bugün

Cigeri bes para etmez orospularla vakit oldureceginize tek basina olmak her zaman iyidir.
Dünyanın en güzel şeyidir. Yalnızlık gibi bir lüks yok bu dünyada.
(bkz: tek başına)
en güzelidir.
kimseye bağımlı olmamaktır.
yıllardır tek başımayım. o kadar çevrem varki. lakin evimde tek başımayım. ve bu durumdan gayette memnunum. güzeldir. kimse karışmaz.
cem adrian'ın da dediği gibi her zaman çok şikayet edebileceğin ama ondan asla vazgeçemeyeceğin kadar büyük bir ruh hastalığı.
tek başına olmak vs. tek başına kalmak.
Aynı şey değildir.
güçlü olmaktır.

her türlü yıkıma göğüs gererek ayakta durmaktır.yıkılmamaktır.
mücadelelerde muzafferiyetleri yakalamaktır.
kalabalıklar içinde yalnız kalmaktır..
hayatın belli dönemlerinde insanda bağımlılık yapar ve kemale erdikten sonra vazgeçilmelidir. aksi takdirde televizyonun başında kalp krizi sonucu ölebilir ve kokmaya başlayana kadar orada kalabilirsiniz.
yalnız olma anlamına gelmeyen durumdur..
hayatta insanin basina gelebilicek en cok olaylardan birisidir.
kargalar sürüyle, kartallar yalnız uçar...
zaman zaman gereklidir.

doz aşımı toksik etki yapmaktadır.
yanında kimsenin olmama ancak yanında kimse yoksa içinde birinin olmasının mutlak gerçek olduğu durumdur.
yalnızlık paylaşılmaz.
ilklerde güzeldir sözlük. kendini sultan süleyman sanırsın. yer içer yatarsın. karışan yoktur sana, höyyt diyen yoktur. bakkaldan 2 yumurta bi' ekmek bir de gazete alırsın, tavaya margarini eritip yumurtaları kırarsın, gazetenin magazin sayfasını sofraya serersin, ekmeğin köşesini bölüp yumurtaya bandıra bandıra yersin. radyodan slow türk frekansını bulursun, biraz ses verirsin, çalan "istanbul da sonbahar" şarkısı eşliğinde tıraşını olursun. gardıroptan rastgele seçtiğin birkaç parça elbiseyi hemencecik giyiverirsin. sonra haydi işe deyip yola koyulursun. kulaklığını takarsın kulağına, duymazsın kalabalığın sesini.
akşam olur iş biter, eve biraz geç gireyim dersin; nasılsa hesap soracak olan yoktur. taksimde bi' pub a girersin, dört kişilik masaya tek başına oturursun krallar gibi. iki bira içersin yavaş yavaş, yanında da tuzlu fıstık... lakin eninde sonunda eve gitme vakti gelir...

bir gün gözlerini açarsın sözlük... her gün aynı ritmde dönen çarkın parçası olduğunu farkedersin. dalgasız bir denizde boğulmaya başladığını hissedersin. ne kralım ne padişahım, ben sefil bir insanım dersin kendi kendine. acı çekersin sözlük, hem de çok. yanında olmayanlar, -yanında olmadıkları halde- sana tarifi imkansız acılar çektirir. yani tek başına olmak zordur, sancılıdır sözlük.
ilk başlarda herkese çok güzelmiş gibi gelen bir andır. ama zamanla herşeyin berbat olacağı yapacak hiç bişeyin kalmayınca delireceğin kesindir.
(bkz: yalnız olmak)
yanlızlık zaman zaman gelsin bana,müsafirim olsun onu ağırlayayım ama kalıcı olmasın yanlızlık,ben tek başıma yanlızlıkla başedemeyecek kadar yorgunum ve beklentilerim var....
aynaya baktigin andir. ne kadar yalniz oldugunu gosterecek daha buyuk bir somutluk yoktur.
Aslında herkes bu dünyaya tek gelir ve tek gider aradasında tek olmak kimisine göre zevk veren bişey kimisine göre acı veren birşeydir.
ilk önce tek başına olmak her cuma akşamı sahile inip o müthiş dalgalar eşliğinde sarap içmektir,
ne zamandır yapmıyordum özlemişim,

daha sonra kendisini dinlemesidir insanın ve insanı yeniden tanımlamasıdır, herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünüp, tekrar tekrar gözden geçirirsiniz.

neyim ve napıyorum gelir arkasından, yemek sorun olmaz zaten yemek yemeyi seven bir insan değilsinizdir, olmayan uyku düzeni iyice allak bullak olmuştur.

ne önemi var ki... yalnızsın işte ve bu oyunda istediğin kişiyle istediğin gibi hesaplaşıyorsun,

tabii zor olan kısmıda var bunun kıvranmalar olur zaman zaman, herkese yol vermişsiniz kimse yok ne dinleyen ne konuşan,

işte bu anda bir merhaba bekler insan belkide geçmişin hatrına,-hangi hatırsa artık-

geri dönüşü bu beklenen merhabanın basittir;

"siktirlan"

peki.
yanlızlıktır. Müthiş bir şeydir. herşeyin size kalmasıdır.