bugün

tanımsız...
ayağımı attığım yeri batırıyorum sözlük çok kötü bir şey bu.

nokia telefon aldım,aldırttım nokia geriledi şimdiki durumunu biliyorsunuz.
kaydolduğum ilköğretim okulu ankara da sayılı okullardandı, ben sekizinci sınıftayken öğretmenler en kötü sekiz sizsiniz derdi. anadolu öğretmen lisesine kaydoldum puanlar iptal edilecek denildi, bizim zamanımızda edilmedi fakat artık edilmiş.
ekşi sözlük te üyelik aldım moderatörleri istifa etti.
arkadaşım iddia oynamış verdiği takım 2-0 yenerken bana söylemesi sonucu maç 3-2 karşı takımın galibiyetiyle bitti.
hangi maça stadyumda izlemeye gittiysem taraftarı olduğum kulüp yenildi.
derbilerde karşı takıma oynayınca takımım galibiyet alıyor.

söylediklerimin tersi çıkıyor.
üniversite yıllarında otobüsle şehirler arası yolculuk yaparken hiç gerçekleşmeyen bir masum fantezim vardı. koridor tarafında oturduğumda bir ön çaprazımın koridor tarafına bir mini etekli kız otursun, arada bakayım kalbim çarpsın falan gayet masumane yani*.

neyse efendim dediğim gibi o yıllarda hiç başıma gelmedi böyle birşey. sonra mezun olduk evlendik arabamız oldu otobüse binmez olduk falan.

ama geçenlerde eşimle bir yolculuk yapmamız gerekti bindik otobüse gidiyoruz neyse yarım saat sonra bir ilçe otogarına girdi otobüs ve o da ne üniversite yıllarında hayallerimi süsleyen şey karşımda, hayatımda ilk defa.

ne mi yaptım? tabi ki zerre bakmadım olum. evli barklı adamız, eşim yanımda hiç öyle şey yapar mıyım...
Sansima tukuriyim cidden. Ararsin bulunmaz aramazsin pat karsina cikar. Hay boyle isin.
beni aşka inandır.
dün metroda 3 yıl kadar yolculuk ettiğimi ve bugün henüz yeni kalktığımı bile bile utanmadan 3 satten fazladır online olduğumu söylüyorsun ya sözlük, allah seni bildiği gibi yapsın. kimlerle iş birliği içindesin bilemiyorum, ruh ve sinir sağlığımla oynama, sözlük.
Hastanede bayilan,agiz burun dağıtan kız benim.
susmak bir boka yaramaz. karşında neden sustuğunu bile anlayamayacak kadar yakın gözüküp aslında seni zerre tanımayan bir insan varsa hiç bir boka yaramaz. tek istediğim karşımdaki insanın net olması. ne istediğini açık açık söyleyebilmesi, çirkinleşmeden belden aşağı vurmadan ve yaptığı en küçük şeyi bir bok yapmışçasına yüze vurmadan, yalan söylemeden anlatabilmesi. bunlardan çevrenizde birden fazla sayıda varsa susmak bir boka yaramaz. sen sus, o da senin yaptığın her iyiliği görevin zannetsin. sonra da insanlardan nefret et. neden sende önce kendini düşünmüyorsun, neden " böyle davrandığınız için bende böyle yapıyorum. " diyemiyorsun, neden " ben sizin için bunları yapmadım mı? " diye soramıyorsun, neden " ulan hepiniz siktir olun gidin. " diyemiyorsun diye düşün, fonda da it's no compliment çalsın dursun ohhh mis. yok suskunluk asaletmiş, yok susmak en büyük cevapmış tırı vırı.

ben bu yazıyı kendime yazdım. her şey yolunda dostum.
anlatacak kimsem yok. mutluluklarımı, üzüntülerimi, heyecanımı. en azından biri olsaydı, yalnızlık hissetmezdim.
son yarım saattir kendimi;
evlenme teklifi
en güzel evlenme teklifleri
muhteşem evlenme teklifi
gibi saçma salak videoları izlerken buldum,
halime acıdım oturup ağladım.
en iyisi nerede bu devlet nerede pijamalarim ...

