bugün

tsk'nın asla söyleyemeyeceği cümledir. ancak çocukları askere alıp, anneleri nizamiyeden içeri sokmamayı bilirler.
doğruluğu kanıtlanması halinde annemi hızlandırılmış din programına alıp, türbana sokacağım düstur. * *
beyinlere aşılanan ve içinde "din"in bulunmadığı bir modern toplum imajı var bazı zihinlerde ve her geçen gün bu artıyor. dini hayatın içinden koparıp atmaya çalışıyorlar, oysa din hayattan koparılacak bir parça değil ta kendisidir hayatın. bir yaşam biçimidir her şeyiyle.

bir çok çaba var bu yönde. en akla geleni, ara ara gündeme gelen türban meselesi. türban takanlara karşı antipatik bir tavır var.. göze sevimsiz göstermeye çalışıyorlar. sözlükte de saçma sapan tanımlar/tasvirler dönüyor. hepsini yapan da belli bir tayfa zaten. sözlükteki o güruhu hedef ve de muhatap almıyorum bile. bilirim (bkz: don t feed the troll) düsturunu.

konuya dönecek olursam; bu "modern" toplum imajında türbanlıların yeri yok. onları alabildiğince soyutlamaya çalışıyor bu mekanizma. türbanlıyı eve hapsetmek, dışarıya çıkmasınını engellemek istiyor. avrupadaki yasaklar genelde peçe, çarşaf veya burka denen kıyafetlere karşı iken türkiye'de sadece türbana ne tuhaf tepkiler doğuyor. türkiye'den daha az müslüman insanın yaşadığı avrupa'da türban yasağı bu denli gocundurmuyor o denli modern ülkenin insanlarını. siz de buradan onların seviyesi diye sıçramaya çalışın yükseklere.. aheeey..

her neyse.. avrupa'daki bazı ülkelerde türbanın durumu şöyle:

almanya: serbest olmakla beraber yerel mahkemeler kendi inisiyatiflerini kullanabilir.
italya: kimliğini saklayacak derecede olmadığı müddetçe serbest. burka yasak yani. * *
belçika: yasak.
fransa: sadece devlete ait ilköğretim ve liselerde başörtüsü yasağı var. onun dışında üniversite ve özel ilköğretim ve liselerde serbest.
ve
birleşik krallık: serbest
rusya: pasaport fotoğrafı hariç serbest.

diğerlerini araştırmadım pek ama yasak olsa bile bu yasaklar öğrenci veya sade vatandaş bazında değil. resmi kurumlarda çalışan kişiler için geçerli genelde.. yargıçtır, doktordur, öğretmendir, polistir.. bunlara yasak. zaten bunların resmi kıyafetleri var. orası beni pek ırgalamaz.. o kadar düşkünsen türbanına resmi dairede çalışma derim. keşke bunu demesem ama en oluru bu galiba. hem avrupa dediğimiz tamamı müslüman bir topluluk bile değil. hatta fransada din hanesi bile yok kimliklerde. ama güzelim ülkemde? tey tey! üniversitede giyilen türbana karşı "laiklik elden gidiyor!" nidaları atmak ile avrupadaki türban -kastedilen çarşaftır genel olarak- yasağı arasında dağlar kadar fark var.. (ha laiklik demişken bir ülkede laiklikten bahsedebilmek için devletin karşısında otorite olmaya çalışan bir hıristiyan kilisesi, papa bulunmalıdır. laikliğin çıkış noktası budur.)

kısacası türban müslümanın değil yobazın sorunudur. ve gerçek yobazlar da türbana hiç içermediği anlamlar yükleyip bundan çıkar sağlayanlardır. bak mesela anayasa'nın 42. maddesinde "kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz!" diyor ama kim takıyor? sonra da "haydi kızlar okula!" vay anam vay!.. tck madde 188/6: "Bir kimse, gayrimeşru olarak her türlü eğitim ve öğretim kurumlarına veya öğrencilerin toplu olarak oturdukları yurt veya benzeri yerlere veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına kişiler veya eşya üzerinde zor kullanarak veya başkalarını tehdit ederek engel olursa yukarıdaki fıkrada gösterilen ceza ile cezalandırılır." (iki yıldan dört yıla kadar hapis) ortada anayasal veya toplumsal bir suç yok fakat yasak var? neye dayanarak? popo? yok canım olur mu öyle şey!?

türban konusunu bitirmeden önce:

