bugün

türkiye de hükümetleri iktidara getiren, iktidardan indiren, hedef gösteren, halkı istediği gibi yönlendiren, sözde kaos ortamını sürekli sıcak tutmaya uğraşan, patron çıkarlarını gözeten, genellikle kötü habere odaklı, kanla beslenen bir güçtür.
pek bir sikimi kalmamış olan güçtür. zira bir gücün kullanılması için 'önce güven' gerekir. hep şantaj, hep patron çıkarı, hep ajitasyon vb. varsa kısaca güven yoksa hiç bir halta yaramaz.
bizler medyanın bilmemizi istediği kadarını biliyoruz. eğer fazlasını gerçek kaynaklardan okuyup veya yaşayarak öğreniyorsan onun adınıda yine medya koyuyor. komplo teorisi.
meydanların gücünden çoktur.
ne kadar yalan dolanda olsa gündemi belirler hatta diğer ülkelere göre bizim medyamız gücsüzdür.
kontrolsüz güç, güç değildir.

(bkz: recep tayyip erdoğan)
(bkz: medya dunyası)
parayla kolayca satın alınabilir güçtür. parası olan herkes kendi istediği doğrultuda haber yaptırabilir, gündemi oluşturabilir duruma gelmiştir.

(bkz: vay halimize)
türkiye deki medyanın gücü çoğu şeyin gücünden fazladır.

bu öyle bir güçtür ki, en iyiyi en kötü yapan, herkesi eleştiren saçma sapan ne idüğü belirsiz haber yapıp insanların yaşama tarzlarını engelleyen bir şeydir. dünyadaki siyasete, spora en çok etki eden medyadır belki de türk medyası. lakin bunun yanında medyaya etki edenler de vardır.* sanane kardeşim ben hürriyet gazetesi alıyorum. sana mı soracağım. kesinlikle medyada biraz daha objektif olunmalı.
zamanında bir medya patronu, ülkenin o zamanki başbakanına, canlı yayınlanan bir televizyon programında fırça çekip, meydan okumuştur.

dehşet bir örnektir.
iktidara göre değişen kontrolsüz bir güçtür.
yadsınamaz bir güçtür. ki iyi bir gözlem yaparsanız medyadaki tekelleşmenin de sadece maddi amaçlardan olmadığını fark edeceksinizdir. zira medya halkın kralı gibi bir şeydir, o ne dese doğrudur. bu tarzda yaklaştığı için halk medya da bu denli büyük bir güçtür yönetimden de güçlüdür. en basit örneği bugün medya patronları vergi kaçırmıyor mu sanki? yönetim bunun farkında değil mi sanki? neden gerekeni yapmıyor. çünkü dünyada halkı yöneten yani uyuşturulmuş beyinleri yöneten medya. medya o yönetimi bir kötüledi mi, o parti iflah olmaz; oy kaybeder. bu şekilde de kimsenin işine gelmediğinden körler sağırlar birbirini ağarlar tadında bir şey yaşanır.
herkesi aynı düşünmeye iten güçtür.
türkiye de meydanın gücünden fazladır.
günümüzde kutuplaşmış bir güçtür. kişiler de hangi kutuba yakınsa o tarafın medyasını takip ettiği için, kişi üzerinde sabit fikrini güçlendirmek haricinde bir işe de yaramaz işin gerçeği.

herkesin demokratım diye övündüğü şu zamanda asıl manada demokratlığın icabı bilgi dağarcığını her iki yöne doğru da açmaktır. ama böyle insanların sayısı yok denecek kadar azdır. şöyle ki hem cumhuriyet hem de taraf gazetelerini alan ya da hem star haberi hem de samanyolu haberi takip eden kaç kişi var ki?
Mevcut hükümeti iktidardan indirmek için kullanılmış, sonucu hüsranla sonuçlanmış olan medya gücüdür. çoğu kişi medyanın gücünden rahatsızdır ama yine bu kişiler mevcut hükümete karşı kullanılan bu gücü desteklemiştir. Türkiye nüfusu, 2008 yılı sonu itibarıyla 71 milyon 517 bin 100 kişi olduğu düşünülürse, bu çoğu kişinin %57'nin içinden olduğu kanısına varılır. ama sorun şudur ki %57'nin kendi içinde feci bir şekilde ayrışması ve aynı görüşte olmamalarıdır. dolayısıyla bu çoğu kişi aslında küçücük parçadır. hadi rakamsal olarak ortalama iki milyon kişi olduğunu söyleyelim. Nüfusa orantılandığında koca bir azınlık ortaya çıkmaktadır.
doğan grubunun gücü ile sınırlı olan güçtür.