bugün

bugün gördüğüm, az buçuk konuştuğum suriyelidir. türkiye'den ne zaman gideceksiniz diye sordum, hiç bir zaman gitmeyecez niye gidelim dedi. bilseydik 10 yıl önce gelirdik, burda para kazanıyoruz, ülkeniz güzel, belki ilerde bize kalır dedi.

üstüne de şunu da ekledi; keşke suriye deki savaş 10 yıl önce çıksaydı, şimdi buraya tam alışmış olurduk.

vay anasını arkadaş! elin suriyelisi ülkeye sahipleniyor..

edit: arapça konuştum bu kişiyle, arapçası olan sözlük yazarları. ehe ehö.
türkçe öğrenmiş suriyelidir. tebrikler.
siz daha onların geri gideceğini mi sanıyordunuz diye güldüren gerçektir.
yalan beyani oldugunu bildigim cumle.babam arapca bildigi icin konusuyor, genelde ulkelerine donmek istiyorlar ama savas bittikten sonra bencede dogru olan budur neye karsi kim icin savasacaksin 25-30 tane orgut var canini kurtar en mantiklisi.
-Hel ente arab?
naam para ver abi der
-Meta setezhebune min turkıya
lensenezheb turkıya cemil cidden (Hassiktir arapça biliyomuş amk)
vatanına toprağına sahip çıkmayan ülkesinden kaçan suriyelidir.
Türkiye'den gitmeyen kürtleri anımsatmıştır.

Bunlar da bi 10-15 sene sonra siz orta asyadan geldiniz, buralar bizimdi der büyük ihtimalle.
Zamanında açmış olduğum başlıktır.

Duygulandım şimdi..
Sözlükten asla gitmeyeceğim diyen oytunkaran'la birdir.

Edit: oytun beycim vallahi sorry. Senle uğraşınca seri artı geliyor.
Çoğu avrupa'ya kaçmıştır.
Hepsini toplayıp esada götürmek lazım. Esat al piçlerini bakamıyoruz.
ne sandınız ki. ülkenin amına koyuldu kabullenin.
bugün yayınlanan dw news'deki "küçük şam" adlı röportajda konuşan suriyelilerden farklı suriyelidir.
istanbul'da röportaj yapılan kriminal tipli gençler pek şikayetçiydi istanbul'dan.
maaşlar azmış; türk devleti hastane giderlerini ameliyat olursa karşılıyormuş, ekselansları ilaçlara para vermek zorunda kalıyorlarmış.
izleyip sinirlenmek isteyenler için video linki:
https://www.youtube.com/watch?v=yfjQ5uYzKuU

kesin olan hiçbirinin kendi ülkesine gitmeye niyeti yok. istanbul'u da kendilerine benzettiler.
Vatansız, bayraksız yaşamayı, içine sindirmiş, geride bıraktığı tüm değerlerin, üstünü çizmiş, sefalete ve buna bağlı arsızlığa alışmış bünyenin, ağzını yaya yaya söyleyebildiği zavallı bir cümledir.
Kimseye hayrı yoktur!
Ne kendine.
Ne kendi ülkesine.
Ne de benim ülkeme.
arapça bilmeyen sözlüğün cahil tabakasını yarın elinde palayla suriyeli avına çıkartacak yalan dolan malumat.
bugün gördüğüm, az buçuk konuştuğum suriyelidir. türkiye'den ne zaman gideceksiniz diye sordum, hiç bir zaman gitmeyecez niye gidelim dedi. bilseydik 10 yıl önce gelirdik, burda para kazanıyoruz, ülkeniz güzel, belki ilerde bize kalır dedi.

üstüne de şunu da ekledi; keşke suriye deki savaş 10 yıl önce çıksaydı, şimdi buraya tam alışmış olurduk.
siz avrupa ya gitmeyin türkiyede kalın diye avrupa bize para verdi.

acınası durumdasınız.
Keske tüm suriyeliler türkiyeye gelse bizde suriyeye yerlesir petrolumuz olurdu.
bundan yüz ( 100 ) yıl önce yunanlıların düştüğü durumun hatırlatılması gereken suriyelilerdir. onlarda ingilizler ile beraber "asla gitmeyecez buradan bizim burası artık" diyorlardı ama ikisini birden egeye dökmüştük. bunları da akdenize dökeriz illa kalacaz diye diretirlerse. kalacaklar diye direten olursa onları da bunların yanlarına katarız tarih tam olarak tekerrür etmiş olur.
O Arap a söyle devran döner donsuz kaçmak zorunda kalırlar az kaldı az.