Bazen Arap dilini ve arapça kelimelerin terminolojisini bilmemekten, bazan de kasıtlı olarak "salağa yatmaktan" ileri gelen, Nebe Suresi 33. Ayete ilintilenmeye çalışılan yanlış kelime çevirisi.

Aynı zamanda #4732299 numaralı entry'de, Nebe Suresi 33. Ayet'in "yanlış" yapılmış çevirisi kullanılarak ve bu "yanlış" çeviriye dayanılarak ayet hakkında fikirler yazılmış.

Öncelikle, verilen Nebe Suresi 33. Ayetin orjinali "Ve kevâibe etrâbâ" dir. (arapça okunuşu)

Burada geçen "kevâib" yüksek, yüce, kaliteli, değerli, gözalıcı" anlamına gelen "ka'b" kökünden gelmektedir. Ancak, tarihsel süreçte bu kavram, "Ka'be" gibi "kübik", "ka'beyn" gibi dairevi cisimler için de kullanılmaya başlamıştır. Dolayısıyla 1400 yıl önce kullanılan anlamını yitirmiş ve maalesef mütercimler tarafından günümüz anlamıyla çevrilmiştir. Dolayısıyla bu yönüyle "göğüs" çevirisi hatalıdır. Doğrusu "gözalıcı" dır.

Ayrıca önemli bir bilgi daha vermek isterim ki; dünya üzerindeki dillerin bir çoğunda eril yani müzekker ve dişil yani müennes ifadeler yoktur. Ancak ingilizce de var olduğu gibi, Arapça'da da eril ve dişil ifadeler vardır. Ve ne gariptir ki, konumuz olan ayette geçen kelime dişil olmadığı gibi, tek bir cinse de kesinlikle hamledilemez. Ayrıca kullanım şekli yönüyle, her iki cinsi de kapsamaktadır. Dolayısıyla bu yönüyle de "göğüs ve kız" çevirisi hatalıdır. Bu yönüyle de "gözalıcı" anlamı doğru olan çeviridir.

ikinci kavram olan "etrâb" kavramı ise, anlamı tarihsel süreçte değişmeden, günümüze kadar ulaşmış "tam denk, dengi dengine" anlamında bir kelimedir.

Dolayısıyla Nebe Suresi 33. Ayetin doğru tercümesi şu şekildedir: "Dengi dengine gözalıcı eşler"

Arapça bir dildir ve her dilin kendine özgü özellikleri vardır. Ve hiç bir dil başka bir dile "motamot" yani kelime kelime tam olarak çevrilemez. Bu sebeple mealler değil tefsirler daha sağlıklıdır. Çünkü kelimelerin kökenlerini ve kullanılış şekillerini de vererek sağlıklı sonuçlar çıkarır. Tabi tefsir meselesinde de işinin ehli insanların bu işi yapması gerekmektedir. O sebeple her tefsir tam doğrudur demiyoruz. Güvenilir tefsirler ve "gerekçeli" mealler vardır.

Ayrıca müsadenizle bir konuya daha değinmek istiyorum.

islâm hakkında önyargılı olan bazı kimseler, islâm'ı, "bedeni zevklerle dolu bir cennet" vadetmekle eleştirmektedirler. Oysa islâm, insanı, Allah'ın ona verdiği "temel fıtratı" içinde ele alır. insan ne sadece bir ruh, ne sadece bir nefis, ne de sadece bir bedendir. O, bütün bunlardan müteşekkil olduğu için, islâm bunların her biri için kaideler getirmiş ve bunlara uymanın karşılığında cennet'te mükafatlar vadetmiştir. Bunda ne şaşılacak ne de ayıplanacak bir durum yoktur.
cennetteki huriyi cinsel açıdan övmekte olan nebe suresi 33. ayetindeki ifadedir ki kuran'ın yaratıcı bir güce ait olmadığının önemli kanıtlarından biridir. ayet yanlış yazılmış çevrilmiş anlamından saptırılmış diyenler yine kuran'ı yalanlamaktalar çünkü kuran değiştirilmeden günümüze gelmiş tek kitaptır, tahrif edilemez. bununla ilgili ayetlerden bir kısmı:

(Kuran, eşi benzeri olmayan bir kitaptır. Ona önünden, ardından [hiçbir yönden, hiçbir şekilde] bâtıl gelemez [hiçbir ilave ve çıkarma yapılamaz. Çünkü] O, kâinatın hamd ettiği hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafından indirilmiştir.) [Fussilet 41-42]

(Rabbinin sözü doğruluk ve adaletle tamamlandı. Onun sözlerini [Kur'anı] değiştirebilecek [hiçbir şey, hiçbir kuvvet] yoktur.) [Enam 115]

(Kur'anı biz indirdik, elbette yine onu biz koruyacağız.) [Hicr 9]

şimdi meşhur nebe 33. ayeti yazalım:

diyanet vakfı
NEBE; 33. Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,
Diyanet işleri
NEBE; 78/31-34. Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır.
Yaşar Nuri Öztürk
NEBE; 33.Göğüsleri turunç gibi yaşıtlar,
Elmalılı Hamdi Yazır
Ve turunç sîneli yaşıtlar var
Ömer Nasuhi Bilmen
Ve nar memeli, hep bir yaşta (cariyeler vardır).
Hasan Basri Çantay
memeleri tomurcuklanmış bir yaşıt kızlar,
Abdulbaki Gölpınarlı
Ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar.
Süleyman Ateş
Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
Suat Yıldırım
(32-34) Onlara bahçeler, üzüm bağları, turunç göğüslü genç yaşıt dilberler, dolu dolu kadehler var.
Ali Bulaç
Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
ibni Kesir
Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
kuran korunmuştur, bozulmadan gelmiştir.. lakin insanlar nefislerinin, arzu ve isteklerinin de esirinde kalarak, sadece kuran dan değil, binbir çeşit kaynaktan yararlanarak çeviriler ve yorumlar yaptığından yanlış çeviriler, hatalı yorumlar çok olağandır.. halbuki kuran da da belirtildiği üzere;

Kendilerine okunmakta olan Kitab’ı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?

Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.

bu dünyada da daha çocuk yaşta kızları "eş" diye yatağına alan ve yine cennette de taze taze diri memeli gencecik kızlardan oluşan bir huri haremi bekleyen cinsi sapık zihniyetin nelerle karşılaşacağını açıkçası çok merak ediyorum.. biri zebani mi dedi?