bugün

kişi kendinin bile anlam veremedigi garip, tuhaf oldugu halde sürekli tekrar edilen davranislardir.

yemegin tadina bakmadan tuz katmak.
kaldırımdaki çizgilere basamamak.
alışkanlıklarını değiştirememek.
takıntı olarak da adlandırılır..
nanik yapmak

dil çıkarmak

önde gidenin ensesine şaplatmak

günde 5 defa abdest alıp, haftada bir çorap değiştirmek

boş zeytinyağı şişesine kezzap doldurmak

erkek-erkeğe kol-kola gezmek, öpüşmek

komşunun keçisi veya eşeğiyle maddi aşk yaşamak

kırmızı ışıkta geçmek

anahtar veya keskin aletlerle arabaları çizmek

araba lastiklerini şişlemek

fincan tutarken küçük parmağı havaya dikmek

dükkanlardan ''ufak-tefek'' araklamak

bilet almadan belediyenin develerinde yolculuk yapmak

sucuk-pastırma yiyip iş yerine gitmek

başkasının durdurduğu taksiye atlayıp kapıyı çekmek

el yıkamadan tuvaletten çıkmak

ayakkabının arkasına basmak

ön dişlerden, dille cılk-cılk diye ses çıkarmak

çatalla diş karıştırmak
araba kullanırken tek kolunu camdan dışarı sarkıtmak.
anket yapmak*
Iceceklerin bardagin dibinde kalan kismini icmemek .
diş fırçaladıktan sonra su içme isteği. *
yolda yürürken hep sol tarafı tercih etmek de sayılabilir.
-gardroptaki kiyafetleri renklerine göre acıktan koyuya dogru yerleştirmeme
-tv de ses açarken sesin 5 ve katlarına gelmesine dikkat etmeme öbür türlü kendimi ciddi olarak rahatsız hissetmeme
- bir elime bir damla dahi de olsa su değse diğer elimi de ıslatmama
- kuruyemiş, üzüm gibi taneli seyler yerken elime aldıklarımın tek sayı olmasına dikkat etmeme
- catal kaşıgın konduğu cekmece de kasıkları iki yana ayırıp ilk bölmeye ikincisinden daha fazla kaşık koymama, arada gidip kontrol etmeme
-yürürken buraya kimse basmamıştır diye düşünüp orayı gecsem dahi hiç üşenmeden dönüp basmama
-ışığı, lambanın sag üst kösesinden serce parmağımla kapatmama eger öyle yapmamışsam ışıgı tekrar açıp odanın içinde bir tur atıp tekrar kapatmama
ve şimdi burda saymayı unuttugum alışkanlıklarıma burdan selam ederim
eger yolda yürürken kaldırım taslarının her ikisine birden basarsam denge bozulacak, yolda giden araba daha cok ses cıkarmaya başlayacak. yoldan annesiyle gecmekte olan küçük çocuk korkacak. annesinin elini bırakacak. yoldaki tasa takılıp düşecek. üstünden araba gececek ve ölecek. kaldırım taslarının her ikisine birden basmamalıyım
omzuna çanta takmadan yürüyememek;kendini boşlukta hissetmek.
tuhaf takıntılardır da aynı zamanda.
içinde bulunduğu odanın mutlaka kapısını kapatmak gibi mesela. * * *
(bkz: obsesyon)
kıl olduğun öğretmenin her arkasını döndüğünde şaplatmak suretiyle hareket... *
televizyonda izlediği film, dizi haber ne biliyim her türlü programda herhangi birisi göz kırparsa ona karşılık göz kırpmak. O değil çizgi filmlerde bile yapıyorum. Sanki karşılık vermezsem ayıp olacakmış gibi geliyor bana.
(bkz: hic kimse sevmedigi halde sevilebilen seyler)*
tanıdık biri ile karşılaşıldığında göz kırpmak.
Her sabah uyandığımda ellerimle karın ve belimi yoklarım inceliğini kontrol ederim.

Terliksiz ve müziksiz duş alamam.

Evde kendime ait tabak, çay bardağı, kahve bardağı, tava gibi araç gereçler vardır bunları birinin kullandığını görürsem çıldırırım.

Birinin sürekli aynı hareketi yapması beni rahatsız eder ayak oynatmak gibi. Veya sürekli aynı sesi duymak.

Evde giydiğim çoraplar her zaman biri değişik diğeri değişik olmalı. Evde çift çorap giymem. Dışarda giydiklerim her zaman siyah veya beyazdır. Renkli ayakkabı da giyemem ya siyah olmalı ya beyaz.

Her sabah pankek yerim. Pankek yemeyince eksik veya acıkacakmışım gibi hissediyorum.

Tırnaklarım her zaman ojelidir. Ojesiz çok kötü geliyor gözüme. Bu benim için ciddi bir takıntıdır.

Evde her zaman kendi yemeğimi kendim yapar ve tek başıma yerim. Ailemden biriyle yersem bu nasıl yemek yemek diyip saydırmaya başlarım çünkü.

Edit: aşırı takıntılar ve alışkanlıklar değildir her ortama ayak uydurabilirim.