bugün

Osmanlı devleti dönemini; tanzimat öncesi dönemi, tanzimat dönemi ve tanzimat sonrası ile ele alıp Cumhuriyet dönemini de inceliyoruz.

Tanzimat öncesi dönemde bütçe hakkının gelişimi;
Devlet uygulamalarında dinin etkisi ve hükmü buram buram hissedilmekteydi. Zaten osmanlı devleti islam dini ile yönetilmekteydi. Bunu sadece hukuksal açıdan kavramsallaştırmayın kafanızda. Gelir gider yapısına, uygulamasına da bu hakimdi. Her yapıda olduğu gibi burada da gelire göre gider yapılır, toplanan gelirler belirli giderlerse tahsis edilirdi. Bütçe gelirlerini "şer'i" ve " örfi gelirler meydana getirmekteydi. Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde adem-i merkeziyetçi bir yapılanmadan ve vakıf sisteminden yararlanılmaktaydı.

Osmanlı devletinin kuruluşundan bu yana en önemli harcamaları savaşlara ve yerleşmelere olmuştur. Vergiye tabii tutulan iktisadi alan ise tarımsal üretim olmuştur. Kentlerde yapılmakta olan sanayi ve ticaretten gelen vergi hasılatı ise ikinci dereceden önem arz etmiştir. Birinci murat zamanında savaştan kazanılan topraklardan belirli miktarlarda vergiler sağlanmıştır. Birinci bayezit döneminde; savaş tazminatı, mahkeme harçları gibi yeni gelir kapıları elde edilmiştir. Fatih sultan mehmet zamanında vergiler en yüksek seviyesine çıkarılarak, devlet idaresinde yeni düzenlemelere gidilmiştir. Defterdarlık teşkilatı ilk defa fatih döneminde kurulmuş, daha sonrasında rumeli için de defterdarlık kurularak baş defterdarlık kurumu oluşturulmuştur.

Osmanlı devletinde bütçeler mali teşkilatın başı olan defterdarlık tarafından hazırlanırdı. Defterdarlık yalnızca devlet kalitesine el atmaz, devlet hesaplarını da tutar, korurdu. Aynı zamanda; defterdarlık içindeki "defter eminliği" devlete ait olan mali kayıtların tutulmasından sorumlu idi.

Daha sonra geçmiş yılların hesaplarının da inceleme bölüneceği gelir-gider hesap özetleri düzenlenmiştir. Hesap özetlerinin en tanınmışları ayni ali efendinin "masraf cetveli", dördüncü mehmet zamanında; tarhoncu ahmet paşa "lahiyası" ve Eyyubi efendi "cetveli"'dir.

1808'de sened-i ittifak imzalanmıştır. Bu sözleşmede; vergiler hususunda osmanlı vergi düzeninin ülkenin tamamında, tüm eyaletlerde uygulanacağı, padişaha ait gelirlerin ayanların el koyamayacağı, vergi oranlarının hükümet ve ayanın görüşmeleri sonucunda belirleneceği karara bağlanmıştır.

Osmanlı devlet bütçesi; merkezi devlet bütçesi, eyaletler bütçesi, vakıf bütçesi olarak sınıflandırılmıştır. Eyalet ve vakıf bütçeleri merkezi devlet dışında hazırlanırdı. Ancak, gelir ve gider çok net ve ayrıntılı bir biçimde merkezi devlet idaresine gönderilirdi. Gelirler tahmin yöntemi ile değil bizzat devlet idaresine girdikten sonra tespit edilip kesin rakamlar şeklinde cetvellere göre yıllık düzenlenirdi.

Bütçenin tamamlanmasından sonra defterdar, gelir ve gider cetvellerinin başına mukaddimeyi ekler ve padişah onayına sunardı. Padişah okey verirse mukaddime ve cetveller geçerlilik kazanırdı.

Tanzimata kadar, devletin safi gelir ve giderleri ayrıntılı bir halde deftere kayıt olmakla birlikte , tahminlere sistemine dayanan bir bütçe yapılması gündeme gelmemiştir