bugün

hannah: sana ne oldu?
joseph: bisikletten düştüm.
hannah: pekala, sanki hastaneye gitsen iyi olacak.
joseph: kendi kendime iyileşirim.
hannah: dün gece senin için dua ettim.
joseph: öyle mi? işe yaramadı.
hannah: bence yaramış.
joseph: sence tanrı seni duymuş mudur?
hannah: neden buraya geldin?
joseph: buradan geçiyordum.
hannah: ..ama bir sebebi olmalı. yaptığın bir şey için, tanrı' dan af mı diliyorsun?
joseph: (gülümseyerek) ondan hiçbir şey istemiyorum.
hannah: tanrı seni seviyor.
joseph: öyle mi?
hannah: sen tanrı' nın çocuğusun.
joseph: tanrı babam falan değil. babam pislikti ve bunu bilirdi. tanrı kendini hala tanrı sanıyor.
hannah: tanrı' ya neden bu kadar öfkelisin?
joseph: sen neden bu kadar aptalsın?

(bkz: tyrannosaur)
Bunca saklanma zahmetine neden katlandın?

- mark mellery. Kitap karakteri.