bugün

ilkokulda bir kız sevdim sonraki sene başka okula gittiğini öğrendim.

Bir kız daha sevdim onu da en yakın arkadaşım seviyordu.

Bahtsız bedeviydim ben.

Böyle bir oyun oynuyorduk her erkek işte bir kızı seçip elinden tutup yan tarafa geçiyor. (Lan ne iyi oyunmuş he ) sonrasında ne yaptığımızı hatırlamıyorum bir oyun oynuyorduk ama bu kısmı kalmış aklımda.

Neyse işte böyle herkes birisini alıp gidiyor. Ben de düşünüyorum lan acaba yanımızda durun kız mı yoksa istediğimiz mi. Şimdi bakıyorum bazıları hep yanındaki kızı aldı.

Acaba kuralları dinlemedim mı. Neyse bunu sıra bana gelene kadar düşündüm bana geldi mal gibi kaldım gittim yanımdaki kızı seçtim işte. içimde ukte kalmıştı.

Off offf şüheyda nolur geri döön.
hiç çocukluk aşkım olmadı ya la.

ezildim şimdi.
gamze adında kıvırcık saçlıydı. çok güzeldi . ılkler unutulmuyor.
Şimdi bir başkasına veriyor, bilin istedim.
hala aşkım ki o benim. 2008 senesinde sevgilimdi 6 sene benim oldu. sonra ayrıldık, 3 sene oldu hala çocukluk aşkım.

Bi daha sevemicem sanırım kimseyi böyle.

içiyorum gençler kusuruma bakmayın.

Öyle işte..
Anasınıfında çocukluk aşkıma el işi kağıdından yapılma bir çiçek vermiştim. Saklıyor mudur sözlük ?
aynı okulda ve yan apartmanda olan bir kız hep ona bakar yanına gitmezdim hoşumada giditordu yalan yok uzaktan izlemek ama bir gün sımıftan bi arkadaş var kendisi zihinsel engelli biz çıcuk aklımızla deli derdik hoca onla ikisini dans ettşrmişti mahvılmuştum ilk aşk ve ilk kalp kırıklığı.
anaokulundaydı. kızın adını bile hatırlıyorum. babam üniversitedeyken babamın asistanıymış babası hatta.
şöyle bir anı geçmiştir. evde anahtar bilinci kazanabilmem adına anaokulu çağında bana evin anahtarı verilir. tabi bu emanet edilirken

aman oğlum çok önemli. sakın kaybetme.

gibi telkinlerde bulunulduğundan, ben o anahtara önem yüklemişim tabi. neyse velhasıl kelam ben gittim o anahtar önemli ya kıza verdim. kızda kabul etti sonra fırlatmış bir kenara. böylelikle hem kıza açılmış hemde kızı eve atma planları içerisindeyim. daha o yaşlarda. neyse bu da böyle bir anı işte.
Çocukluk yıllarında olan unutulmuyor nedense. her sene karne günü yaklaşırken ilkokul yıllarında sevdiğim kıza açılmak için plan yapar, fakat bir türlü açılamazdım. bazen kabuslar görürdüm kızı başkaları kapıyordu kabuslarımda. yaz tatillerinde arada aklıma düşerdi, o zamanlar facebook yok msn var bende de msn yok bilgisayar yok acaba nerede ne yapıyor filan saatlerce düşünüp eylül ayının gelip okulların açılmasını iple çekerdim.

5. sınıf bitip 6. sınıfa başlayacağımız vakit sınıflar dağıtılıyordu, o yaz tatilinde allah'a aynı sınıfa düşelim diye çok dua etmiştim ve dualarım kabul olmuştu. o yaz sporun dibine vurup güçlenmiştimde. okullar açıldı kız geldi bana msn adresini verdi. bende kızla yazışmak için msn açtım ve her akşam 2 saat internet kafeye gitmeye başladım. 1 ay kadar sorun yoktu fakat son konuşmamızda kıza heyecanla eviniz kaç metre kare diye sormuştum ve kız sana ne demişti. neyse okulda bu olaydan sonra 8. sınıflardan bir kıza aşık olmuştum kızı her allah'ın günü okul çıkışı evine gidene kadar takip ediyordum. farketti tabi okulda kesişiyoduk arada ama ona da açılamadan mezun oldu gitti.

