bugün

isyanlardayım sözlük, elime neşteri alıp hiç de steril olmayan koşullarda kendime saplama düşüncesindeyim. Yeter yemin ederim yeter. Hani o tıp fakültesi tercih ettiğim elim var ya, kırılsın o! Ya da kırılmasın kırılırsa büte kalırım belki kırılmasa da kalırım. Belki finalle geçerim, belki hiç geçemez tekrardan tüm sene anatomi, fizyoloji, histoloji, biyokimya, biyofizik, halk sağlığı, mikrobiyoloji, patoloji, farmakoloji ile cebelleşirim...

Yazın şu sıcağında ege'de nefes almak mümkün değillen oturmuş nöroanatomide tractusların gelmişine geçmişine sövüyorum sözlük. Hastalarıma kadavra eti rendesi, kaka püresi, kusmuklu çiş bulamaçları yedirip tedavi etmeyi düşünüyorum. Öğrenmicem farmakolojiyi, her gelen hastaya basıcam novalgin ve penisilini. Başlarım beta laktamına da aminoglikozidine de. Banane arkadaşım spironaloktan erkekte erektil disfonksiyon bozukluğu yapıyorsa. içmesin o zaman, gitsin ölsün. Bi idrar söktürücü içecek adam hem memeleri büyüyecek hem neyse. içmeyin lan, içmeyin gidin meyve falan yiyin, kaynımda da var *

Yığınlarca not, üstüme üstüme geliyor. Çocuğun olursa asla tıp okumayacak, okursa reddederim o kadar ciddiyim. Güzel sanatlara yazdırıcam şarkı söylesin, resim yapsın ya da besyoya yazdırıcam koşsun oynasın it. Annesi gibi telef olmasın yeter ki.

Şu sınıfı geçmem lazım sözlük. O pembe steteskobu alıp, 2 eylülde hastanede stajer dr. Olmam lazım sözlük. Yapmam lazım laaağn.

Tüm notları tekmeleyerek parçalamak ve çirkef dul anatomiciye yedirmek istiyorum.
yalnızım sözlük. bi teselli ver be.
kpss yüzünden kalbim götümde atıyor.
(bkz: sözlük yazarlarının irtifaları)
sözlük kızlarının çıplak fotolarını atmasından bıktım.

edit: çaylaklıktan çıktım artık ben birinci olacağım diyenlere selam olsun buradan.
Cumartesi günkü lys ye o kadar "öylesine" girdim ki, edebiyattan gireceğimi zannediyordum tarihmiş meğersem, din soruları yok sanıyordum din soruları çıktı şansıma. Hatta lys 3 mü 4 mü olduğunu bile hatırlamadığım için yazının başında "cumartesi günkü lys" dedim. Neyse bugün de itirafımı ettim guten night.
eskiden bu sözlükte çok zaman harcardım.
ne kadar vaktim olduğunu bilmiyorum ya hayat karşısında, bu çok koyuyor. yoksa ki çeviremeyeceğim maç, atlatılamayacak atak olmadığına dair muazzam bir inancım var.

ilk yarısı 1-5 bitip de ikinci yarısı 8-5 ile kazandığım maçlarım da oldu hayatımda yoksa.
erkek kardesimle aynı otobüse bindim. ben oturdum boş koltuga o ayakta durdu. ben öyle önüme bakarken onun elini gördüm. tükenmez kalemle cizilmis. hemen böyle parmağımı tükürükledim ve elini sildim. sonra allah tarafından bir hissiyat basımı yukarı cevirmemi istedi.amcamın biri, eli elimde-gözü gözümde bana öylece bakmakta. -sağol kızım-dedi. böyle bu sabah uyku sersemi.
Amına koyayim yerine ak yazanlara gıcık oluyorum amk.
sabah arkadaşımın kalbini kırdım. yaklaşık 10 dakika önce santral kesici dişimde çarpma sonucu sanırım ufak bir çatlak meydana geldi. ilahi adalet dedikleri şey bu olsa gerek. ne yapsam amk yarın gitsem mi doktora.
itiraf ediyorum. Kız kankam sırf telefonda detone oldu diye anında "şarjım bitti" bahanesiyle kapattım. o tonu kaldıramadım
an itibariyle bir kıvılcımı başlatıp uzun zamandır süregelen siyasi başlıklar ve konuları tamamen savuşturdum. şimdi seks konuşuyoruz, olsun yine de iyi... ahaha
sevdiğim insanları o kadar çok kıskanıyorum ki..gerçekten bunu anlatmam imkansız. bazen sevdiklerim onları sevdiğimden habersiz. bazen yeni tanıştığım birini bazen hiç görüşmediğim birini bile olmadık şeylerden olmadık insanlardan vs. kıskanabiliyorum. bu kadar fazla sevmek ya da bağlanmak zorunda değilim insanlara.
sonunda üzülen ben olacağım biliyorum.
how i met your mother i izlemeye yeni basladim.
insanlar üzücü durumlardan sonra ne çabuk mutlu oluyor lan. ne çabuk kakara kikiriler. dimi.
yarın saçlarımı kestirmeye karar verdim.
çok radikal bir karar bu çünkü yıllardır uzun saçlıyım.
bir de mal gibi, eski sevgilim beni yeni halimle görünce ne hisseder'in peşindeyim ya,
gidişatımı s.keyim...
ne zaman bi toplu taşıma aracında, yağuz bi delüğanlı güzel bir hatun için akbil/kentkart basar ve "yoooo yo lütfen hiç gerek yok... valla gerek yok. nıçnıçnıççç. yeminle gerenk yok.. allah belamı versin ki yoooğğhh yaaaa" der; kara murat gibi kasılır kalır, işte biz o gün tükeneceğ... çok komik oluyonuz lan yapmayın. lan hiç olmazsa abartmayın! haaa, ben de arasıra kolluyorum bu durumu. teee en arkada bile olsam, uçarak ve herkeşşşleri ezerek, göt cebimdeki kenkartımı, "yetersiz bakiye" uyarısına maruz kalmış mühür gözlüme uzadıveriyorum. aldığım teşekkür ve de gülücükler yüzünden üç gün uyuyamıyorum, yemek dahi yiyemiyorum ama; siz yine de çok şeeeetmeyin. şimdi hadi bakiyim, işi biten arka taraflara ilerlesin. aracın arkası hebbb bomboş lütfen ilerleyelim!!!
şimdi hava çok güzel, ılık ama kapalı...açılacak gibi ya her an...sonra böyle içinde kuşlar havalanır ya... zor günde sakladığın bi yerde para bulursun ya, zor gün sigaran da vardır hani, aklından geçen şarkı çalmaya başlar bi yerlerden ya... kendini çok şanslı hissettiğin bi gündesindir. işte ben hiç öyle hissetmiyorum lan!.
benim bu sözlüğe yazdığım bir şey yüzünden hayatım kaydı ama bu sözlük beni çaylak yaptı. eyvallah. ama merak etmeyin düzelttim ben.
herkesin aksine sanalda başlayan bir ilişkinin, yüz yüze tanışılarak başlayan ilişkiden daha uzun süreli bir ilişki olacağını düşünenlerdenim.

7 yıl 5 ay sonra gelen edit: bahsi geçen kişiyle 3 buçuk yıldır evliyim.

8 yıl 2 ay sonra gelen edit: boşanıyorum.
Keşke sadece rüyamda görmesem seni. Sadece rüyamda konuşmasam. Keşke elini sadece rüyamda tutmasam. Yoruldum be sözlük, yittim ben sevilen uğruna.
neden sözlükte yazacağım her entry sonuna - dir , - dır eklemem gerektiğini düşünüp, cümlelerimi dir 'li şekilde yazma gayreti içerisine giriyorum he sözlük bey oğlum ?
-kardeşimle tv izlerken, göz göze geldiğimiz an içimizden üç'e kadar sayıp, aniden kolbastı oynamaya başlıyoruz ama en iğrenç figürlerle. 5-10 saniye süren oyunun akabinde, hiç birşey yokmuş gibi sessizce yerimize oturuyoruz.

-birinin tipine bakarak hangi takımı tuttuğunu %95 doğru oranla tahmin edebiliyorum.

-karpuzun cekirdeklerini karpuzdan daha çok seviyorum.

-mantıyı, pilavı, makarnayı ekmeksiz yiyemiyorum. buna rağmen kilo almıyorum.

-mükellef bir kahvaltıda bir ekmek yediğimi bilirim.

-eşyalarını paylaşmayan ablama kızıp, gece yastığına çiğnenmiş iki adet falım sakızı yapıştırdım. yine benim zararıma oldu. gitti saçlarını kestirdi. kesim o'na o kadar yakıştı ki kıskançlıktan çatladım.

-çocukken annemlerin yatak odasından ses geldiğini duyduğumda sinirden ağlıyordum. ee babamı kıskanıyordum annemden. bir gün dikizlerken babam yakaladı. "annenin sırtı ağrıyormuş masaj yapıyordum kızım" dedi. bende uyumadan sabaha kadar ikisinin arasında yattım. iki de bir "uyudun mu?" diye sormaları kötü bir taktik idi.
ilkokul 8 e geçtiğimde playstation 2 fırtınası vardı. cafe ye gidip paso playstation 2 oynardık. 7. sınıfın karnesi çok iyiydi. yine hepsi 5. yine o yaştaki çocuklar için ailenin gurur kaynağı. babam geldi 'söyle hadi ne istiyon karne hediyesi olarak ?' aklımda sadece playstation 2 var. öyle ki, ertesi gün cafe de hangi takımı alayım nasıl kadro kurayım Rivaldo yu oynatayım mı hep bunları düşünerek uyuya kalıyordum. neyse, playstation fiyatını az çok biliyordum. o zaman için babamın maaşının yaklaşık 3 de 1 i. ama baba işte bu vermiş bi söz alır illa.. ama sırf çok parası gitmesin diye 'bi t shirt yeter baba' diyip konuyu kapattım. hiç pişman olmadım çünkü babam liseye geçmek için sınavdan sonraki gün yani bu olaydan 1 yıl sonra playstation 2 almıştı. hem de zorlanmamış alırken. aslında ben o playstation dan sonra gidip bir tane daha aldım. onu da kuzenime vermiştim 'bana yarışmadan çıktı bende var bu da senin olsun' diyerek. onun öyle ezilmesini istemedim bende varsa onda da olsun istemiştim.

neden bilmiyorum bu saatte bunu paylaşmak istedim sözlük.