bugün

Türkiye de ofis:
- günaydın millet poaça varmı, abla bi çay getir, akşamki maç nasıldı beaa , bi feyse bakıym, müdür geldimi , dünkü işler nooldu lan, hacı dur sözlükte acayip bi geyik var vs vs

amerika da ofis:
- selam , donut var mı ? kahve makinesi çalışmıyormu hala, kahretsin dostum bilgisayarıma virüs girmiş vs.vs..
özel sektörde işlerin ilerlemesi, müdür/menajer-çalışan ilişkisi vs olarak abd çok daha farklı. abd'de iş ilişkileriniz önemli olsa dahi, meritokrasi ciddi anlamda iş hayatına yansımıştır. sadece fazla çalışsanız dahi sizi çokta fazla yükseltmiyor bu sistem. akılcı bir şekilde çalışmanız bekleniyor. işinizi çok iyi yaparsanız, buna göre de bir sürü kapı açılıyor, gerek terfi almanız, gerekse maaşınıza ciddi oranda zam gelmesi çok olağan durumlar. türkiyede, genel anlamda sadece çalıştığınız iş değil; onun yanında patron/müdür ile yakınlık kurma, aynı zamanda "hak etme" mentalitesinin yerleşme durumu mevcut. örneğin sizden daha önce işe başlamış birisi sizden daha iyi iş çıkarmasa dahi, o kişiye terfi vermeleri. bunun arka plandaki ana nedeninin ise menajerin o kişinin sizden daha çok hak ettiğini düşünmesi. işte abd'de böyle çalışmıyor bu sistem, saf kapitalizm. çok iyi iş çıkar, karşılığını al. basit bir denklem aslında. sen iyi iş çıkar, firmana para kazandır, firman da sana para kazandırsın. bu nedenden ötürü abd'yi seviyorum. türkiye'den bakınca büyük ihtimalle abd vs diğer batı ülkeleri benzer görünüyor olabilir, fakat abd ciddi anlamda, eğer iş hayatınıza önem verip, yükselmek istiyorsanız tek doğru seçenek.