bugün

başka hiçbir yerde olmayandır. çok farklı duygulara sevk ediyor insanı. kıvrılıp giden demir yolu, istasyondaki eskimiş banklar, 4 yanı açık kirli solgun katarlar, belki yüz binlerce ayrılığın işlendiği boyası dökülmüş bekleme salonları...her şey o kadar hüzünlü ve ıssız ki. orada donakalıyorsun. oturduğun bankın gövdesi yok, saatin akrebini zaman yormuş çalışmıyor. yaslanamıyorsun, güneş öyle bi vuruyor ki kol saatinin camı tutuşuyor. içimizden söküp attığımız en naif duygular burada sanıyoruz...