bugün

acayip hoşuma giden bir film. ewan mcgregor , jeff bridges , george clooney , kevin spacey ve fazlasıyla cast çok sağlam. konu kabaca rusların psişik deneyler yaptığını duyan amerikan ordusunun "bu alanda en iyi olmalarına izin veremeyiz" diyerek kendi psi ordusunu oluşturması ile alakalı. star wars fan için geliyore...
george clooney'nin inanılmaz güzel bir oyunculuk sergilediği defalarca izlenecek kalitede 2010 yapımı bir film.
böyle bir kadroyla daha kötü bir film çekilemezdi.
bir kitap uyarlaması film daha. yazarlığını jon ronson adındaki bir adamın yaptığı, kendi adıyla aynı olan bir kitaptan sinemaya uyarlanmış olan film'de George Clooney, Ewan McGregor, Kevin Spacey gibi ünlü isimler de bulunmakta. onların bulunması da filme karşı beklentileri arttırıyor. genel olarak savaş karşıtıydı. buna dair göndermeler var. aynı zamanda da star wars film serisine de bir sürü gönderme var.

---spoiler---

film komedi türünde ama daha çok kara komedi diyebiliriz. gazeteci olan bob'un lyn ile tanışmasını ve onunla beraber lafta amerikan ordusunun oluşturduğu bir deney olayının iç yüzünü öğrenmeye çalışır. bu deney kendilerinde psişik güçlerin olduğu önesürülen bir gurup askerin bu güçlerin savaş sanatı (daha antimilitarist olarak) olarak kullanılması üzerinedir. bu olayın başlangıcı da canına tak eden bill denen bir askerin savaştığı vietnam savaşına kadar gitmektedir. bill denen bu adamın başlattığı bu deney gelişir ve günümüze kadar gelir. hikaye de öyle gidiverir. yani hiç anlatasım da yok çünkü ilgi çekici değil. ne yalan söyliyim bir kaç sahne birkaç replik haricinde film beni kendisine çok da bağlamadı. ünlü oyuncuları, inancın gücü teması, bazı komik sahneleri, savaş karşıtı olması filmin ilgi çekici yanlarıydı benim için.

film'De en güldüğüm sahneler sarışın çocuğun askeri bahçeye girip ateş ettikten sonra yüzlerce askerin çil yavrusu gibi dağılmasının kuşbakışı verildiği sahne, lyn'ın içgüdülerimi (hay senin içgüdüne) dinleyerek "yolumu bulacağım" ve "sağdan gidelim" dedikten sonra seçtiği yol'da daha 50 metre gitmeden arabanın bombanın üstünden geçip patladığı (ki burada bayağı güldüm) sahne, amerikalıların ve rusların psişik araştırma yapma konusundaki yanlış anlamaları ve bununla dalga geçildiği sahne, dim mak için konuşulan sahne ve lyn'ın bob'u kolun tutup yere serdikten sonra "bak hiç kıpırdammadım bile" dediği sahnelerdi. film göndermeler de içermekteydi. mesela benim en sevdiğim gönderme çöl'Deki kovalamaca'da yaşandı. lyn çölde kendilerini kaçıranlardan kaçarken kendileri gibi kaçan ıraklıya "biz amerikalıyız. seni kurtaracaz. kaçma" dedikten sonra onu ezmesi (daha doğrusu çarptı) çok ironkti. ev'De yaptıkları konuşmalar da çok anlamlıydı.

flm'De bu psişik güçler var mı yok mu tam anlamadım ama sanırım bill ve lyn hayatlarından memnun olmayan ve bunun için farklı bir yol arayan insanlar ve bazı şeyler inanıyorlar. psişik olduklarına. o kadar inanıyorlar ki kendilerini inanılmaz kaptırıyorlar. "dim mak" vuruşu buna örnek sanırım. ama anlayamadığım şey lyn'ın keçiyi bakarak nasıl öldürdüğü ve çöl'Deki üs'sü nasıl bulduğu. sanırım bu da inanmanın da çok önemli bir güç olduğuna dalalet. lyn'ın bunlara inanması onları yapabilmesini sağlıyor. en azından benim anladığım bu....

---spoiler---

vasat üstü bir flm. star wars sevenler ve kara mizahtan hoşlananlar izlesinler derim.

"dim mak vuruşu, öldürücü bi vuruş, kesin öldürüyor ama ne zaman öleceğin belli değil"*
absürdlüğün dozunun kaçtığı film. halbuki bu kadro ile tarihe geçilebilirdi.
türkiye'de 'özel kuvvetler' ismiyle boy göstermiş filmdir. sen kalk canım 'the men who stare at goats'u s.kimsonik gibi çevir. 'keçileri kaçıranlar' olsa daha bir iyi olurdu sanki.
Göndermelerini ve de esprilerini hatta konuşmalarını anlayabilmek için süper ötesi bir zekaya sahip olmamak gerekmemekte ancak; o zamanlardaki yaşantıları bilhassa amerika'nın içinde bulunduğu durumları bilmeniz gerekmektedir (yine mi anlatım bozukluğu?)
işin garip yani, kadro hakkiten efsane. bir daha bir araya gelir mi gelmez mi bilemem ama konusuna bayıldım. insanlara tavsiye edebileceğim filmler arasına girdi yani.
yuppi!!!*
ortalama bir türk sinemaseverseniz film sizin için boşluğun ta kendisidir. yönetmen veya yapımcı her kimse george cloone yi nasıl kafalamış oynaması için anlayamadım. keçiler sanırım...
filmi izlemeye gerek yok, muhtemelen george clooney ve kevin spacey bu filmden sonra sinemaya küsmez.
george clooney'nin oyunculuğu için bile izlenebilir bir filmdir. yani herhangi bi boş zamanda vakit geçirmek için izlenebilir.
az önce izledim, illuminati falan filan. ilginç bi film. nedir ne değildir tam uyanamadım ama filmde illuminati şeysine odaklanınca fazla filme odaklanamadım.
bol geyik muhabbeti yapan , yer yer yaran eğlecelik bir film. george clooney'in oyunculuğu dikkat çekici. jeff bridges da rolüne tam gitmiş.
aptallara özgü olmayan, içinde çok değişik mesajlar barındıran, görülenlerin değil görülmeyenlerin esas mesajı verdiği , benim için çok güzel olan bir film.

filmin en başında çıkan yazı ise aslında ana ve en önemli mesajlardan birisi:

" more of it, is true than you would believe" - yani

"filmdeki saçmalıklarının ne kadarının gerçek olduğunu bilseniz, inanamazdınız!!"

bu adamlar...di mi ...ne taşşaklı adamlarmış gibi bush rejimi altında böyle bi film çevirebiliyolar?...kendi ordularıyla bu seviyede dalga geçiyolar...
uzun zamandır yeniden izlemeyi unuttuğum film.
komedi türünü hiç sevmememe rağmen beni her saniyesinde içine çekebilen güzellikte bir film.
içerisinde gerçek anlamda yoğun mesajlar bulunmasının yanında, absürt bir şekilde ele alınmıştır.

oyuncular ise başka bir konu;
-george clooney
-ewan mcgregor
-jeff bridges
-kevin spacey
-stephen lang

iyi seyirler..