bugün

(bkz: geç bunları anam babam geç bunları)
devrim hiçbir pisliği temizlemez. sadece ortalıktaki pislikleri daha büyük pisliklerle örtmeye çalışır.
(bkz: evet sayın seyirciler heyecan dorukta)
evet temizlerdi tabii ortada devrim diye bi sik kalmış olsaydı...devrim oldu yalan devriciler oldu cuntacı. yapsan devrimi neyi devirecen??*deniz gezmiş'in adını sayıklamakla devrimci olunmuyor.bu memleketin pisliğini hiç bişey temizlemez...
devrim her pisliği temizlemez.
devrim bir sonuçtur ve yeni süreçlere kapı açar. Bu süreçlerin gelişimi ise, asıl belirleyendir. hep bunu söyleyegeldik.
ne türkiye de ne de başka bir yerde devrimle her şey çözülmeyecektir, çözülmemiştirde. Bununla ilgili çok sayıda tarihsel örnek mevcuttur. Tabii bu bildiğimiz devrimle.
devrime yüklenilen "kutsal" misyon üzerinde tartışma yaratmak için değil, devrimi anlamak adına bir kaç şey yazmak istedim.
ortada bir devrim antipatisi de var bildiğiniz gibi. Bunuda dışarda tutarak bir şeyler söylemek istedim.
Birincisi, yıllardır bildiğimiz devrim anlayışı bilinen burjuva aydınlanması üzerine marx, engels, lenin vb. dahiler tarafından inşa edilmiştir.
yani; nicel birikimin sürecini tamamlayıp nitel sıçrama göstermesi kurgusudur. Bilinen en iyi ve popüler örnekse suyun ısınması ve belli bir dereceye geldiğinde kaynayarak (nicelik sürecini tamamlayarak) nitelik değiştirmesi idi. Bu bilinen newton fiziği üzerine inşa edilmiş devrim anlayışının alt yapısıdır.
ikincisi; gelinen süreçte kuantum fiziği ile devrim anlayışı nicel sürecin kendisine çekilmiş ve sürecin kendisi devrim olarak adlandırılmaya çalışılmıştır. Yani asıl devrim sürecin içinde yatmaktadır. Tabii bu halen tartışılan bir sorundur ve henüz içselleştirilmiş bir durumda değildir.
yani bugünkü anlayışta ileriye doğru bir öteleme söz konusu değildir. Bugünden devrim, anın içerisinde devrim sözkonusudur. Burada ötelenen bir başka şeyse determinizm anlayışıdır. ilerlemeci toplumsal süreç anlayışı bırakılmış yerine olasılıklar zinciri içerisinde an'a yapılan müdahale ve çok çeşitli etkiler ortaya çıkmıştır. Lineer bir çizgideki toplumsal kurgu kategorisi kuantumla birlikte atılmıştır.
hal böyle oluncada, bugünden yarını örgütlemenin kendisi, devrimle içiçe geçmiştir.
seçim meselesi ise bu süreçte toplumsal muhalefetin ortaya koyacağı taktik sorunların ve çıkarımların ötesinde bir şey olmama durumunu hala korumaktadır. Buradada demokrasi meselesine bakış ve yeni yönelimlerle izah etme durumu sözkonusudur ki başlı başlına bir sorunsal olarak durmaktadır.
seçim sorunumuzu çözmediği gibi, bazı durumlarda seçimi dışlamakta sorunumuzu çözmemektedir. demokrasi ve temsiliyet veya irade devri sorunlarının özümsenmesi ve tartışılmasıyla ve pratiğinin geliştirilmesiyle aşılabilecek bir durumdur.
doğru bir önermedir ancak devrimden önce evrim gerekir o da ayrı bir konu tabii.
(bkz: 22 temmuz devrimi) *
devrim her çürümüş sistem için gerekli olsa da oy vermeye gitmeyen,oylarını satan insanların olduğu bir türkiyede ütopya dan ileri gidemeyecek olay.yoksa kim istemez ki devrimi.