bugün

kimsenin hiçbir şeye inancı yok, hiçbir şeyden beklentisi yok. hepimiz gogolün ölü canlarıyız. ya da turgenyevin bazarovu. ama hayatımızda en ufak bir hareket olsun diye de kıçımızı yırtıyoruz. itiraf mfönün dilinden gelsin;

"Nasıl da paylaşıyor insan isterse
Nasıl da birmiş meğer hasretler
Nasıl da mecburmuşuz
Sabretmeye, sevmeye, öğrenmeye."
ayakkabım sıkıyor ve adana sıcağında bir kamyon yük indirdik. leş gibi kokuyorum ve müşteriye gitmem lazım. kendimi bok çukuruna batırılmış elma şekerine benzetiyorum.
bana mal diye bilirsiniz, öküz de diye bilirsiniz fakat o anki mallığımı bana genel yüklemeyin. çok uzatmadan anlatıyorum.

geçen yıl yaz aylarındayız bende de para bok tabi evde yatıyorum dışarıdan her gün pizza, hamburger vs. söylüyorum. bir gün zil çaldı gidip baktım para toplayan kişiler oluyor ya elinize boktan bir broşür verir gönlünüzden ne koparsa verir misiniz derler*. heh işte ben de noluyor amk diye açtım kapıyı. işte söyledi söyledi. benim de cepte bozuk yok olsa 1-2 lira verip yollacağım. biraz bekledikten sonra bozar mısınız dedim adama cebimden 20 lirayı çıkarttım. adam parayı aldığı gibi gitti amk. bir şey de diyemedim. bu da böyle bir anımdır.****
otobüste vs. bir yerde güzel bir kız görünce o'na bir daha hiç bakmıyorum cool olayım diye. arada kızın kestiğini farkedip salak salak hareketler yapıyorum, sert bakmak, kaşın birini kaldırmak, telefona bakıp en karizmatik gülümsememi yapmak gibi. sonra hiç bir şey olmamış gibi çekip gidiyorum, ya da iniyorum.

hafız zaten baksam da kızı ayarlamıcam, bari ilgilenmiyormuş gibi yapayım da havalı gözükeyim di mi lan?
evet itiraf ediyorum sevgilimle seviştim ancak ben istemedim kendisi zorladı ben dindar bir insandım beni buna zorladı dudaklarını bir silah gibi kullanarak beni ateşledi, umarım cehennemde yanmam.
sahaflardan kitap çalıyorum. bi keresinde okul kütüphanesinden de çalmıştım.
pişman değilim.
şu sıcakta bu öğlen saatlerinde dışarı mecburiyet dışında cikanlara deli gözüyle bakıyorum.
Eksi oy almaktan hoslaniyorum.
nasıl anlatsam bilemiyorum.

bundan 3-4 sene evvel, lise yıllarım. ergenliği falanda atlatmışım keyfime göre takılıyorum o semt senin bu bar benim. kafa yapım yüzünden hep kendimden büyük kızlardan hoşlandığımdan kendi yaşıtlarıma bakmayıp büyük kovalıyordum. benden 1 veya 2 yaş büyük oluyordu çıktığım kızlar. aslında hala öyle istiyorum değişen bişey yok. neyse bi gün yine bir cafede otururken yan masaya bir kız, daha doğrusu kadın oturdu ama nasıl hoş nasıl çekici nasıl cezbedici. dedim ki kendime; alkolün verdiği yetkiye dayanarak bu kızı kendime ayarlayacağım akagamina.(böyle kendimle konuşurum ara sıra)bir kaç kez kesişme, alttan alttan bakışlar falan minik bir tebessüm bekliyorum atağa geçeceğim. beklediğim tebessüm geldi mesaj anlaşılmıştı. neyse gittim tanıştım bununla, yanında başka bir kız arkadaşı vardı ama ben onu takmamıştım hiç baya bir konuştuk bilindik, güncel ve popüler konulardan. iş, yaş sormaya geldi kaç yaşındasın dedim 26 dedi. oha dedim oha yani hiç göstermiyorsun falan yalanları attım. o sorduğunda ben sakına sakına 17 demiştim olamaz falan imkansız ayaklarına girmişti. neyse bir şekilde bunla bayağı bir kaynaştık bir iki ay boyunca buluştuk 'şakalaştık' falan.. derine inmiyorum pis kaka günah çünki. hayatımın en zor 10 15 dakikasına şahit olacaksınız birazdan.

