bugün

yatırım yapmayan devletin yetkilii kurumlarıdır.

hollanda nın başındakileri alın türkiye ye getirin 5 yıl içinde sağa sola tarım ürünleri satarız.

coğrafi olarak her türlü olanaklarımız var.
''Biz mi üreteceğiz arkadaş, Parası neyse verip alırız'' diyen zihniyetdir.
(bkz: rte)
En başın hibrit tohum denen illet gelir. Sonra pahalılık ve uretilen ürününün ucuza satılmak zorunda bırakılması.
birinci engel o kadar tarım arazisi yok.

ikincisi, var olanı koruyup en verimli şekilde işleyecek beyin yok.
Mazot parası engel değil bence vizyon eksikliği. Deli zengin olan çiftçi biliyorum büyütmeleri lazım işlerini ama yapmıyorlar bu noktada iş tıkanıyor. Daha ileriye gitmek için topluca çalışmak lazım.

Devlet boş tarlalardan ekstra vergi alabilir, ekstra vergi ödememek için tarlalar işleyecek olan vatandaşa kiralanma seçeneği de getirilirse harika olur.
(bkz: chp)
Tabii ki kahrolası cehape zihniyeti... kılıçdaroğlu'nun ssk borçları yüzünden tarıma yeterli maddi desteği sağlayamıyoruz.
geleneksel tarım alışkanlıklarımızdan kurtulamayisimiz.
arazilerin küçük parseller olmasindan ötürü oluşan verim kaybı.
gübreleme konusundaki Bilgi eksikliği.
sistemin Ziraat mühendislerini ilaç satıcısına dönüştürmesi ve araştırmacı eksikliği.
yüksek girdi maliyetleri.
alternatif tarım tekniklerine karşı yavaş yönelim.
Akaryakıt fiyatları bir engel olabilir.
Narenciye tarla da 30 kuruşa alınıp markette 5 tl ye satılır da o ülke de tarım gelişir mi?

Hayvancılığı köylüler ve kırsal kesim yerine patronlar yapar da o ülke de et ucuzlar mı?

Diğer bir sebepte tarımla, hayvancılıkla uğraşmanın toplumda aşağılık kompleks yapması.

Geçen arkadaşımın oğlu anlattı. Kendisi Erzincan Matematik bölümünde okuyor. Türkçe dersinde hocası sınıfa türkçe bir kelime soruyor. Ama sınıfta kimse bu kelimeyi daha önce duymamış.

Bu kez hoca sınıfa " içiniz de köylü çocuğu yok mu, onların dedeleri, baba anneleri bu kelimeyi bilir?" Diye soruyor. Lakin sınıfta kimse " ben köylü çocuğuyum" demiyor, diyemiyor.

Diğer taraftan ben köylüyüm. Köyde yaşayan kızların hiçbirisi köye gelin gitmek istemiyor. Herkes şehir de, modern yaşam peşinde. E kim davar yayacak, hayvan otlatacak; ekip biçecek?

Bizi uzun yıllardır dizilerle, reklamlarla sömürdüler.Şöyle türk filmlerine ve dizilerine bir bakın bakalım, o hayatın pompalandığı bir toplum eline tarım aleti alır mı?
5 liralık mazot, ateş pahası elektrik ve su.

çiftçilik kader olmuş; ama meslek olamamış!

teşvikler zamların yanındA devede kulak.

insanlar topraklarını bırakıp şehre göçüyor. iktidar buna önlem almıyor.