bugün

Türk musikisi,1950'lere kadar dünyanın en önde gelenlerindendi. Musiki dinlemeye gelen yabancılara tercüme edilmiş şarkı sözleri dağıtılırdı...
Kendi kültürünüze ne kadar çok yozlaştık...
kim ne derse desin bizim özümüzdür, kalitedir.
dinlemekten gurur duyarım.
90 lı yıllardan sonra medyadan gerekli desteği görmeyen sanatın özü. eskiden özel beste yarışmaları olurdu ödüller verilirdi, trt de özel programlar olurdu insanlar şevkle beklerdi, çocuklar hariç tabi ki. radyo açılınca müzikler daha bir alaturka çalardı o yıllarda. geniş kitlelere yayılan bir kültürdü 95 li yıllara kadar. ne olduysa artık sadece fasıllarda kaldı sanat müziği. 10 binden fazla eser var ama bügünkü nesilin bildiği 30-40 arası şarkı ya var ya yoktur.
yaklaşık 590 tane makamı barındıran. Günümüzde 150 kadar makam kullanılsa da çoğunlukla eser verilen makam sayısı 40 civarındadır.
musikimizde ezgiler (nağmeler melodiler), Batı müziğindeki gibi geniş ses aralıklarıyla oradan oraya sıçrayan bir gelişi güzellik içinde değil; girişi, gelişmesi ve bitişi belirli olan bir düzen içinde kullanılırlar. Ezginin dolaşımını düzenleyen bu kurallara "seyir" adı verilir. Makamlara kişilik, lezzet ve kokusunu veren, işte bu hayati önemdeki, bestecilerin değiştiemeyeceği seyir kurallarıdır.
insanın ruhunu dinlendiren süper ötesi bir müzik türümüzdür.
türk musikisi gibisi yoktur. makamları, usullerini geç, aynı usüllerin bazılarını veya makamların bazılarını kullanan başka ülkeler var. ama bizim musikimizin eserleri çok zengin. sanmam arap musikisi iran musikisini falan geçtim türkiyenin çevresindeki ülkelerde bizim kadar zengin bir musiki yoktur. kıymetini bilmek lazım.

örneğin hicaz makamında dünyadaki en iyi eserler, en güzel eserler bizim musikimizdedir. allah aşkına, şimdi araplarda o ağacın altı, söyleyemem derdimi, yadeller aldı beni, ey büt i nev eda, ada sahillerinde bekliyorum, kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına tarzında eserler var mı yok. ülkemiz dışında hüzzam makamında notasal olarak kulağımıza hoş gelecek iki güzel eser gösterin. yine yok.

sadece beste değil güftelerde özel kılıyor sanat müziğini. o hususuda unutmamak lazım.
dünya müziklerinin, verdiği eserler ve makamları hakkıyla kullanma açısından en zenginlerinden biri.
"Yaşıtlarımın dinlediği abuk subuk müzik türlerinden nefret ediyorum, acaba sorun bende mi?" diye düşünen bir yazarın en sevdiği müzik türlerinden biri.
arada kafayı dinlemek için dinlenilir.
metalci insana bile ara sıra kendini dinleten müzik türüdür.
alkolsüz pek gitmese de geceye renk katar. evet.

http://www.youtube.com/watch?v=Ko6eE_SIDyE
babam çok dinlediğinden galiba arabayla tatile giderken yaptığımız uzun yolculuklar geliyor hep aklıma dinleyince. muazzez ersoy sayesinde çoğu şarkıyı da ezberledim kadın tüm şarkıları coverlamıştı çünkü.
teknik açıdan nerde başlar nerde biter pek bilemediğim müzik türüdür. Yani Klasik türk müziği ile türk sanat müziği arasında bir ayrım vardır sanırım elbette. Dede Efendi veya ıtri ile abuksubuk sanat müziği parçaları da aynı kategoride değildir sanırım.

Aslında sadece baştan sona Zeki Müren dinlense bile ne demek istediğim anlaşılabilir. ilk yıllarındaki kayıtlarda olan müziğin türü ne ise son yıllarındaki müzik o değildir. Bir de şöyle kısaca bir seçki yapabilirim efendim.

ahımı hicranımı
ne olur akşamları gelsen otursan
esir-i zülfünüm ey yüzü mahım
rüzgar söylüyor şimdi o yerlerde
feryad ki feryadıma imdad edecek yok

ilk aklıma gelen ve her zaman çok sevdiğim şarkılar.

Bu müzikte solist kadar sazların da çok iyi olması lazımdır ki tarz kendi virtüözlerini zamanla yetiştirmiştir. Solist olarak kişisel tercihim çoğu zaman tize kaçmayan, daha berrak, duru, sakin kadın sesidir. melahat gülses veya gülşah çubukçuoğlu ya da nalan altınörs dinleyenler demek istediğimi anlayabilir. şimdilerde munip utandı, yaşar özel, ahmet özhan gibi dinlenebilir erkek sesleri de var elbette.

ne yazdım lan ben. toparlayamıyorum.
hani demişler ya ruhun gıdası müzik diye, aha budur onun muhatabı olan müzik.
alışın, alıştırın.
harika olan müzik türü. evet.
dinlemesi müthiş zevk veren harika ötesi müzik. evet.
kibarlığın müziğidir. kibar insanlar düşünsem gözümün önüne türk sanat müziği korosundan başkası gelmez. o kadar kibar insan da başka bir yerde bir arada görülemez herhalde.

--spoiler--
bence
alyuvarlar akyuvarlar bir de alaturkadan mürekkeptir kanımız
dinlerken sıkılsa da canımız.
--spoiler-- *
icrası son derece ayrıntılı, nakış nakış işleme isteyen, bir birinden güzel makamlar içeren, bir çok eserde sözleriyle mest eden bu toprakların müziği.
türk sanat müziği ayrı bir aşktır. belki de anlatsan dikkat çekmeyecek olan hislerin kağıda, saza dökülmüş halidir.

pamukkale üniversitesi'nin uluslararası alanda sanatını icra eden, büyük oranda gençlerden oluşan, başarılı bir tsm topluluğu vardır ve birkaç saat önce harikalar içeren bir dinleti yaşattılar bize. o değil de ritimci adam sahnede solist kıza sürpriz evlenme teklifi etti ya la.
Çok güzel şarkıları var ancak çoğu şarkısı sıkıcı, ağır, insanı mutluyken depresyona sokan türde.
bu şarkılar değeri bilinmeyen hazineler gibidir. değerini bilen müzik sarrafları dinler sadece. batı özentisi ile batı menşeili müziklere reğabet edenler anlayamaz bu müziklerdeki ruhu.
Klasik müzik ile birlikte favorilerimdendir.
her zaman giden müziktir.
türk sanat müziğini hiç sıkılmadan dinlerim. üzerine emek verilmiş anlamlı derin sözler içeren, seslendiren insanın nağmelerle renklendirdiği eserlerdir.

her gün 2-3 saat radro alaturka dinliyorum sanırım. her birinde ayrı bir huzur var.