bugün

hukuk düzeninin varoluş nedeni, sahip olduğu güçlü organları ve devletin korunaklı şemsiyesi altında olabildiğince hızlı bir biçimde adaleti sağlamaktır. aksi taktirde, türlü adaletsizliklere karşı caydırıcı etkisini kaybeder.

hukuk devleti olduğu iddiasını taşıyan bir devlet için, adaleti gerektiği kadar hızlı ve hitap ettiği toplum vicdanını tatmin edecek bir biçimde sağlayamamış bir hukuk düzeni asla kabul edilemez. zira, hukukun asli niteliklerine bağlı olarak tesis edilemediği bir ülke, hukuksuzlukların, dolayısı ile adaletsizliklerin hüküm sürdüğü bir muz cumhuriyeti haline dönüşmeye mahkumdur.

uygar ülkelerde, ceza davalarının zaman aşımına uğraması kavramından söz edilemez. hele ki bu davalar, belli bir siyasi grubun bir diğer siyasi grup üzerinde tahakkümüne yönelik ise asla!

toplum vicdanında oluşan yaralar zamanla kabuk bağlayabilirler ancak, o yarayı açanlar hak ettikleri cezaya çarptırılmadıkları, diğer bir deyimle hukuk; caydırıcı gücünü kullanmadığı sürece hiç bir zaman tümüyle iyileşmezler. gün gelir, bir el; yaranın üzerindeki kabuğu koparır ve o yara yeniden kanamaya başlar.

bu bağlamda, davalar zaman aşımına uğrayabilirler, ancak toplum vicdanının zaman aşımına uğramasından söz edilemez.
akp'li hukukun umrunda olmayacak iş.