bugün

evime 100 m'den az mesafeden oturan kız beni terse yatırsın,
2 blok ötemizdeki tanıdığımızın taylandlı * sevgilisi olsun. üstelik birbirlerine gelip gitsinler. en az 1 ay.

(bkz: vay amk)
Bazen hayallerimi sanki yapmışım gibi anlatıyorum .
Çok yoğun, sıcak, âni bir şefkate ihtiyacım olduğunu sezinliyorum. fakat buna rastlayamayacağımı bilmemden dolayı ruhum, bir Aralık gecesi, ateş hasretiyle, buz gibi sokakta çırılçıplak gezen bir insan gibi yavaş yavaş donuyor. Kaskatı kalacağım günü bekliyorum, gökyüzüne çentikler atarak.
fazla seviyorum bu başlıkta yazılanları okumayı. o kadar doğal ve saf ki anlatılanlar, yazılanlar herkes içten geliyor burada. okurken kafada canlandırmak. o an insanların ne düşündüğünü neden ve nasıl bu hale geldiklerini anlıyorum. umarım burada yazan herkes aydınlığa çıkar, umutları tekrar yeşerir her şey istedikleri gibi olur.
Kaldığım odamda mardinli bir kız arkadaşım var, gördüğüm en kezban kızlar arasında. Bu kızın sanırım 4-5 yıllık ilişkisi var ve çocuk buna o kadar düşkün ki anlatamam. Bu kız hastayken çocuk buna kilolarca mandalina portakal alıp yurda getirdi, geçenlerde annesi aşure yapıp yurda yollamış, bilmem kaçıncı yıldönümlerinde de 12 tane hediye falan almış düşünün. Fakat kız bunların karşısında napıyor, çocuğu herkesin içinde azarlıyor bağırıyor. Yok neymiş, çocuk bunu fakir mi sanıyormuşmuş... ben daha bu kadar anlayışsız ve kezo bir kız daha görmedim sanırım. Kavga oluşturmaya o kadar alışmış ki çocuğu azarlamadan bir gün geçiremiyor.

Ben bir de kendimi düşünüyorum, aşırı anlayışlıymışım sanırım. O, çocuğa köpek gibi davranıyor ve çocuk onun kölesi, bir dahakine ben de iteleyip öteleyip hor görcem gelecekteki sevgilimi, belki kıymete binerim. Formül bu sanırım. Beyler, size de değer veren değil size hor davranan yaranıyor. Mazoşist misiniz nesiniz...
Uzun bir iliskinin bitmesi akabininde calismaya basladim ve butun hayatim is oldu. Bulundugum sehirden tasindim, geldigim yerde kimseyi tanimiyorum. Bir kac ay sonrada pozisyon geregi yurtdisina tasinacagim. Normalde cok sosyal bir insanim. Birkac saat bir insanla konusmayinca icim daralir. Ancak su siralar ruhum cok dingin, yalnizligin zevkini cikara cikara yasiyorum.
itiraf ede ede bi hal olduk. Gören olsa diyecek ki aga sizin zaten sır tutmaya niyetiniz yok. Doğru da diyor hepimiz garipliklerimizi itiraf adı altında ortalığa döküyoruz ki belki bize benzeyen birilerine denk geliriz diye.
Istanbul Üniversitesi pişmanlıktır!
Sen bana geç geldin, ben sana erken
Tutuşsun gün, yansın geceler, vaktimiz varken

Bugün günlerden güzellik, sefa geldin, hoş geldin
Ah bu yağmur yalnızlığımmış, dindim efendim

Sen bana yangın ol efendim, ben sana rüzgar
Tutuşsun gün, yansın geceler, zamanımız dar

Sevdiğiniz için asla gec kalmayın. Gurur yapmayın, seviyorsanız peşinden koşun.
Ben yorgunken ve acı cekerken duvar diplerinde yere dussem hiç bir umudum olmasa dahi mutluyum gerçek mutluluk acı çekerken dahi mutlu olmayı basarmaktir .Anka kusu olup küllerimden doğmak istemiyorum .Ben toprak olup tohum olup kendimi büyütmek istiyorum .
Nerden estiyse lise yıllığımı çıkardım bu akşam ve çok moralim bozuldu tekrar okuyunca.

