bugün

Bel gamzesi düşkünlüğüm var. Hani bazı adamların fetişleri vardır ya, hah onun gibi.

Bazen korkuyorum bu huyumdan.
Telefonum aldigimdan beri sessizde
Zil sesimi bilmiyorum.
Lise bittiği zaman okuldaki hicbir arkadasimla görüşmicem hahahahaha.
itiraftan ziyade biraz gözlem ama olsun.

Bugün işe giderken farkettim. Herkeste hep bir yere yetişme telaşı hakim. Birbirinin yüzüne bakmayan ama bir yerlere yetişmeye çalışan insanlar. Sonunda bir şeylere geç kalacağını bilmesine rağmen bir yerlere yetişmeye çalışan insanlar.
Onu bazen çok özlüyorum. Hâlâ...
az önce g.t oldum.
Bir zamanlar bir kızı sevmiştim, nasıl sevmişim bilmiyorum ama hehalde bir daha yapamayacağım kadar çok sevmişim. Bir gün göremesem içimin huzursuz olduğu, günün onsuz gecen 10 12 saatini daha rahat gecirebileyim diye, özlem duygumu bir an olsun bastırsın diye upuzun saç tellerinden onları kalbimin üzerinde taşıyabileceğim kolyeler yaptığım birini sevmişim. Ondan çook uzun süre uzak kaldığım zamanlarda ise benden ondan bir parça isterdim.. Kimi zaman giydiği bir bluz ya da her bir yanı parfümünün kokusuyla dolu bir atkı... En son görüşmemizden sonra yine özlediğim zaman kokusunu içime çekebileceğim, huzursuz gönlümü bir parça rahatlatacak olan bluz ve fularını almıştım...
Şimdi ise sonun tahmin edilebilir..
Her şeyi kafamda bitirdiğimi sandığım gün ondan kalan herşeyi hasret gözyaşlarımla ıslanmış pecetelere yazdığım özlemimin eserlerini, sinan yağmurun Aşkın gözyaşlarını, dökülen saçlarının yere düşüp ayaklar altına alınmasına kıyamadığım ve her birini canım kadar çok sevdiğim için bir sürü saç telini kalbime taş basıp bir belediyenin çöp konteynırına atmıştım... Atamadığım tek şey vardı..
Onun kokusu... Bir daha onu koklayamacağımı, anılarda kalan aslımı korumak istedim kendimce, onu o kokuyla hatırlayacaktım, çünkü ondan geriye bir bu kalmıştı.. Vakumlu posete koyup sakladım bir daha açmamak üzere...
Sonra taşındım, istanbula geldim olaylar olaylar derken aklımdan çıkmış bu vakumlu poşet..şimdiyse Annemler bulmuşlar açmışlar bakmışlar..
6 haziran akşamı annem bir dolaptan taa bir sene önce o gün havluya sardığım şekilde dolaptan düşürünce gelip bana sordu at artık o kızın şeyini, niye hala saklıyorsun dedi. Tabi ben görünce ağzım kulaklarda.. Unutmuşum çünkü... Yavaşça açıp kokladım.. Sevdiğim kız hala ordaymış gibi geldi. Sonra buruk bir ifadeyle tekrar kaldırdım...

Ben zayıfım sözlük. Bana yapılanları unutup yoluma bakamıyorum. Bana ihanet edeni hala seviyor bir parçam.. Ne kadar küçük de olsa hala seviyor. Ama tüm benliğimde ondan nefret ediyor. Ne yapacağım bilmiyorum.
Canım çok sıkıldı.
Kendinize itiraf edemediğinizi, lak diye başkasına itiraf etmeyin.
Itiraf ediyorum sözlüğü ben hackledim.
kafamın çok çok karışık olduğu bir dönemdeyim saçma sapan bir karar almaktan korkuyorum.
bildiğin bok gibi hissediyorum şu an. hayır nedeni de yok aq.
Bitti amına koyayım. Ve ondan çok ama çok büyük derecede nefret ediyorum. Yine yanılan biz olduk.
28 Dakika sonra sözlüğü bırakıyorum. evet.
sevdiğim insanlar tarafından sarf edilmiş faşist ya da erkil cümleler duyduğumda, okuduğumda fena oluyorum. dünyam kararıyor hıaaaayııııır diye bağırasım geliyor.
Hep düşük notlar alıyorum ne kadar da aptalım. Salağın önde gideniyim. Kendimi dövmek istiyorum.
En son biri bana seni seviyorum dediğinde tarih 15 Şubat 2016ydı.
Bi' boklar yiyorum.
Seviyorum şapşalı. Enteresan bi bağ var aramızda.
90'lardan dinlediğim bir şarkıdan sonra aklıma beyza geldi.

