bugün

bazen en acisiz sekilde olmek istiyorum. bedenimdeki yuk bazen cok agir geliyor. sonra ayni yukun beni ayakta tuttugunu farkediyorum.
ne yapacagim biliyor musun seni gördüğüm ilk an sımsıkı sarılıp uzaklasacagim. içimde kalsın istemiyorum.
bundan 4 5 sene önce yani azılı ergenken, hoşlandığım kıza söylemem gereken en etkileyici sözü söyleyemezsem ya da aklıma gelmezse bazen bir saat hayal kurardım. kafamın içinde söylerdim o lafı karşıdaki cevap veremez öyle kalırdı. sonra terk ederdim ortamı gururla. hatta bazen risk alıp çok ağır konuşurdum ne de olsa kaybedecek bir şeyim yok hayal değil mi bedava.
bak yemin ediyorum bazı geceler böyle düşünüp işin içinden çıkamadığım oluyodu mesele dallanıp budaklanıyodu mesela bu konuşmayı teneffüste yaptığımı hayal ediyosam ve konuşmanın süresi 10 dakikayı geçiyosa ders zili çalıyodu kafamın içinde o sesi duyuyodum. hatta bazen kendi hayal dünyamdan çıkamayıp edebiyat dersine falan girdiğimi biliyorum.
işin garibi bir yerden sonra, kurulan hayal mutlaka o noktaya geliyo yani mutlaka amacından sapıtıyo. nasıl olduğunu anlamıyorum ama mesela ben kıza laf sokarken başlayan hayalde bir süre sonra su faturası yatırmaya gidiyodum.
nuri bilge ceylan filmi tadında hayal kurardım ben.
hey gidi günler be. nelerlen mutlu oluyo muşuz lan.
aşık olmak istiyorum ama güzel aşık.

yalanı dolanı olmayan cesur insan gibi birine, o da bana olsun falan hatta mutlu mesut..
uzun uzun yazdığım mesajları tekrar okumaya bile üşeniyorum. ama yazıyorum.
çünkü biliyorum,
yazmazsam boka batacağım ben.
her şeyimi alın,
kağıt ve kalemimi verin bana.
bide çayımı.
çay güzeldir.
bir şeyi gönülden isteyip, sabredince bekleyince oluyormuş sözlük. bunları yazacağım aklıma gelmezdi, bugüne kadar ben de inanmazdım çünkü. uzun uzadıya yazmak istemiyorum ama eğer gerçekten istediğiniz bir şey varsa şunu bilin ki, en olmadık zamanda tam da ümitler tükenmişken gerçekleşebiliyor. mutluyum, şükürler olsun.
geçtiğimiz yılın yaz aylarında kalabalık bir caddede gezerken kızın teki sırtıma çarpıp yere düştü. "noluyor lan" dememe kalmadan kızın bayıldığını fark ettim. sonradan öğrendim ki, kız terk edilip bayılmış. tabi kalabalık yerlerde bayılmak fiyakalıdır, yardımdan önce cihan ya da anadolu ajansı kamerası gelir.

neyse çekimlere de başladılar hemen ben deli gibi bağırıyorum yardım için.

hemen asansörü arayın diyorum. kameraya dönüp ne çekiyosun lan yardım etsene diyorum adama. kızı da aldım dizime ayıltmaya çalışıyorum bağırıyorum hala;

asansörü arayın lan asansööörr diye.

