bugün

zaman kime ne kadar yardımcı olmuş ki bana da olsun. zaman sadece armutları olgunlastirir insanları değil. 7 tane bira sonrası bu itirafı yazacak cesareti buldum kendimde. terkettin gittin beni bok vardı değil mi az daha bekleseydin. arıyorum herşey düzeldi diye ama üzerine toz kondurmadigin yüreğinin coğrafyası seni silmiş kendi haritasindan. ne anam için ne de baban için bu kadar üzülürsün. ama yiktin beni. siktir git ne halin varsa gör. ben buradayım büyük saat gibi tek yalnız başına.
yine profil resmini değiştirdiğin bir akşamdı, önce tek tek beğenen var mı, yorum yapan var mı diye kontrol ettim resimleri, her hangi bir yavşama durumunda yavşayan orospu çocuğuna diyeceklerim vardı elbet.

sen saçını boyatmış, gülümserken poz veriyordun. ben ise o resimlere bakıp yine sigara içiyor, ismail altunsaray dinliyor, hayata sövüyordum. seni benden ayıran sebeplerin ta ruhunu sikeyim. ağzımın bozuk olması için de özür dilemeyeceğim. hayat bana çok şefkatli mi davrandı da ben ağzımı bozmayayım lan? vel hasıl, köyde her hangi bir tarlada çalışırken duyduğum memleket kokusunu, bir tek saçlarının arasındayken burnum, alıyordum.

bu da böyle bir isyandır. kayıtlara geçsin amk. günahım boynuma.
yok öyle bir şey. kalmadı, bitti.
lambayı yakmaya çalışırken bütün duvarı okşadım yine.
uykum var ama uyumak istemiyorum.
okuduğum türk dili ve edebiyatı bölümünü bırakıp sosyoloji okumaya karar verdim sözlük. sınava falan gireceğim. odtü veya hacettepe sosyoloji artık hangisi olursa.
sevgiyi paylaşacak birilerini ararken şurada yazılanları görüyorum, siktiret amınakoyim tiplere havalara bak diyip vazgeçiyorum. ulan yalnızlığı bile artiztik hale getiren var lan.
galiba babamı sevmiyorum. sadece baba yani. o kadar. bir zaman nefret ettim. sonra barışır gibi olduk. sonrası boşluk.
itirafım kısa: kıskandım ulen.

kimi neden kıskandım işte onu yazacak cesaretim(*) yok. *
bu sabaha kadar benden yaşça küçük bir kızla çıkıyordum. yaş farkı nedeniyle ondan ayrıldim ama ona başka bir şey söyledim ve sanırım onu çok zor unutacam.
hiç aklınızdan çıkmayan kişinin hiç aklına gelmiyor olmak kötü bir durum.

edit: nasıl bir cümle olmuş la o gece gece.
insan düşünüyor 400'e yakın işsizin sabaha karşı sözlükte işi ne diye. sonra şöyle bir paradoksla karşı karşıya kalıyorum. onların arasında bende varım. hakikaten çok farklı bir platform bu sözlük. şükela butonuda olmasa çekilmez ya, neyse. sağlam yazın lan, okurken bilgilenelim ya da üzülelim gülelim düşünelim bir şeyler yapalım velhasıl. yazmayı sevmiyorum. okumayı seviyorum. çok çok yazın amk.
sol freme akıyor mübarek, alemin keyfi yerinde yine maşallah...

(bkz: (vid #69103) )
Bazı insanlar o kadar kibirli ki midem bulanıyor onların yanında, insanları sınıflandıran kibirli insanlardan midem bulanıyor.
insanları sınıflandıran her insanın, her yazarın ben *mına koyayım.
http://www.youtube.com/watch?v=ltZNdcVO_AQ
dinleyip dinleyip klarneti çalan adamla evlilik sandalı yapmak istiyorum.
uludağ sözlük bünyesindeki 14 milyon entry nin 4 milyonunun silinmiş olması beni ciddi şekilde düşündürüyor.
herkesin hekimi benimki gibi tenisçi olsa, heheeeyy.. canım benim. spor güzel şey.
Kendimle iddiaya girip duruyorum sözlük. Son olarak da facebook da benden başka online kimse kalmadığında uyuyacağım diye bir kriter koydum kendi kendime. bir kişi kaldı onun çıkmasını bekliyorum. galiba paranoyağım.
istanbul'a gelmeden önce amcamın evinde silikon tabancasıyla uğraşıyordum. Aniden bir patladı. Öylece bırakıp kaçtım. Etraf hep silikon oldu. Kimse benim yaptığımı bilmiyor. Amcamın evinin anahtarlarını aldığımdan haberleri yok çünkü.
Annemin sözünü dinlesem böyle hasta olmazdım. sunumum var okulda çarşamba günü. hapı* yedim artık.
itiraf ediyorum dün bir düğün arabası düğüne giderken kazayla düğün arabasını parçaladım. nasıl yaptım bilmiyorum ama arabanın 3 camı üst ve alt kaportası parçalandı gelinlikte maf oldu. sonuç olarak dün bir düğünü maf ettim. şimdi o çift yaza kadar beklemek zorundalarmış. neyse en azından ani bir karara engel oldum.
dün gene balata gittim. amacım efsane dizi yeditepe istanbulun çekildiği evi bulmaktı. neredeyse bütün sokakları dolaştım ama yok. bir türlü bulamadım. bende eski evlerin, çocukların fotoğraflarını çekip dömdüm. az önce fotğraflara bakarken bir anda bir kuşku düştü içime: ulan yoksa? evet evi bulmuşum fotoğrafını bile çekmişimde anlamamışım o ev olduğunu. ulan çatalcada oturmasam bir koşu tekrar gidicem ama yol 2 saat sürüyor lan.
bugünlerde sadece trole giriyom buraya.
Son bir haftadir falan asla yumurta yiyemiyorum. Kadin da israrla neredeyse her kahvaltida bir tane yapiyor, "yok yemem" diyemiyorum. Bir canlinin dogmamis cocugunu yemek falan degil mi biraz? Of ya kusacagim galiba.
sözlük kaç aydır burdayım, gammazlık nedir, nasıl yapılır bilmiyorum ben.