bugün

toplumun çoğunluğunun isteği şeklinde oluşan değer yargılarıdır.bunun ne kadar içler acısı olduğunu kaybedenler klubü isimli filmde çok güzel dile getirilmiştir.
--spoiler--
toplum içinde erimiş olan birey:toplum koleje girmeyi bir değer olarak sunduğu için kişiliğini yok sayma halidir koleje girmeye yarışır iyi bir işe girmek için yarışır güzel bi kadınla evlenmek için yarışır devamlı bir yarışma zorunluluğu.
--spoiler--
yıkmak gerekir. yıkması daha bir güzeldir.
parası olana "abi", olmayana "kardeş" denilmesidir.
Bazı kişilerin (dünyayı yönetenlerin) koyduğu insanları daha kolay yönetmesi için çok akıllıca hazırlanmış yargılardır.
aksi düşünüldüğünde sonu olmayan bir çukura düşecekmiş gibi hissettiren ama düşünmeye başladığında bir bir tümünü yıktığın değerlerdir. en güzeli de yıktığın her değer senin sen olma yolunda attığın bir adımdır. bu yolun sonunda ''hiçlik'' durumuna varırsın. aslında bir evrim sonucunda var olduğunu, tavuğun var olma nedeninden farklı bir var olma nedeninin olmadığını, algılarının sınırı olduğunu görürsün. ve o anki boş bulunma halinden dolayı cevabı olmasa bile değerli sorular sormaya başlarsın. o sorular seni düşünmeye iter, iter, iter. toplumdan soyutlaştıkça insanlara, hayvanlara, bitkilere ya da kısacası algıladığın her şeye değer vermeye başlarsın. Ahlaklı değil yararlı yaşarsın. Zorunluluk hissetmeden yaparsın yapacağını. ve aslında mutlak olmayan doğrularını ve hatta yanlışlarını dahi bulursun. düşündüğün için var olduğunu değil, var olduğun için düşündüğünü, algıladığını görürsün. gördükçe yalnız kalırsın, anlatamazsın.

en sonunda kaliteli bir anarşist olursun.