en son okuldayım gırgır şamata takılıyoruz. bu hatundan da bi kaç kişiye bahsetmişim zaten çok detaya girmeden. neyse hoca mı ne değişecekmiş yeni bi hoca gelmiş ben tabi herşeyden habersiz bir koyun gibi bekliyorum. evet işte tahmin ettiğiniz şey oldu. hoca diye o çıktı geldi amk. sınıftan içeri girdi bana da bir şeyler girmeye başladı kaynar sular, her yerime iğne saplanıyormuş hissi.. . ilk başta fark etmedi ama bir kaç dakika sonra bir bakış attı herhalde o an sıçtık diye düşünüyordu. o an gözünü bir on saniye kapattı bir açtı baktı ben. tekrar kapadı bu sefer daha az bir sürede açtı, yine ben.

bir kaç hafta geçti ara sıra mesaj atıyordu napıyosun falan diye mesaj hakkım falan yok sansın diye cevap vermiyordum. lanet olsun. bir gün (kontör vardı galiba o zamanlar) 100 kontör atmıştı lanet etmiştim hayatımda bu kadar ezildiğimi, utandığımı hatırlamıyordum. devamsızlığımda az olduğundan onun derslerine girmiyordum beni soruyormuş sınıfa falan allah'tan bizimkiler mal arkadaş çakmadılar bişey. bir gün mesaj attı derslere gel falan dedi bişey diyemedim tabi tamam dedim. sonra normal bir şekilde derslere girmeye başladım. derste bişey anlatırken ara sıra ona kitleniyordum konsantrasyonu falan bozuluyordu çok eğlenceliydi ama onu öyle görmek. bir diğer gün eskiler aklıma gelmişti sınıfın ortasında bir kahkaha basmıştım. ne oluyor falan demişti ben hala gülüyorum ama hala. * artık dersler daha eğlenceli geçmeye başlamışken döndüm ''ne yapıyorsun lan hırrım'' dedim kendime. firenledim kendimi o günden sonra. diğer sene de gitmişti zaten numarası hala durur ama hiç konuşmadık hemde hiç.

bu bir itiraftır kimseye anlatmamıştım ulu gençlere açtım kendimi. bir de vermek istediğim mesaj hayatta olmaz diye bir şey yok her an her şey olabilir.
bugün facebook'taki güzel sözlerin, videoların paylaşıldığı kimi sayfalarda dolaştım. böyle şeyler beni mutlu eder ve inancımı, direncimi arttırırdı önceleri.

''uçamıyorsan, koş; koşamıyorsan, yürü;
eğer yürüyemiyorsan, sürün, ama hareket etmeye devam et.
geleceğe yürümeyi sürdür… '' demiş martin luther mesela.

e doğru da demiş. ilke edinmiştim ben bunları hep. hatta geçen yıl narutodan bile ilham alıyordum asla pes etmem diye.

'' insanı ayakta tutan iskelet ve kas sistemi değil,prensipleri ve inançlarıdır. '' demiş einstein. bu düşünceyi de içselleştirmiştim ben daha hiç mi hiç bilmeden einstein dedenin söylediğini.

şimdi bana ne oluyor anlamıyorum sözlük. en gayretli olmam gereken dönemde gayret ve inancımı yitirdim. koca bir boşluğun içinde gibiyim. neşesiz de değilim ama hiç olmadığım kadar bir rahatlık. umursamazlık hali. batıyor bana ve bu rahatlıktan rahatsızlık duyuyorum. hiçbir şey bana güç veremiyor. önceleri izlediğim bir filmden bile etkilenir güç toplardım. bir hafta giderdi onun etkisi bende.

son bir ayım kaldı. sonrasında tazeleneceğim, bütünleme istemiyorum çünkü çok lüzumsuz olacak devam etmeyeceğim bir bölüm için yazın bütünlemeye de çalışmak. yeni amaçlarıma odaklanmam gerek. bunun için şimdi sıkmam gerek kendimi, odaklanmam lazım çalışmalarıma.

