzluğu sürekli olan bir gündür anlamına gelen
( bk ibn Arhak Tenzihu ş-şeria 1/53-56 No: 19-24) rivayetler olsa da net değildir,
çelişkilidir yani.
Fakat bilinen şudur ki Peygamberimizin kafirlere beddua ettiği tek gündür.

Mason localarında da durum farklı değildir,
toplantıları her ayın ilk ve ikinci çarşamba günlerine rastlar.
ufak bir ayrıntı daha var , tam netleştirir isem yakında yine köşemde yazacağım.

Gelelim ülkemiz siyasi tarihinde çarşamba günlerine.
Çarşamba günleri ilginçtir kara günlerdir ülkemiz için.
işte cinayetler, kaza süsü verilmiş suikastlerden en önemlileri

Muammer aksoy 31 ocak 1990 Çarşamba
Hiram ABAS 26 Eylül 1990 Çarşamba
Hulusi sayın 30 ocak 1991 Çarşamba
Eşref Bitlis 17 şubat 1993 Çarşamba
A. Gaffar Okan 24 ocak 2001 Çarşamba
Necip Hablemitoğlu 18 Aralık 2002 Çarşamba
Danıştay saldırısı 17 mayıs 2006 Çarşamba
Zirve yayınevi katliamı 18 NiSAN 2007 ÇARŞAMBA
Muhsin YazıCIOĞLU Kazası 25 mart 2009 Çarşamba

Aslında burada ufak tefek olayları yazmak istemiyorum o yüzden kısa kestim.
Önemli istihbarat kuruluşları için 2 örgüt mensubunun kendi aralarında haberleşmeleri bile
kriptoludur, aylar hatta yıllar evvel kararlaştırılan olaylarda nokta olarak çarşamba seçilir
Bu asla tesadüf değildir.
Filistine yapılan israil saldırılarında kuşatmalar hep çarşamba günü başlamıştır.
Kurban günüdür velhasıl.
Sözlerime nokta koymadan evvel kur-an ı kerimden çarşamba günü duasının mealini paylaşıyorum.
ibretle okuyunuz.

Hamd Allaha mahsustur o Allah ki, geceyi örtü, uykuyu bir dinlenme, gündüzü de dağılıp çalışma (zamanı) kıldı. Uyuduğum yerden beni kaldırdığın için sana hamd olsun. isteseydin onu ebedi kılardın. Sana asla sonu kesilmeyen ve yaratıkların sayamayacağı kadar hamd olsun. Allah ım! Sana hamd olsun (mahlûkatı) yarattın düzgün (ve dengeli) kıldın. taklit ettin hüküm verdin öldürdün, dirilttin. hasta ettin, şifa verdin, afiyet bağışladın, belaya düşürerek imtihan ettin ve arşa istiva ettin (onu hükmün altına aldın) ve mülke (varlık âlemine) ihata ettin. Allah ım seni, vesilesi zayıf, çaresi kesilen, eceli yaklaşan, dünyada arzusu azalan, rahmetine ihtiyacı çoğalan, hasreti kusurundan dolayı büyük olan, sürçmesi ve kayması çok olan ve tövbesi sana halis olan bir kimse gibi çağırıyorum (sana yalvarıp yakarıyorum). Peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammede ve onun tertemiz Ehl-i Beytine olsun salâvat gönder, Hz. Muhammedin (Allahın salât ve selamı ona ve Ehl-i Beytine olsun) şefaatini bana nasip eyle ve onunla birlikte olmaktan beni mahrum eyleme. Kuşkusuz sen, merhametlilerin en merhametlisisin. Allahım Çarşamba günüde benim için dört şeyi yerine getir: Güç ve kuvvetimi itaatinde, neşat ve enerjimi kulluğunda, rağbet ve isteğimi sevabında, zahitlik ve rağbetsizliğimi acıklı azabına sebep olacak şeylerde kıl. Şüphesiz sen, istediğine latifsin