bugün

pis sarımsaklardır, yaralarına tuz basmak gerekir. * *
hatta bu sarımsakların dayak yemekten dişleri ağzına da dökülür..
(bkz: uyan ne olursun uyan)
doğrusu sürekli ezilen sarımsaklardır.

kürtler eziliyoruz derken sarımsakları anımsayıp susmalıdırlar.
dövülmek için havana atılmış 3-5 baş sarımsak, başlarına her an düşecek tokmağın telaşıyla bir birlerine sarılır ve ''aman avcı vurma beni'' der gibi, bakarlar katillerine.

fakat insan aç ve ağzının tadını biliyor. Kendi zevklerini gerçekleştirebilmesi için onun gözünde hiç bir şeyin önemi yok.
oysa sarımsakta kendince bir candı. onları sarmalayan kabuğun içinde kardeşleriyle birlikte doğmuş ve yetişmişti. onun da hisleri vardı.

açlıktan gözü dönmüş insan bunları nereden? bilecekti. tokmağı aldığı gibi eline, kıytırık bir kabın içinde son anlarını yaşayan sarımsakların başlarını hunharca ezmeye başladı. Ortalık cehennem yeri gibiydi, her yer sarımsaklardan kopan parçalarla kaplıydı. defalarca vurdu sarımsaklara hiç acımadan.

onlar artık ezilmiş paramparça olmuşlardı, ortalığı kesif bir sarımsak kokusu sarmıştı.
vahşi insan, acımadı onlara. tıpkı daha öncekilere acımadığı gibi.
ona göre; kendisinin yaşaması için her şeyin ölmesi gerekiyordu.