bugün

bir türlü saptanamayan, saptansada eksikliği giderebilecek bir sonuca varılamayan eksikliklerdir.
her sene yeni sınav sistemleri, okulu yakan ögrencilerden youtube sayesinde haberdar olan bir bakanlık, aynı şekilde liselerde yaşanan türlü şiddetler içeren olaylar, öğretmen atamaları desen hala nasıl bir sistemde yapıldığı mechul, milli eğitim bakanı desen "al bak bu yeni bir sistem" desen araştırmadan herşeyi hemen uygulamaya sokabilecek düzeyde yenilikçi(!) her ülkede en çok önem verilen bir konu olmasına rağman türkiye'de hala adam akıllı bir sisteme oturtulamamıştır. hala, ülkeyi sadece iyi bir ekonominin kurtarabileceği mantığıyla ilerliyoruz ve o yüzden ekonomimiz harika(!) bir düzeyde..
insan yerine robot yetiştirmeye çalışmaktan vazgeçmeleri gerek.
teşhis hastalığı, tedavi fukaralığı.
5 sene süreyle aynı sınav sistemini kullanamıyor olmamız. öğrencilerin, sınav sistemi kobaylarına dönmesine en büyük sebep.
önce bir sistem olşturmaları gerek.bu resmen sistemsizliğin sistemi...
2007-2008 Eğitim-öğretim dönemiyle mükemmel bir yenilikçi sistem getirdiğine olan inancı. formatın savunması; şimdiye kadar öğretmen bazlı eğitim olmasıdır. Doğrudur efendim. şimdiye kadar hep öğretmen konuşup, öğrenci dinlemiştir. bu sistemde neler oluyor peki ? şimdiye kadar dönem ödevi olarak dile getirdiğimiz şey proje ödevi olarak isim alırken, aslında hiç farkı olmayan o şey, öğrencilerden haftada, veya iki haftada bir performans ödevi adı altında öğrencilerden isteniyor. fikrin özünde öğrenciyi boş bırakmamak var. düşünce süper! öğrenci ailesini kandırıp sevindirik bir halde soluğu internet kafede alıyor. saatlerce msnde performans ödevi yapıyor. * toplantılarda veliler parlak zekalı çocuğunun neden düşük not aldığını soruyor. felan felan... sonuç olarak fikir güzel, ama iddia ediyorum, bu sistemle 10 yıla kadar çıldırmış öğretmenler yeşerecek okullarımızda. Bu sistem iddia edildiğinin aksine öğretmenin yükünü azaltmamış, aksine artırmıştır: Hergün performans dökümanlarıyla eve dönen, * 40 dakika boyunca minimum 40 öğrencinin aktif olma adına zıvanadan çıkmasına göz yuman, aman efendim sözlü notu diye birşey vardı eskiden, o da isim değiştirmiş, bari performanslardan not kırsam.. diye düşündürülen öğretmenden hayır gelmez ! bence çözüm müfredat değişikliğinde değil, sınıf mevcut sayısını abartmamaktadır. varsın nlp, vakog, varsa daha havai metodlar kullansın öğretmen, varsın en eski tarzı kullansın, * maximum 25 kişilik sınıflarla çözülecektir bunlar. 70 milyon önünde sana sesleniyorum meb; sözümün arkasındayım !
öğrenci merkezli bir eğitim sistemi yaptıklarını söylüyorlar ama veliler öğrencilerin ödevlerini ve projelerini yapıyor. kimse öğrenci merkezli eğitimin ne demek olduğunu bilmiyor. hizmet içi eğitim sıfıra yakın. müfettişelere ise lafım yok. sadece kendi dediklerinin doğru olduğunu düşünüyorlar. ama yine de en önemli eksiği milli eğitim bakanıdır.
(bkz: Türk eğitim sisteminin tamamı)
(bkz: psikolojik danışmanlık ve rehberlik servisi)
eğitim değil öğretim vermesi. bir de anket yaratıcısı öğrenciler yetiştirmek.*
Okullarda insana değer kazandırmaya ilişkin etkin girişim ve programlar yok. Örneğin sözde "en iyi" öğrenim kurumlarından mezun kişilere baktığınızda dahi dürüstlük, bir başkasına saygı, adaletli olmak, hak yememek gibi insanı insan yapan değerlerin çoğunu önemsemedikleri, hatta bu erdemleri küçümsediklerini görüyoruz. Eksiklik okullarda çocuklara ve gençlere bu erdemleri benimsetebilecek güçlü ve ikna edici eğitimci profillerinin olmaması. Ama daha da kötüsü, temel eğitimin verildiği çekirdek ailede bu değerlerin toptan çökmüş olması.
- zorunlu kıyafet.
- öğrencileri %45 başarıya odaklanması.
- öğrencilik hayatları boyunca eziyet çekip öğretmenliğe soyunduğunda ızdırap olan öğretmenler.
- öğrenci ile öğretmen arasındaki ilişkinin maaşın parasını ödeyen ile maaşı alan seviyesinde olmaması.
- dönemin rezalet fransız eğitim sistemini hala kullanmamız.
- long term memory yerine short term memory üzerine odaklı ezbercilik.
- rezalet bir üniversite sistemi.
- derslerin geçmek için çoğu öğrencinin tek çaresinin kopya çekmek olması.
öğretmenlerin saygı ve otorite anlayışını abartmaları.
(bkz: eğitim)
düzgün işleyen mekanizmalarından çok daha fazla olan eksikliklerdir.
- sınıf
- okul
- çocuğun yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının farkında olan veli ve öğretmen .
(bkz: mahmut hoca)
zırt pırt değiştirilmesi, kırtasiye işine ders vermekten daha çok önem verilmesi. içi geçmiş müdürler, kalabalık sınıflar...vb.
eğitim haktır satılamaz ı bilmeyen veliler..
sadece öğrencilere karne veren bir eğitim sistemine sahip olan türk eğitim sisteminin en büyük açığı öğretmenlerede karne vermemesidir. öğrencilerin başarısına bağlı olarak verilecek olan bu karne öğretmenin hayatını etkileyebilir belki ama öğrencilerinde sağlıklı bir eğitim almasını sağlayacaktır. bu bir önerme de olabilir tabi ama bu önermeye daha çok öğretmenlerin karşı çıkması muhtemel olup öğrencilerin aklından ise (- eheh bu sene hepimiz sınıfta kalalımda hocayı okuldan attıralım) düşüncesi ortaya çıkabilir. bir öğretmenin öğrencileri bu şekilde düşünüyorsa zaten bi sorun var demektir. bu sorunu yeni bir öğretmenle çözebilir, hem öğrenciye hemde işsiz öğretmene hizmet etmiş olunur. bu önerme gaddarca bulunabilir lakin gaddar olan önerme değil öğretmendir. öğretmenin öğrencilere davranışları çok önemli olup öğretmenin bilgiside ölçülmüş olur. akabinde hem öğrencilerin hemde öğretmenlerin açıkları belirlenmiş(giderilmiş) olur..
eğer aklını başına toplayıp kendi bireysel eğitim sistemini kuramazsan, hiç bir işe yaramayan.. eğitemeyen sistem.
kimi okullarda henüz öğretmen bile olmayışıdır. diğerlerini geçtim hadi.
Herkesi akademik alanda yetiştirmeye çalışmalıdır. Artık resme,tiyatroya,fotoğrafa eğilimi olan insanlar başarısız sayılmaktadır.
güncel Önemli Başlıklar