bu kadar amacım, hayalim olmasına rağmen nereden geliyor bu inançsızlık? yeniden tutunmam lazım hayata ve yapamıyorum.

duyarsız, aptal bir insan oldum sanki.
antep fıstığı bağımlılığımdan kurtulmam için rehabilitasyon merkezine yatmam gerekebilir.
antep fıstıklı dondurma, çikolata, antep fıstığının kendisi, antep fıstıklı her şey! çıldıracağım.

ayrıca yine aynı çılgınlıkla the walking dead izliyorum, üçüncü sezonun ortasına geldim.
istesem kafamdan geçen bütün düşünceleri yapma yetisine sahibim ama üşengecin tekiyim sozlük.
bakirelerden ve fakirlerden nefret ediyorum. evet.
Sözlük şu an deprem oldu ev bildiğin sallandı aval aval bakakaldım .

edit: hala devam ediyor ara ara ,sözlük başında ölmemek için gidiyorum sözlük.
bu mobilden yazdığım ilk mesaj
bu mobilden yazdığım bir mesaj değil.
çok pişmanım. o sivilceyi patlatmayacaktım. her defasında aynısı oluyor patlatırsan kötüleşiyor. bunu bir türlü öğrenemediğime de çok pişmanım.
ev boşken kapı açık sıçıyorum.
çok özledim...

amaçsızca sokaklarda gezmeyi,

saatlerce televizyon izlemeyi,

bir kitabı bir gecede bitirmeyi,

sinemaya gitmeyi,

alışveriş yapmayı,

kendime bakmayı,

arkadaşlarla eğlenmeyi,

hiçbir şey düşünmeden saatlerce oturmayı,

sabahları geç uyanmayı,

geceleri geç uyumayı,

müzik dinlemeyi,

sevmeyi,

sevilmeyi,

gülmeyi,

ağlamayı,

hayatı özledim ben.
buruğum sözlük. bu yaşıma kadar ne yaptıysam hep kendim yaptım. kimseden de bir şey istemedim. iki senedir sınavlara hazırlanıyorum. yetenek sınavlarına hazırlanmak da biraz masraflı oluyor. hazırlanmakla da bitmiyor bir şey. sınavlara başvurduğun okul masrafları ayrı, gidiş geliş, kalacağın yer. annem de tam böyle bir anda istifa ediyor işinden. bana gelmiş benden bu kadar diyor. ben iki senedir sınavlara hazırlanıyorum onun bana yaptığına bak. çalışmayı düşünmüyormuş bir süre. gel de sinir olma. en önemli dönemim de yaptığına bak. sinir oldum sözlük ya. babam desen baba değil zaten bu yaşıma kadar bir yararını görmedim. görüşmüyoruz bile. duygulandım yine oldu mu? olmadı. bu seneyi bir atlatayım başka bir şey istemiyorum. o kadar stresli bir dönemdeyim ki anlatamam. düşünmekten kafayı yiyeceğim artık. ama kimsenin beni düşündüğü yok ya. ne yapsam ne etsem bilemiyorum. sınavı kazanamazsam da ne yapacağımı bilmiyorum.
bi' kendiniz olun şu amına koydumunun yerinde be, aaaaa!
hayatın her gün aynı şeylerden ibaret olması çoğu şeyden koparıyor beni. ilginç bir hayatım var. evimden ibaret. belki de ailesinden sıkıla tiki ergenlerin özendiği bir hayat benim ki. gel gör ki kazın ayağı öyle değil kardeşim. şu içine ettiğimin damına ne zaman girsem sessizlik ve karanlık gırtlağımı sıkıyor sanki. arada içiyorum, kitap okuyorum. hep aynı, camı bir açıyorum, aynı bok. ulan insanın bir günü de değişmez mi? hani yolda üzerime su sıçratan da yok ki küfürleşip kavga edelim. aynı lan hep aynı.
ama güzel ya her şey güzel yine de. öyle yani...
samimiyetsiz insanları tutup sikesim geliyor.
Şu an reÇel yapıyorum.
Etrafımdaki kimseyi samimi görmüyor ve kendime yakın bulamıyorum.