bugün

inanan biri, tanrının yarattığı varlığın otomasyonu yaratabildiğini görüp adı geçen önermeye inanıyorsa çok hede* bir durum oluşur. inanmıyorsa problem yoktur.
''and olsun ki cehennemi sizlerden dolduracağım'' derken zaten fazlaca olan insan popülasyonunda harcanabilir kuvvetlerden misal eylemekte yüce rabbim. oldu güzeller yaratıldık diye cennet ile müjdelenme isteği de ne ola ki? kıvrımsal sorunlular. bazılarımızın sınavıdır bu dünya, diğerlerine ise zaten hoca takmıştır asla geçemezler. otomasyon konusuna gelince tabiatta bir çok örneği vardır en güzelinden az biraz bilim ve teknik dergisi okusan bile kafi gelir. bak örneğe gel hele bilim ve teknik diyorum en ateist yaklaşım sergileyen dergi diyorum kapiş mi? genç.
zayirat 56. "Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım." yaratıcı böyle buyuruyor. o vakit kulluk nedir, sürekli söylene gelen tapmak, tapınmak fiiliyle eş anlamlı mıdır onu bilmekte fayda var.

tapmak: herhangi bir nesneyi veya canlıyı yaratıcı nispetinde tutkuyla sevmek ona bağlanmak. bu para, kadın, erkek, mal, mülk her türlü şey olabilir.

kulluk: geniş anlamda birimin yani allah tarafından yaratılmış her canlının varoluş gayesinin gereğini yerine getirmesidir. cehennem ehli olarak yaratılmış bir kişi veya cennet ehli olarak yaratılmış bir başka kişiyi düşünelim elbette her ikiside yaratılış gayeleri doğrultusunda fiiller sergileyeceklerdir. biri için cennet ne ise, diğeri içinde cehennem o! arı çiçeğe konunca eyvallah, sinek boka konunca bu işte bi terslik var mı diyeceğiz. bu yaratıcının kontrolü kaybetmesinden mi kaynaklanıyor. yoksa sineği o terkipte yaratmış olmasından mı?
--spoiler--
ceza da yok etme falan olsa derim hadi hatalı olanı imha edip istikrarı korumaya çalışıyor. yok efendim, onu da yapmıyor. alıyor bizi ateşli mateşli bir yere koyuyor, sonsuza kadar ya da belirli bir süre yakıyor. sonra kitabında diyor ki yanarken acı çekeceksin. e pardon da, sen kendin yarattığın canlının anatomisinden bihabersin be güzelim. sinirlere kadar yandıktan sonra acı çekmiyoruz ki biz. en fazla 20 dakika acır, ondan sonra ghost rider gibi dolanırız ortalıkta...
--spoiler--
espritüel bir yaklaşım. keşke bu yazıldığı gibi olsa da, 20 dakikada işimiz görülse ve az pişmiş olarak ölüm ötesi yaşamda hayatımızı idame ettirsek. ancak ben fazla kasmayıp buna ilkolul üç seviyesinden bir cevapla karşılık vereceğim.

kolumuz kırıldığında iki saat sızlanıp, alçı felan sarılıp, sarmalandıktan sonra hayatımıza biraz aksak olsada devam ediyoruz, acımız geçiyor.

çok uzaklara gitmeye lüzum yok şu sözlükte en fazla irdelenen konu nedir diye sorsam, eski sevgili diye fikir birliği yapacağız. yahu bu eski sevgili ne menem şeydir ki üzerinden aylar, yıllar geçmesine rağmen hala hakkında atıp tutmak ihtiyacı hissettiriyor. bu ne kuyruk acısıdır. düşünün çok varlıklısınız ve tüm servetinizi bir anda yitirdiniz, sevgilinizi veya eşinizi bir başkasıyla sizi aldatırken yakaladınız. bu örnekler daha adetlendirilebilir fakat gerek yok. şimdi bu tarz olayların yaşatacağı acıyı ve yanma hissini düşünelim. insanların ölüm ötesi yaşamlarında bilinçleri yerinde olacağından yaratıcı muhtemelen düşünsel bir yanma ve azaptan bahsediyor olmalı, fiziksel bir yanmadan değil elbette.

bir de insan sadece beden mi, ruh mu, yoksa her ikisi bir arada mı, bunu kavramakta fayda var.
yurdum ezik ateistinin avuntu kaynağıdır. götten uydurulanlara inanların savunduğudur.
bi de bunların helvadan put yapıp tapanları vardır. aç kalınca o taptıkları putları yerler falan. onlar tam allahlıktır.