kızı ayılttılar zor bela sonra ambulans geldi. kameramana yalvardım resmen. neyse ki olay küçük diye yayınlanmadı. allahtan eleman da internette yaymadı videoyu. hayatımın en kötü dil sürçmesiydi. allah belasını versin asansörün.
Herkesten çok sıkıldım. Biliyorum herkes de bayilmiyodu bana.
Çocukken aşure kazanına düştüm.
Allahtan çocuktum pek hatırlamıyorum.
Bide soğuktu onu hatırlıyorum.
Bir yıldır ortaköy bomonti brasserie'de tek başıma içiyorum. Durumdan da memnunum sözlük. Girişdeki bara beklerim.
sakız çiğnemekten çenem kopcak.
önce belli bir zaman onu takip ettim internetteki hesaplarından.
ne paylaşıyo ne yazıyo falan diye.
dedim ki insan ya üzüntüsünü paylaşmak ister ya sevincini.
sonra fark ettim ki onun sevindiği şeyler beni üzüyo.
onun üzüldükleri ise beni öldürüyo.
Modern zamanların adamı değilim.
Ne kılıç kullanmasını biliyorum ne de bedenimde derin bir yara izi var.
Ne köleliğe övgü sunuyorum ne de bir efendi için kelle alıyorum.
Yalnız başıma bir çölde kaybolmaya cesaretim bile yok ama hala O'nun çölünü arzuluyorum.
biraz biraya ihtiyacım var... lakin tekeller kapalı açık olanada benzinlik önünde ki köpekler yüzünden gidemiyorum...
Bıktım usandım yıldım artik sozluk. Yillardir basarmaya calistigim seyi hala basaramiyorum. Bazen pes ediyorum sonra mutlakana bi sey canimi sıkıyo gaza gelip yine mucadeleye giriyorum. Bazen zamana birakiyorum bi bok degismiyo. Kagida planlar yazmaktan biktim ki yazsam da hepsi yikiliyo. Bu ne siciyim boyle hayata sevdigim insan 2 hafta sonra istanbula gidecek. Ben karsina cikamadim cikamiycam ciksam donup de bakmaz bile bana. Bana bir degil uc beden buyuk yakisiklilikta cevresi seveni cok bir de avukat olacak hem de istanbulda okuyacak ohoo bende buzule buzule nokta kadar kaldim be sozluk. Guzel miyim cirkin miyim anlayamadim alisveris yapmam lazim para yok. iyi bir kizim kahretsin ki. Yani iyi ve akilli olsam super ama ben yalnizca iyiyim. Saf katkisiz iyi. Tipimden de belli herkes iyi kizsin mulayimsin diye bakiyo bana. Biktim ulan hanim hanimcik olmaktan! Yeter ya. Deli dolu civil civil neseli akilli ve iyi bir kiz olmak istiyorum. Guzellikte yemin ederim gozum yok tatli olayim yeter. Hic bi boku da beceremiyorum cumartesi direksiyon sinavi var ama arabayi bok gibi kullaniyorum. Cok heyecanliyim. Evet umutsuz vaka gibi hissediyorum kendimi. Pencereden atlasam mi? Atlamam cunku hala umudum var ve bir de olurken ki cekecegim acidan korkuyorum bir de oldukten sonra meleklerle karsilasmaktan. Ben ne yapayim be sozluk.
Korvet kullanmak harbi zevkliymiş.
adam akıllı çalışıp ygs ye girmek istiyorum sözlük. 2 yıllık veya 4 yıllık bir bölüm terih edip üniversite okuyup bir şeyler olmak istiyorum. fakat bir yandan da düşünüyorum 2 yıllık okul bile tercih etsem 2015 ygs ye girsem taa 2018 de mezun olucam. 4 yıl ileriye atacak. bir yandan fazla zaman kaybetmeden iş hayatına atılasım var. bir yandan düşünüyorum okumadan nasıl iş hayatına atılıcan lan? bir yandan diyorum okursam 4 yıl daha zaman israfı oalcak? kafam çok karışık? galiba profesyonel yardım almam gerek bu konuda. profesyonel yardım edecek arkadaşlardan özel mesaj kutumu aydınlatmalarını istiyorum.
az önce gene götü kalkmış biriyle konuştum.
ulan nedir bu kibir arkadaş?
vay anasını sonra erkekler siz kabasınız.

hörholdo kobö ölocoz amono köyöm.