7. sınıfa geçtik tekrar deli gibi ilk aşkım olan kıza ilgi duymaya başladım. kızla dershane konusu açıldı, final dershanesine gittiğini söyledi. hemen evdekileri dershaneye gitmem konusunda ikna etme çalışmalarına başladım 15-20 güne yoğun çabalarım sonuç verdi. evdekileri finale yönlendirmek zor olmadı çünkü zamanın en iyi dershaneleri fatih ve finaldi, e fatih yani diğer adıyla fem de diyebiliriz fetocu olduğundan ve o yıllarda daha laiklik ilkesi sağlam iken final konusu da hallolmuştu.

dershaneye başladık en kötü sınıftan sonra deneme sınavı olduk ve sevdiğim kız en zekiler sınıfı 31. sınıfa yükseldi. hemen 1 ay testleri kastım deli gibi çalıştım 31. sınıfa yükseldim. bu sefer kız 32. sınıfa yani en iyi 2. sınıfa düştü. ardından 1 ay sonra ben de 32. sınıfa düştüm. arada konuşuyoruz ediyoruz hayat güzel neyse baktım bu bizim okuldan bizden 1 yaş büyük bir çocukla çıkmaya başladı çekildim kenara. zaten çıktığı çocuğa kıldım 6. sınıfta basketbol takımından okulda en çok sayı atan bu ibneydi ben ise 2. idim havalının tekiydi tam bir artistti. neyse araya yaz tatili girdi ve başka bir şehire taşınmak zorunda kaldım. yinede okulların ilk haftası bir ziyaret edip göreyim diye gitme fırsatım oldu gittim okula gelmemişti o gün. nasıl olsa bir daha görmem diye sınıftan bir çocuğa herkese söyle bu kızı seviyorum dedim. aradan 1-2 ay geçti 1 haftalık bir fırsatım oldu gittim okula ziyarete ulan gitmez olaydım sınıfta herkes sen x'i seviyomuşsun diye üstüme geliyor allah allah kafamdan kaynar sular dökülüyo 8. sınıfa giden bir çocuk psikolojisiyle o baskı ortamından kurtulmak için hayır yok öyle bir şey dedim. tabi bu baskı ortamında da kendisi yoktu yine okula gelmemişti.

1 yıl geçti liseye başladım ama hala aklıma geliyo delirecem. msn adresini aradım değiştirmiş msn adresini. en yakın arkadaşlarına haber saldım filan onlarla çıkma teklifi yolladım sonuç olumsuz...
ardından yakın çevreden cep telefonunu bulup doğum gününde bir şiir atmıştım, başka da hiç diyalogumuz olmadı...

lise 2'den sonra aklıma hiç gelmez oldu şükür allah'a. gelse bile artık çok değiştim, gezdim, gördüm, her halttan biraz tattım, ufkum açıldı, kimseye bu kadar bağlanamam, kimsenin peşinden de koşamam dünya'da 7 milyar insan var...
Annemin anaokulundaki alper adlı arkadaşım olduğunu sandığı kişi. Sanmakla kalmıyor ne kadar hayır desem de her seferinde öyleydi deyip duruyor. Hayır anne o benim yakın arkadaşımdı artık anla bunu. Alper, can ve ben herkes uyku saatindeyken yatakhaneden kaçar bahçede orada burada masaların üstünden atlaya zıplaya koşuştururduk. Hiperaktif çocuklarmışız. 1998 yılında melodi çocuk evindeki alperle can bunu görüyorsanız beni bulun ya soyadınızı bilmediğimden bir türlü bulamadım sizi. Bu arada can, doğum günü kutlamamdan en uzun süre senin hediyen olan limon ve zeytinli kupa benimleydi ama o da iki sene önce kırıldı. Üzgün surat.