bu şarkıları beraber dinlerdik, zaten 90'lar demek benim için bir nevi "beyza" demek. aynı apartmanda otururduk beyza ile, daha çok küçüktük. beyza bizim üst katımızda oturuyordu, feyza diye bir ablası ve ercüment diye bir ağabeyi vardı. ercüment ağabey o zamanlar bana "nişanlım" derdi, çocuk aklımla evleniriz diye düşünürdüm.

beyza, babasının baskıları yüzünden biz akşam dışarıda oynarken camdan bizi izlerdi sadece. hatta efsanelere göre babası beyza'yı banyoda hortumla dövüyordu, hepimiz çok korkuyorduk şükrü amcadan. şükrü amca evdeyse beyza dışarı çıkamıyordu, ben de korkudan beyza'nın yanına gidemiyordum.

zaman geçti, beyza büyüdü, beyza artık babasının zorla evde oturtamayacağı kadar büyüdü. beyza yanlış insanlarla yanlış ilişkiler kurdu, oysa aslında o kadar iyi bir kızdı ki ben erkeklerin ne kadar iğrenç varlıklar olduğunu da ilk kez beyza ile gördüm. bir defasında ben okulu asmıştım, beyza ve esra ile buluştuk. şimdi hatırlamıyorum ama bir nedenle paraya ihtiyacım vardı. beyza kendi ihtiyacı olmasına rağmen bana o parayı vermişti.

beyza çok sevdiği deli gibi aşık olduğu adamla evlendi. beyza'nın kocası görüp görebileceğim en ipsiz sapsız adamdı, çok yakışıklı ama bir o kadar da boş bir adamdı. beyza bunu göremeyecek kadar sevmişti onu, belki görüyordu ama babasının yaşattıkları psikolojisini bozduğu için bir kaçış olarak seçti onu. evliliklerinin ikinci ayında aldatılmaya, üçüncü ayında dayak yemeye başladı beyza. herkese mutluyum imajı çizse de çocukluktan gelen bir bağ ile ben onun mutsuz olduğunu görüyordum. üstelik bir de hamile kalmıştı bu arada, çocuğun her şeyi düzelteceğini düşündü galiba.

beyza çocuğunu doğurduktan 1 yıl sonra boşanmaya karar verdi, kocası bırakmadı peşini. beyza'yı kaçırdı, beyza'yı dövdü, hırpaladı. beyza'nın psikolojisi tamamen bozulmuş ama yine de mutlu ve her şey yolunda gibi davranmaya devam ediyordu.

3 ağustos 2007 tarihinde beyza trafik kazası geçirdi. ankara'dan arkadaşı ile dönerken takla atmış arabası, feci bir şekilde ölmüş öyle anlatıldı bana. o kadar genç, o kadar güzel ve o kadar masumdu ki beyza, onun iyiliğini bilmeyen ellerde hayatını heba edip öyle gitti, canım arkadaşım.

o tarihten beri ara ara 90'lardan o şarkıları açar, beyza ile yaşadıklarımızı düşünürüm. yine nedensizce aynı döngünün içindeyim ve sanırım beyza'yı özledim.
O beni herhalde sevmiş. oysa ben onu her halde sevmiştim.
17 dakika.
Erikli markalı suyu içerken rollenip kendimi reklam çekimlerinde gibi hissediyorum. Böyle yudumlayıp uzaklara bakarak sırıtma geliyor bana. O suda bir şey var. Bir başka hoş tadı.
Sözlük kaç yaşına geldim hala evde kimse yokken müziği açıp deli gibi dans ediyorum işte bunlar hep dışavurum.
sözlüğe kaydolmadan önce arkadaşımın burayı takip ettiğini gördüm. burda yazar olduğunu düşündüm. açıkcası buraya arkadaşımı bulmak için kaydolmuştum. fakat kendisinin sadece okuyucu olduğunu öğrendim.
Ben nasıl dayanacağım dediklerimize dayanmadık mı ?
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar