bugün

itiraf ediyorum; iş yerinde çizim yapmak yerine, sözlüğe girip entry yazıyorum. çok sahtekarım sözlük.
Ödeme için aradıklarında başından savamasın diye muhasebe müdürünün dahilisi ben veriyorum firmalara sözlük .
kafam iyiyse, mekanın tuvaletlerindeki bay-bayan işaretlerini seçmekle uğraşmıyorum; içerde pisuvarın olup olmamasına göre hareket ediyorum. bu arada pisuvarı bir müddet "pisduvar" olarak biliyordum. hani duvara işiyormuşuz gibi ya ondan böyle bir ismi var diye düşünüyordum.
Çarpmayı lise de öğrendim.
hayvanlar içgüdüleriyle hareket eden yaratıklar oldukları için bazen insanlardan çok daha şanslı olduklarına inanıyorum.
hiç bir zaman tamamen içgüdülerine dayanarak yaşanamayacağını biliyorum çünkü.
ne kadar çabalarsan çabala 'ama bu çok mantıksız' diye bu durumdan vazgeçersin belki ilk adımda belki ikinci.
sonra bizi hayvanlardan ayıran özelliklerimizden biri de bu! saçmalığıyla bunu kurcalamadan yaşıyoruz.
yine de hayvanlar sadece bazen içgüdüleriyle hareket ettiklerinde kazanırlar ama kaybettiklerinde bunun için
'keşke içgüdülerimi dinleseydim' diye bir pişmanlık yaşamazlar.

sanırım hayvanları mantıklı yaratıklar sanmakta üstüme yok.
otobüste arka kapının önündeki ikili koltuğa oturmuştum. başıma gelceği bile bile hemde. tahmin ettiğim gibi ön ve arka kapı aynı anda açıldı ve o rüzgarda upuzun saçlarım uçuşuverdi bir tutamı kapının arasında kaldı. kafamı döndüremiyorum saçlarım kopacak, seslenemiyorum en arkadan rezil olacağım hadi ben bu durumdayken arka beşlideki gençlere ne demeli .hiç kimseden ses çıkmadı bende dahil o halde iki durak gittikten sonra nihayet o beşi bir yerde bozuldu biri indi de bende saçları kurtardım. hemen emniyete aldım onları. göğüs üstüne.
altıma işicem ama bilgisayarın başından kalkarsam kapıcakları için kalkamıyorum. şu masanın altına bundan sonra bi şişe koycam artık başka yolu yok.
etrafımda oluşturduğum 'iyiyim' havası kaybolmuyor. herkes mutlu sanıyor ama değilim hacı.
uzun cümle kurmaya üşeniyorum.
bir konu özet geçilmedikçe anlamıyorum.
kafam çok başka yerlerde. okyanuslar aşıyor.
survivor'a katılmayı düşünüyorum ama acun çok samimiyetsiz.
yalnızlık çok canımı sıkıyor.
önceden ırkçıydım şimdi zenci gücü diyorum.
bitti.
içimde derin bir ağlama isteği var.
bazı şeyleri hiç istemediğim halde hissetmekten nefret ediyorum. kadın yüreğinin en pis tarafı da bu olsa gerek.
gece... Yine gece. Yorgun bir balıkçı gibi topladım ağımı derin denizinden. Bilmem ne çıkar, zamanı bir tırmık gibi dişlerinin arasından geçirip, ondan bir şeyler çekip çıkaran hayat torbamdan.

Bugün ruhum, rüzgâra maruz bir mum gibi titriyor. Ve ben titreyen ruhumla, kül renkli ufuklara bakarken, hayatımda, yüreğimden bir yaprak daha, kopup ufuklarda bitiyor.

Düşlerini kaybetmiş bir denizin hüznü var içimde. Ona, özleminin kumsal olduğunu hatırlatacak alizeleri bekliyorum ufuklardan. Göklerim mavisini yitirmişse, imdadıma gönüller koşmalıdır bu gece. Bir kıpırtı olmalı içimde, bir hareket, bir ses... Bu yürek böyle durgun olmamalı, böyle solgun olmamalı can yaprağım.

Alizeler.... Ah Alizeler...! Bilirim denizlerin sırrı sizdedir, dalgaların sırrı sizde. Nefeslerinizle yürümüştü kadırgalar, analarının kucağına, bilirim. Deryaların gözyaşlarını, çatlamış dudaklara, şifabahş bir merhem gibi sürüşünüzü de unutmadım hiçbir zaman.

Alizeler... Hey Alizeler...! Değirmene yürüyen su gibi akıp ruhuma, döndürmelisiniz içimdeki taşları. Baharın yaşandığı, ama benim bilmediğim, bilemediğim yad ellerden, bir tutam çimen alıp, atmalısınız gönül deryama. Dalgalar oluşmalı sonra. Mecnun gibi inleyen dalgalar. Gidip sahile buseler konduracak, düşüne revan olup, tırısa kalkan dalgalar.

Benim de bir düşüm vardı ey denizler rüzgarı, benim de bir düşüm! Ama düşler ısıtılmazsa üşür; bilirsin bunu. Ben bir zaman bakamadım güneşlere, hep kutuplara doğru yol aldım. Üşüdüm ey derya nefesi, üşüdüm!
Ve inan olsun, bir kış günü; lapa lapa yağan ak güller içine, bembeyaz düşlerimi düşürdüm. Hüznüm bundandır bu gece, bu ağıtsı soluklar bundandır. bil bunu.

Lakin ben idealsiz olamam, düşsüz yaşayamam. Yoksa düşler darılır bana. Ben, idealini sıcak bir yorgan gibi bedenine çekip, ısınanlar zümresindenim. Ben düşlerimin serinliğinde uyuyabilirim ancak.

Ey okyanuslardan esen muhacir! Senin de düşlerin yok mu..?
Denizlere dair, yağmura dair....?

Şimdi sen, öteler ötesinden, bir nefes üfleyeceksin ruhuma. Öyle eseceksin ki karlar içine düşmüş düşümü, bir kardelen azizliğinde gün yüzüne çıkaracaksın. Buzla terbiye olmuş hayallerimi güneşin dostu gündoğdu yapacaksın.

Ben, yüreğime çöreklenen masivayı tutup, fırlatacağım karanlıklara. Dalgalanıp sahile doğru koşacağım.
Ve göklerin rengini bulutlardan çıkaracağım, inan bana.
Belki zorlanacağım.
Ama dikenler arasından gül dereceğim. Varsın elim kanasın, Varsın yüreğim ağlasın.

ben bilirim ki ey aziz dost:
"Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez."
part 14

_ aslında her seferinde doğruyu söylüyorum "hiçbir şeyim" diyerek, "neyin var?" sorusuna. hangimizin bir şeyi var ki zaten, bu yalan dünyada. ehih.

_ bugün 37. son paket sigaramı aldım. akşam 6 sularında bitmiş olmasına ve hala dışarda olmama karşın yeni bir paket almayarak bu son paket tılsımını kırdım(şaka lan cüzdanı kuzende unutmuşum, yoksa anadolu çocuğu affetmez_uludağmerkez_akıllıolsunherkez).

_ bir ay içinde sırasıyla; kendime göre uzun bulduğum ve gerçekten en fazla emek sarfettiğim ilişkim sona erdi, babamın arabası çalındı, babam trafik kazası geçirdi, bir süre hastanede ikametgah ettim, yine bir süre sağ gözüm %10 gördü ve kısmî yüz felci geçirdim, çocukken her bayram gidip güreşmecilik oynadığım babamın eniştesi vefat etti, olmamam gereken zamanda grip olmakla yatak döşek bir hal aldım, burnumdaki kılcal damarların bir çoğu patladı ve bilmem ne değerimin düşük olması sebebiyle pıhtılaşmayan kanım bu duruma tuz biber oldu. onun dışında da, 3 gündür arkadaşlarımda kalıyorum, dün gece yaptığım halı saha maçında sağ ayağımın baş parmağı yerinden çıktı ve yine dün gece akciğerlerime kramp girdiği hissiyle sabah 7 buçuğa kadar uyuyamadım. bi cenabetlik var ama anlamadım ağa, biri reset atsa negzel olur.

_ çok yakın bi arkadaşım bana gay olduğunu ve gaydırmak istediğini itiraf ettiği günden beri ilişkilerimde bir tutarsızlık var.

_ kumral ve bu tona gayet uyumlu bir tene sahip olduğumdan, sakallarım belli olmuyor lan. hayır sakal sevdalısı falan değilim de, 'anaa senin sakalın var ya olm' demeleri artık koyuyor...

_ seviştikten sonra saçlarını okşayıp yüzünün her santimini öpeceğim kadın, evleneceğim kadındır. "ben çıkıyorum" dediğinde "tamam siktir git" dediğim adam kankamdır. annesinin cep telefonundan beni aradığında "efendim bebeğim" cümlesini duyan eşek kadar olan adam kuzenim, telefonda konuşurken son sözü onun söylemesine izin verdiğim babam, sesinin üstüne çıkmak için bağırdığım kişi annem, sevgilisinden kıskandığım birey ablamken, ben bu günlerde pek ben değilim.

_ her şey bir hastane odasında hayvan barınaklarıyla ilgili haberi izlerken yüzüme süzülen göz yaşlarıyla başladı. o andan bu yana daha bir duygusallık bastırdı. aslında hayatım acısızken çok tatsızdı.

_ 6 kapak kovayla 7 saat aralıksız gülebilen tek insan galiba benim.

_ ışığa olan hassaslığımdan ötürü, yakın çevremle vampir stayla şeklinde yaşıyoruz(zorla yaşatıyorum esasında). ama jolemiz bitti.

_ "olm benim apaçi danslı videom var. pc'den çalarlar diye çok korkuyorum" diyen adama o kadar çok güldüm ki, gülmem geçtiğinde ajda pekkan'a dönüşmüştü yüzüm.

_ çok karizmatik entryler giresim var. yargı içeren başlıklara, 'aynen' yazasım geliyor mesela. tanımadığım yazarların nick altına 'naber la godoş' diye not bırakmak istiyor canım. bi şey engelliyor içimde beni, bi bulursam onu var ya...

_ kızlardan ciddi anlamda tırsıyorum. özellikle de eski sevgili sıfatlı olanlardan. götüm tutuşuyor, nasıl bir kin varsa içlerinde yapamayacakları şeyin olmadığından kesinlikle emin oldum.

_ daaşşşşşşşşşşşşaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaak!(#5198221)
biraksalar hic birsey yapmadan gunlerce mal mal oturabilirim okadar tembelim... *
en büyük itiraflarımdan birini yapıcam sözlük sana dikkatli dinle beni.

-hayatımda büyük dönüşümlere yol açmış 5 olay oldu diyebilirim kimisinde mutlu oldum kimisinde acı çektim ama hepsini 2 gün öncesinden rüyamda gördüm.Bilmiyorum bende istemiyorum ama oluyor. bir keresinde Arkadaşımın öldüğünü cenazesine gittiğimi gördüm uyarmanın saçma olacağını düşünüp yapmadım ama ölmedi zaten ilginç bi durumdu.tek bu istisnaydı.

-Umarsız biri olduğumu düşünüyorum artık sözlük.Şimddiye kadar insanların çekilemiyecek kadar büyük dedikleri acıların bir çoğunu çektim. Ama hala insanlara güvenebiliyorum, hala mutlu olabiliyorum,hala plan yapabiliyorum geleceğe dair,Ve hala aşık oluyorum.bu iyi bişey mi kötü bişey mi çözemedim.

-Ayrıca bu dünyadan nerdeyse bütün beklentilerim yada dualarım kabul oluyo kendimi dünyaya ve tanrıya acayip borçlu hissediyorum içten içe.Kötü bişey yaptığım zaman '' ulan ne hayırsız adamsın bi kerede doğru bişey yap'' diye geçirmeden yapamıyorum.haa çok dindar biride sayılmam ama herşeyin bu kadar yerli yerinde olması garip geliyo sözlük.

neyse sözlük ben yatayım dersler beni bekler sabah.daha çok dertleşiriz.
hala herkez mi herkes mi karıştırıyorum sözlük. hatta geçen gün türk dili sınavında sırf yanlış yazma ihtimali yüzünden çok güzel açıkladığım cevabı değiştirdim. entryleri girdikten sonra bile önizlerken herkes-herkez falan görürsem beynime kal geliyor. yine mi unuttun lan! kendimi skcm şimdi diyorum. hop, tdk dan bakıyorum. he bi de o var, hep önizliyorum önce ama çoğu zaman değişen bir şey olmuyor, hata varsa bile fark edemiyorum. * * *

04.05.2010 03:04 ~ 03:05

(bkz: ya ben lan neyse bi şey demiyorum)
3 gün otuzbir çekmesem duvara tırmanıyorum. odamın boyaları döküldü amk.
itiraf ediyorum çocukken izlediğim orkid reklamları yüzünden 10 - 11 yaşlarıma kadar kızlar mavi renkli işer zannediyordum.*
yazasım gelmiyor sözlük. valla kötü, çok kötü.
ağlarken burnum çok akıyor, bilenen sümüklü cinsinden. kıpkırmızı bi burun ve kıpkırmızı gözler... valla burnumu peçeteyle silmiyorum, odaya bi tane tuvalet kağıdı koydum onu kullanıyorum.
annemi ve babamı çok özledim. karşılık beklemeden sevildiğim tek özel sığınağım onlar... ama anneler gününü ve babamın doğum gününü burada, evimde yapayalnız geçirmek zorunda kalacağım. o yüzden çok mutsuzum.
itiraf ediyorum hic birseyi, hic kimseyi begenmeyip surekli sikayet eden, cemkiren memnuniyetsiz ve omur torpusu bir insanim ben! ama kendimi degistirecek degilim napim allah beni boyle yaratmis... * *
geçenlerde babam namaz kılmak için abdest alacakken sular kesildi anneme gel su dökdiye seslendi annem de benimki uygun düşmez bey dedi. babam beni çağırdı aldım maşrapayı döktüm suyu babama fakat ben o gün cenabettim sözlük. günaha da girdik ama
ne diyem cenabetim baba mı diyem.
itiraf ediyorum, bazen hiç uykum olmasa bile uyumuş gibi yapıyorum otobüste yer vermemek için.
amma ve lakin sözlük suç benim değil, çok yoruluyorum okula gidip gelirken.
ev okula çok uzak bazen 3-4 aktarma yapıyorum
ama gel gör ki bunu otobüsteki teyzelere anlatmak imkansız, tepeme dikiliyorlar yer vermeyene kadar gitmiyorlar.
ben de çaresiz her türk genci gibi bu yola başvuruyorum.
*
msn de herkesi engelleyip durumumu çevrimiçi yapıyorum. evet, psikopatım.
dünyadaki en yakın arkadaşımı, dostumu, herşeyimi diğer bütün kızlardan kıskanıyorum ve özellikle nefret ettiğim bir kızla konuşmasını istemiyorum. biliyorum tam bir ergen gibi davranıyorum ama kıskanıyorum çünkü çok seviyorum. ama diğer bütün geri kafalı mallar benim ona 3 senedir aşık olduğumu düşünüyor açıklasan da hee tabi diyip geçiştiriyolar sözlük hepsinin aq cam artık. * lan insan 3 yıllık dostuna yan gözle bakarmı aq herkes beni de kendi gibi sanıyo yeter be! * *