Lise hayatımı hatırlayınca çok üzülüyorum. Kalbim çok kırıldı ve kaç yıl geçmesine rağmen hala çocuk gibi geçmişteki o insanlara kin duyuyorum. Çünkü onlar için ben bişeyler ifade etmesem de, ben onların bende açtıkları yaraları zor tamir ettim ve kırgınlığım hiç geçmeyecek. Niye bu kadar acımasız olur ki bazı ergenler..

Hiç özlemicem hiç. Hepsinden nefret ediyorum..
Sikindirik itiraflardır. Okumadan bunu tahmin etmek hiç güç değil.
Asla itiraf etmeyeceğim sırlarım var ve bunlarla nasıl güzel yaşanır hiçbir fikrim yok tek bildiğim bunları görmezden gelme yani elimden geldikçe.
bu zamana kadar farklı bir hayat yaşadım ama son zamanlarda gördüğüm bir rüyada farklılık ne demek daha iyi kavradım. tam olarak hatırlamasam da kuantumla ilgili rüyamda çok derin tartışmalara girdim. lakin işin garip tarafı küçüklükten beri zeki olarak tanımlandırılmış olsam da deneyimlerim daha çok içe yönelik oldu. yani kuantum hakkında okuyarak öğrendiğim çok bir şey yoktur lakin kendi içimde düşünsel anlamda 5 yaşından beri fırtınalar kopar. bu son olay da kendi içimdeki bu fırtınayla dışta kopan fırtınanın lişkisinde bazı soruların cevaplarını almamda bana yardımcı oldu.
Yan apartmandan 4 el silah sesi geldi bildigin hala kulagim cinliyor uyuyodum ne guzel deli olcam aq.
bugün anladım ki dualarımın karşılığı da al mk al imiş...
bakın şu anda pizza söylememek için zihnimin içindeki yüzde elliyi evde zor tutuyorum.
Ciddi ciddi evlenmek istiyom seneye. Gidem de koca bulam.
Calisiyorum.
Eğer kendimize değer vermiyorsak bize değer vermeyen insanlardan ilgi görebilmek için kendimizi yıpratırız. Bize değer verenlere değil de vermeyenlere programlarız beynimizi. Hayat zannettiğim kadar uzun değil. Kendime uzaklaştım. Kendime gelmeliyim.
her sevdiğin insan ruhundan bir parça koparıp götürüyor. bir yitme söz konusu.
bunu kimseye anlatmadım. belki işin büyüsü bozulur, belki ürperen olur, belki '' hadi canım'' diye inanmayan olur diye hep içimde sakladım.

ama artık paylaşmak istiyorum. daha fazla tutamayacağım...

ben yıllardır aynı rüyayı görüyorum. yaklaşık 15 sene boyunca dizi film gibi aynı rüyanın devamını başka bir zaman diliminde tekrar yaşamaya devam ediyorum ve görmüş olduğum bu rüya o kadar heyecanlı, o kadar aşk dolu ve o kadar gizemli ki hiç bitmesin istiyorum. anlamadınız sanırım, şöyle izah edeyim;

rüyamda bir havuzda yüzüyorum. siyah takım elbiseli 3 adam yanıma gelip kafamı suya bastırarak beni boğmaya çalışıyor. ölmek üzereyim, gözlerim suyun altında açık vaziyette kabarcıklar çıkararak son nefesimi veriyorum, derken suya köpeğim paşa'nın atladığını ve bana doğru yüzdüğünü görüyorum. hem de suyun altında yüzüyor, iyice yaklaşıyor ve boğmaya çalışan adamın kolunu ısırıyor. paşa zeki köpek. havuz büyük olduğundan çevresini dolaşmayıp tam karşıdan direkt atlayarak kurtarıyor. dolanmaya çalışıp adamları ısırsa çoktan ölürüm. paşa katillerin kolunu ısırınca su birden kıpkırmızı kan oluyor ve uyanıyorum. kötü kabus.

