bugün

türkiye'de yaşayan roman diğer adıyla çingene vatandaşlarımızın durumunu anlamak anlatmak. bölücülük yapmaz bayrağımızı bayrak sayarlar, devletten çok şey istemez, kendi hallerinde o gün ne bulmuşsa yer hayatlarına devam ederler, ama sürekli aşağılanırlar neymiş efendim çingene, nüfus kağıdı almakta zorlanırlar, devlet altyapı götürmez yardım etmez, kendi mahalleleri dışında ev tutamazlar, toplumdan dışlanırlar ama bizim asli unsurlarımızdır. geçen yıl pkklılarla istanbul'un göbeğinde savaşmışlardır ben çok severim başkasınıda bilmem.
vatansız olmak gibidir...
ezilmektir, ülkenin pisliğini toplamaktır, geri dönüşüme en büyük katkıyı sağlamaktır. tüm bunlara rağmen çıkıp da "biz dil istiyoruz, şunu bunu istiyoruz" dememektir. her şeye rağmen bu ülkeyi sevmektir.
"a be güzeller güzeli abicim benim" diye yağ çekmeye başlamak ve akabinde "bir gül almaz mıydın be ya?" diyerek işi ticarete dökmek demektir.dini imanı paradır bunların.
dizilerde acayip şirin gösterilmektir.
demogoji, duygu sömürüsü ve bilimum yavşama teknikleri ile ayakkabı boyamak, fal bakmak, çiçek satmak, hırsızlık yapmak ve dilenmektir.
genel olarak meslekleri olan çalgıcılık, hırsızlık, esrar ticareti, ile uğraşmaktır. genelde kendi aralarında kız alıp verirler. içlerinde bulunan bazı harikulade insanlarda aynı mahallelerde oturdukları zaman çingenelerden zarar görürler. çoğunluğu fakir ama gösterişe düşkündür. içlerinde bulunan bazı harkulade insanlarda aynı mahallelerde oturdukları zaman çingenelerden zarar görürler. kendi mahallelerinden başka mahallelere taşınsalar da hem konuşma tarzları hem simaları ile çingene olarak tanımlanıp hor görülen insanlardırlar.
edit: eklemek istediğim diğer konu, kendilerine "roman" diye hitap ederseniz iltifat olarak kabul ederler. kesinlikle sormamanız gereken soru "çingene misin?" olmalıdır. roman mısın? diye sorarsanız "romanım bea" gibi bir cevap alırsınız.
türkiye de çingene olmak biraz tuhaf bir durumdur. hele üniversitede de daha bir tuhaflaşır yakın arkadaşlarına söylediğinde şaka yaptığını sananlar mı dersin inanmayanlar mı dersin sanki bu çingeneler arasında sadece müzisyenler, dansözler, çiçekçiler,hurdacılar,torbacılar,ayakkabı boyacıları var.
yaşadığım apartmanda bir adet inşaat mühendisi ,iki üniversite bitirmiş bir işletmeci ve yakında bir adet deniz ulaştırma ve işletme mühendisi olacak(evet bu benim).evet alt kimliğimiz çingene ama ben bugüne kadar türk olmaktan gurur duymayan bir kişi görmedin çingenler arasında (bkz: kendini türk hisseden herkes türktür)
dil olayına gelince evet kendi aralarında kullandıkları bir dil mevcut ve bu uluslar arasısanırım bulgaristanda çingece konuşanbilen bazı arkadaşlarım var.
türk,kürt veyahut çingene kimse hangi aileden dünyaya geleceğini seçemez buda bizi eşit kılar.
aşırı derecede özenilecek durumdur. dert yok, tasa yok. kafalar hep güzel, kapı önünde kilimler, mahalle kültürü, herkes rahat ne güzel.
gelen gecenin yolunu keserek topladiklari 1 liralarla bankalarda kendi hesaplarini acarlar.
Türkiye' nin genel durumunu bilmem de kayseride çok rahat olduğunu bildiğim durum. belediye esnafa göz açtırmıyor bu adamlar istediğini yapıyor. tüm seyyar satıcıları kovaladılar ama çingene çocukları her yerde. izinsiz çalışıyorlar desem meydanda belediyenin adamı dolu. nasıl bir anlaşma yürüyor merek ediyorum sözlük.
zor olsa da güzel olandır. dertleri kendilerine göre olan bu güzel insanlara daha çok değer verilmelidir. evet.
insanların size önyargıyla bakmasıdır. hatta durum öyle vahimdir ki her çingeneye dilenci damgası vurulmaktadır. ırkçı değiliz diye yaygara yapanlar aşırı esmer birini görünce "aha cingen la bu kaçııınnn!" şeklinde tepki verirler. bu çok yanlıştır. insanları ten rengine veya sosyal sınıfına göre etiketlemek iğrençtir.
türkiye'de bilmem ne olmak serisinin devamıdır. avrupa kovmuş, doğuya sürmüş bu arkadaşları. türkiye ne olursan ol gel demiş, bağrına basmış.
sanatçısı var, memuru var, başkanı var, derneği var.

iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır demiş eskiler. bugünki durumunda senin hiç mi suçun yok yani?
sokakta bir erkeğin bacağına sarılarak söylediğin "nolur al ağbii, nolur al." diyaloglarıyla yürüyebilmektir. bizzat benim başıma geldi. "nolur al ağbii" derken bir yandan da cüzdanımı almaya çalışıyordu hergele.