vay babanızın düşmanlarını sikiyim.
Günaydın sözlük. Bugün bunu okudum karnım ağrıdı. Serviste gülünmüyorda. ~geçtiğimiz aralıkta yoğun bakımdaydı dedem.
hergün sadece bir kişi beş dakika görebiliyordu.
en çok da beni severdi,
telefon geldi memleketten kalktım gittim.
o ana kadar durumu mümkün mertebe saklamışlardı benden.
otogardan hastaneye geçtim ve içeri alınacağım saati beklemeye başladık ailecek.
sonra tek tek yoğun bakım ünitesine beş dakikalığına girecek isimler okundu sırayla.
bu heyecanın, üzüntünün ve korkunun tarifi yok..
içeri girdim, en son daha iki hafta önce sapasağlam gördüğüm dedem bambaşka bir haldeydi şimdi..
ufalmıştı, küçülmüştü, kuş kadar kalmıştı sanki o kocaman adam.
yanına yaklaştım, hoşgeldin ali bey dedi usulca, sonra niye geldin oğlum, herkes burada zaten dedi..
sesi çok az çıkıyordu ama biraz olsun sevinmiştim böyle konuşmasına..
biraz su içirdim, sohbet etmeye çalıştık.
ardından birşeyler dedi, anlayamadım, eğildim.
o sırada beş dakikalık ziyaret saatinin bittiğini belirten sesler geliyordu bakıcılardan.
biraz daha eğildim dedemi duyabilmek için..
baktım "altılı yedili cibili cibili şak şak şak" diyor!
şok oldum, güleyim dedim gülemedim de. "bunlar lezzetli çipet pet dede, devam et sen" dedim.
dışarı çıktığımda bütün aile beni bekliyordu. haber almak için.
"dedem çipet pet diyor" dedim, önce kimse inanamadı. sonra hepimiz güldük.
biraz olsun moral bulduk ailecek o gün.
ondan çok daha zor günlerimiz de oldu o ağır hastalık döneminde.
ama dedem çok şükür iyi şimdi, hala aklına geldikçe çipetpet çekip duruyor.

biz ona geçen yaz arnavut şevket'i izletmiştik ezberlemişti,
babaannem sürekli kızıyordu bize "oğlum niye öğrettiniz bunu akşama kadar cibili cibili diye kafamı şişiriyor benim" diye..
geçende bayramda birlikteydik, yine altılı yedili devam ediyordu.

bu arada, arnavut şevket'e de selam ederim.~~
işe gitmek için 6 da kalkmam yetmez gibi navigasyondan yola bakip 2. köprü yolunda trafik varmış en iyisi e5 i deneyeyim diyip trafikte kalmamdir. işin kotu tarafi navigasyonun e5 i yeşil 2. köprü yolunu kan Kırmızısı göstergemesidir.
canım deli gibi cips istiyor, şimdi çıkıp alıcam, eve gelip sos yapıp kolayla yiycem.

afiyet olsun bana..
az önce bir personelimin kalbini kırdım, tebessüm ile ayrıldı odadan lakin üzüldüğünü hissettim. o tebessüm saygının ifadesiydi sanıyorum.

merhametimi yitirmekten korkuyorum.

kötü bir insan/yönetici olmak, diğerlerine benzemek hususunda ciddi endişe taşıyorum.
Bazen hayat en olmadık zamanda, en kötü anlarda karşına çıkarır birisini. Sen far yemiş tavşan misali öyle kalırsın, elinden hiçbir şey gelmez, o an için gelmeyeceğini bilirsin ya da en azından. o senin üzerinden geçer gider kimse seni duymaz, anlamaz. bu zamana kadar neredeydin diye geçer içinden ama bilirsin o an onun için düşüneceğin her şey boşunadır. sadece kendini yorarsın, içini sıkarsın ama düşünmeden de edemezsin. insan değil miyiz sonuçta acı çekmek ruhumuzda var ya da kendimize inadına acı çektirmek. neyse demem o ki hayat tuhaf, çok değişik.
stajı sevmeye başladım sözlük, bide lol oynansa tam olcak.
2 ayda tam tamina 7 kilo aldim. su an yolda yuruyorum, degil yurumek yeminle yuvarlandigimi hissediyorum.