işte bu rüyanın devamını 1 ay sonra, belki 2 ay sonra, artık ne zaman ve nasıl oluyorsa, tekrar uyuyunca devamını görüyorum. hem de tam kaldığım yerden. kafamı havuzdan bir çıkarıyorum adam kolunu tutarak kaçıyor, benim üzerim kan. her yer kan. öksürüyorum. paşa da havuzun merdivenlerinden çıkarak adamları kovalıyor. benim dermanım yok. paşa geri dönüyor ve beni kontrol ediyor.

bu anlattığım örnek gördüğüm rüya değil. gördüğüm rüya çok daha gizemli, heyecanlı ve dediğim gibi aşk dolu bir rüya. onun konusunu söyleyip '' belki bir daha söyledim diye görememe'' riskini göze alamam.

ne bileyim, bu hep içimde kalmıştı. varsa böyle kişiler tanışıp konuşmak isterim. yaklaşık 2 aydır söz konusu rüyanın devamını göremedim ve sabırsızlıkla o günü bekliyorum. beklerken başka değişik rüyalar da görüyorum ama dediğim gibi o gizem dolu rüyayı 15 senedir to be continued şeklinde devamlı görüyorum ve en büyük hayallerimden biri de bu rüyanın yıllar sonra kitabını yazmak olacak...
kısmet.
insan hayatında birden fazla aşık olabiliyormuş. ikinci kez aşık oldum. Hem de ilk görüşte.
Kendini öldürmek isteyenleri anlar gibiyim şimdi.
Bundan bir hafta önce konya'ya gittim, arkadaşımın yanına. Arkadaşım da sürekli bir kızı anlatıyor, deniz yeşili gözleri var, sarı kahve doğal saçları var tatlı ve güzel yüzünde mutlu eden gülümsemesi var diye. Bu kız da arkadaşımın sevgilisinin en yakın ve aynı zamanda ev arkadaşı. Dedim baba oturalım dörtlü sohbet muhabbet edelim.

Sonra bu kız evdeyken, arkadaşımın sevgilisi dediki bize geçelim. Ben de belki kızın evde işi vardır bi' telefon et müsaitse eve geçelim. Aradı arkadaşın sevgilisi diğer kızı, biraz uzakta konuşuyorlar fakat sesi yine duyabiliyır en azından ne konuştuklarını anlayabiliyoruz arkadaşımla.
Evdeki kızın dediği ilk cümle:
-yakışıklı mı?
Arkadaşım sevgilisinin dediği:
+baya; çocuk taş, hazırlan gelirşz arabayla.
-hemen makyajımı yapayım( şu yüz ifadesiyle demedi ise bir şey bilmiyorum ^^)

Çok garibime gitti; genelde çevremdeki kızların söylediği şey karakteristik ve karizma bir yüzün, stilim olduğu bu arada.

Konuyu çok dağıtmadan, evine gittik kızların. Hemen tanışma, montunu alayım desi kız verdim ben de. Hemen kızın gözler montun markasına gitti. Bu kızın da konya'daki erkek cenahı çok totosunu kaldırmış, şöyle güzelsin, böyle güzelsin iltifatları, instagramda beğeni sayıları tavan. Gece boyunca kıza gömdüm, söylediklerinin şöyle yanlış olduğunu, giydiği rengin ona yakışmadığını, en son okuduğu kitabı, film kültleri derken yerin dibine soktum kızı. Egosunu yerdeki böcek gibi ezdim.

Bugün de arkadaşımın sevgilisine benden deli gibi hoşlandığını, ankara'ya gelmek istediğini söylemiş.

Garipsiniz hatunlar anlayamıyorum sizi.
güncel Önemli Başlıklar