bugün

toplumumuzun ruh hali son günlerde oldukça dikkatimi çekiyor. işte, sokakta, evde herkes bir acayip, bir trafo, patlamaya hazır pimi çekili bomba gibi. herkes ya birine çatmak için bir şeyler yapıyor, ya da bela gelsin beni bulsun diye arı kovanı önünde şekerli suyla abdest alıyor. ve ben izliyorum olanı biteni. ve bu denli gerginliğin içinde bir bakmışım ben de onlardanım. sanki bir bulaşıcı hastalık öfke. ben bunları düşünürken tarihin ilk ruh hastası geldi aklıma. ve "yaradanın fabrikasından bozuk mal çıkmaz" diyen büyüğüm.
yaradanın sağlıklı yarattığı insan, nasıl oluyor, ne yapıyor da ruhunu hasta ediyor? bu ülkede anormal olmak normal de, o eski zamanlarda ne vardı da ruhunu hasta ettin sen ilk çılgın insan?
aklımda deli sorularla yürürken birden hunim geldi aklıma. panikle elimi başıma attım heh yerinde duruyor saçım başım ve de mor renkli hunim. eve gidince zeytinyağını doldurayım şişeye...
kendi çevresine sinir çizip burasi benim diyen ilk kişi ve buna karşilik vermeyen hayir demeyen diğerleri.
ismini bilmediğimiz, eskaza fosilini bulmuş olsak bile henüz fosillerden psikopatlık derecesini tespit edecek teknolojiye sahip olmadıgımız için her sekilde degerli kimliğinden mahrum oldugumuz arkadastır.
onun ruh hastası olduğunu kim, nasıl anladı da bu teşhisi koydu diye merak edilendir.

içimizde hiç mi psikiatri okuyan yok arkadaşlar? gugıla sormak istemiyorum.