bugün

etrafında başka insanlar varken, tek bile olsa kafasından geçenleri kendi kendine mırıldanan insandır.

bugün spor salonundayım. soyunma odasında ayakkabılarımı bağlıyorum. soyunma odası boş. bir adam girdi içeri. üstünü giymeye başladı. ve aynen şu diyalog - monolog arası şey gelişti:

tisdim: toplum içinde sesli düşünen insan modeli
b: ben

tisdim: hay skiim ya. yine her yer dolu.
b:..
tisdim: bunları şunun üstüne koysam biri bişeyimi alır mı ki?
b:...
tisdim: bu ammına goduumun herifleri benim donuma da göz dikeller!
b: bir şey mi dedin abi?
tisdim: yok yok.
tisdim: ben en iyisi bunları poşete koyup yanıma alim. bu piçlere güvenilmez.

yani bir insan bu kadar şeyi niçin kendi kendine söyler? bu psikolojik bir rahatsızlık mıdır, yoksa normal bir durum mudur bilmiyorum. ama toplumda sıkça karşılaştığım bir vaka.
korkulmayacak insan modelidir. gayet normal olsalar da toplumun düşünme gibi bir yetisi kalmadığı için bu düşünen adamı dışlamaktadır. oysa ki korkulacak olan toplumun düşünmeyen koyunlar olmasıdır.
etrafıdaki toplumda olmak zordur.
işin yoksa "bana mı dedi acaba lan" diye düşün dur amk. cevap versen bi' türlü vermesen bi' türlü...
meşrutiyette yanından geçerken hem ürküten hem de eğlendiren insandır.
kendi kendine şarkı söyleyen insandır. ayrıcana da.
çözüm üretemediği durumlarda sinirlenen ve sinirlerini kontrol etmek istemeyen insanlar bu kategoriye girebilir.
(binbeşyüzbinmilyon olasılıktan yalnızca birisidir tabii ki de)

örneklem:

Ferhunde arkadaşlarını yemeğe davet etmiştir. Ve öncesinde mercimekli köfteyi ne gadanda güzel yaptığını anlata anlata bitiremediğinden yemeğe gelen arkadaşları illa ki bir mercimekli köfte (mercimek köftesi miydi yoksam?) yaparsın artık demiştir...

Plansız programsız yaşayan Ferhunde mercimek köftenin en önemli içeriklerinden biri olan yeşil soğanı almak için her zaman gittiği manava misafirlerin gelmesine 2 saat kala gitmiştir ama suvan kalmamıştır.

Ferhunde'nin yemek yapma zamanı sınırlı olduğundan kellim 500 metre ilerideki manava gidip sorup bakıp varsa alıp gelmesi uzun süreceğinden siniri bozulur ve başlar:

-ya nasıl soğan kalmaz. hep satardılar. nasıl olur ya şimdi. ben nasıl gider gelirim. elaleme malamat olacaz şimdi. ay köfte yapmasam olmaz...

Ferhunde hayrola iyi misiniz diye bakanlara bile boş boş bakar. dünya yoktur artık soğan ve soğanın ulaşılması imkansız oluşu vardır. Delirmiştir kısa süreli.
sanırım bu selena dizisindeki sinem kobal. her bölüm insanların içinde konuşurdu bu kızcaaz.