***
"bacımın iffeti batmakta rezilin gözüne
acırım tükrüğe billahi! tükürsem yüzüne"
"medeni olmak eğer açmaksa bedeni
desenize hayvanlar sizden daha medeni."

m. akif ersoy
***

türbandan sonra: kimlikteki din hanesi. az önce de biraz değindim.. bu da dinin toplum-dışı edilmesinde kullanılan bir araç.. basit bir çalım ve mesneti akıl değil çıkar.. oradaki din hanesi batıyor insanlara. gidip orayı değiştirmek yerine "galdırılsın gardeşim! banane yav!" diye höykürüyorlar anca. o kadar gocunduruyorsa git başka bir şey yazdır oraya! ne bileyim pastafaryan yazdır, agnostik yazdır, plastik, elastik ne seviyorsan yazdır.. sevgilini adını falan dövme yaptır oraya.. güzel duracaktır eminim.

sadece türban ve kimlik mi bu "modern" toplumda tutanamayan? ı ıh.. tıpkı türban gibi mezarlıklar da itiliyor kenara. şehrin olabildiğince dışında taşınıyor. ya merkezin dışında bulunuyor mezarlıklar ya da mezarlıklar çevresinde merkezileşme/şehirleşme olmuyor. herhangi bir semt olarak şehrin bir tenhasında duruyor öylece. eğer yakınlarda olursa, ölüm ve sonrasındaki hayatı hatırlatır ya? birilerini rahatsız eder ya.. "biz dünyayı çok sevdik.." bir gün kopacağımız bilirsek olmaz, değil mi canlar? hayır, değil canlar.. kaçmak bu değil. bu kadar basit değil.

son yıllarda da kurban ile bir alıp veremedikleri var. anlamış değilim.. din adına kendi kendine hüküm verebilen bazı kuruluşlar/devlet kurumları çıkıp diyor ki: "efendim kurban kesmek yerine paranızı fakirlere verseniz de olur." yapma yav? yaval gel, otur hele soluklan. nereden geliyosun? hangi kitabı okuyosun sen söyle bakayım? benim kitabımda yok öyle bir şey ve sen, senin sözüne itimat eden cahilleri böyle kolayca yönlendiremezsin. müslümansan şayet, o maaştan feragat edip susmayı da bilmelisin yanlış fetva vermek yerine.

kurban ile ilgili şöyle bir de iddiam var naçizane: eğer böyle giderse elli yıla kadar kurban kesmek diye bir şey kalmayacak. kurban bayramı ve tatili kalacak sadece. o bayramda ise sadece zekat verilecek, fakir doyurulacak, o kadar.. kurban kesmek unutulacak/unutturulacak. vahşetin önüne geçilecek böylece. asıl vahşetin orta yeri olan ırak'ta, cezayir'de, filistin'de, çeçenistan'da yapılan vahşet yine televizyonlardan izlenip "vah vah.." denilip geçilecek sadece. sadece "vah vah.."

eğer bir gün zorunlu askerlik kalkarsa, bu ülkenin türbanlı anneleri, kurban kesen babaları ve kimliğinin din hanesinde "müslüman" yazan kardeşleri, tüm bunlara karşı gelen kişilerden daha istekli daha gönülden yollayacaktır evladını vatan savunmasına. bundan da adım kadar eminim. şehitlik nedir en iyi onlar bilir. kalan birçoğu içinse bir törendir, bayrağa sarılı bedendir, evlat acısıdır, sadece gönül avuntusudur yapılan tören, ölü bedenlere yüklenen o değer..
tsk'nın demeyeceği asla demeye cesaret edemeyeceği sözdür. zira önümüzde bir türkiye gerçeği var olsa olsa başörtülü anneleri yemin törenlerine almazlar. ee laiklik beklemez.
gönülden geçen ama uygulama saglam "back" isteyen önermedir.

"hadi adamım söle kurtul içini kemirdi senin yıllardır".
doğrusu "askeri liselere almıyoruz"dur. askere füke füke sokarlar da, giremedik biz mesela. kız yok abi hem orda, boşver ne yapacaksın.
(bkz: keşke)
gerçekleşmesi durumunda yeni bir yasa olarak türbansızların çocuklarını askere almıyoruz un çıkmasına sebebiyet verebilcek durumdur.
götünden sallamanın kelimelere dökülmüş halidir.

edit: yalan mı lan dümbük!
gazete ve televizyonlarda boy boy izledigimiz, bizzat sahit oldugum bir olaydir.
çünkü türkiye ışid'le savaşsa kimi vuracağı belli olmaz.