bugün

birinde okursun doktor olursun birinde okursun muhabir falan olursun. ama kariyer yapma açısından doktor en fazla profösör olur ama iletişimde ünlü bir gazeteci olabilirsin.
ikisi de tatbikidir.
okurken de meslek yaşamını sürdürürken de ebesi sikilen ev sahibi takımdır.
ikisi de bir mühendislik değildir.
tıp fakültesinde okuyan birinin amacı zaten sıradan halk tarafında dillerde dolanan "ünlü" biri olmak değil de tıp alanında yeni yöntemler keşfetmiş kendi camiasında başarılı bir cerrah yahut başarılı bir hekim olmaktır.

kıyaslanamayacak iki fakültedir, ikisinin alanları farklıdır.

tıp da esas olan başarıdır, ün değil...
birinde bilim diğerinde gündem,kültür,aksiyon öne çıkar. Tercih meselesidir.
Birinde garanti vardır.dohtorum ben la diyip gezersin. Diğerinde garanti yoktur. Kpss ye de girmek zorunda kalabilirsin.
iletişimci doktor kadar kazanmak bir doktor ise bir iletişimci kadar sosyal olmak ister. doktor bir kamera ya da fotoğraf makinası alır. iletişimci hastalanır fakat doktora gidecek parası yoktur.
doktor, amerika'da rihanna'yı geçen servetle bir mehmet öz olabilir; ama hiçbir uğur dündar ya da mehmet ali birand bir mehmet öz olamaz.
türkiye için konuşursak, sadece tıp fakültesini bitirmiş bir doktor hiçbir bok olmadığı halde sağlık ocaklarında insanları azarlayarak devletten çatır çatır maaş alabilir, ama hiçbir bok olamamış bir iletişim fakültesi mezunu bu hakkı kazanamaz.
öncelikle orayı kazanmak için düzenli bir hayata ve sıkı bir ders çalışma disiplinine sahip olman gerekir. ben çalışmıyorum ama zekiyim ayakları artık çok eskide kaldı kimse bunlarla gelmesin bana. bu çalışma düzeni öyle bir hale gelir ki artık insan başını ders kitaplarının arasından kaldıramaz tercan top oynamaya çağırdığında dışarıya çıkamaz lisede tonguç pes oynamak için okuldan kaçarken o kaçamaz ya eve ya da dersaneye gider. sonunda hedefine ulaşır belki ama bu kadar sınırlar içinde geçen bir çocukluk ve ergenlik döneminden sonra tıp alanında yeni yöntemler keşfedecek başarılı biri olmasını beklemek hayal olur. bu kişi ancak var olanı çok iyi ezberleyerek ortalama bir operatör olur.

diğer yandan çocukluk çağından itibaren kendini sınırlamayan zihnini öss de çıkacak konular dışındaki tüm bilgilere kapamayan yaşadığı dünyadan haberdar bir insan belki öss de barajı zor aşarak bir yerlere yerleşir ama ondaki o üreticilik 3 5 puanla ölçülemeyecek kadar değerlidir.

bu iki insan arasındaki fark barizdir. dağılabiliriz.