edit:evli yada nişanlı olan tüm arkadaşlarımı! öpüyorum buradan.
1 hafta sonra hayatimi tamamen degistirecek bir sınava giricem ve ben hiÇ hazir degilim sözlük. ders de calismiyorum calisamiyorum, resmen hayatimi erteledim. ben ne zaman bu kadar umursamaz oldum bilmiyorum.
1 hafta süreyle evde yalnız kalmak zorundayım sözlük. normalde hiç sevmediğim bir durum, ama "ben yalnız kalmaya korkuyorum." diyebileceğim bir ortam yok şuanda. hem kaç yaşına geldim öyle bir durum olsa bile diyemem ki.

sorun yalnız kalmak değil aslında gece yalnız uyumak. artık ışıkları falan açık bırakıcam, tv'yi açıcam bir şekilde bu durumun da üstesinden gelicem sözlük. umarım kendime verdiğim telkinler işe yarar bir de eve kimse gece bizim eve girmeye çalışmaz. *
ikinci öğretimde eğitim gördüğüm için kendimden nefret ediyorum. çevremdekilere benin şehrim güzel, puanı yüksek gibi bahaneler buluyorum.
antik çağlarda, bir esir pazarında satılan bir köle gibiyim. özgürlüğü asla tatmamış ve hiç yaşamamış bir köle.
zamanın birinde insanların, insanlar tarafından alınıp satıldığını bilmenin verdiği acı, şimdiki zamanda yüreğimi dağladı.
itiraf ediyorum sözlük bu başlıgı görünce hep bişiler yazasım geliyor.
marioyu hicbir zaman bitiremedim. bisikletle on kaldiramadim.
misket oynarken kazandigim zaman annem cagiriyor diye yalan soyledim.
nedense bugün fazlasıyla yanlış anlaşılıyorum umarım doğru frekansı bulurum çevremle zira bu durum gitgide kabak tadı vermeye başladı.
televizyonda en güzel 1000 golün gösterildiği bi kanala denk gelsem, onu da ilk gole kadar izlerim sanırım.
ingilizcenin yanına ispanyolca öğrenmeyi çok istiyorum. lisede bize inatla galobal dünyada pekte yeri olmayan almancayı öğreteceklerine niye bu ispanyolcayı öğretmiyorlar hiç anlamam zaten. ve itirafa gelince ben bu entryi girerken annem yanıma gelip ne yazıyor bu diye okuyup gitti sözlük. ben yazar değilim be.
çok mu düşünceliyim yoksa beynimi ele mi geçirmişler bazen ayırt edemiyor,anlayamıyorum.
bilgisayar ekranının ortasında mavi bir dikdörtgen var ve ne yapacağımı bilmiyorum. dikdörgen şöyle bir şey:
http://galeri2.uludagsozl...nin-itiraflari_318871.jpg

dikdörtgeni kendim çizdim,program falan değil o yüzden çkmıyor print screeen yapınca. yardımlarınız bekliyorum.

not: lcd ekran
oylanınca çok mutlu oluyorum sözlük. iyi, kötü, eh işte fark etmiyor. yazdıklarımı birilerinin okuduğunu bilmekten haz alıyorum, -iyi ya da kötü- reaksiyon alınca inanılmaz mutlu oluyorum. hele yazdıktan aylar sonra oylayanlar var ki entrylerimin tarihe karışmadığını, unutulup gitmediğini hatırlatıyorlar bana, çok pis bira ısmarlayasım var o güzel insana sözlük.
bugün güne gittim sözlük, yaklaşık yirmi kişi birbirimize nasılsın, eş nasıl, çoluk çocuk, okul, iş nasıl diye sorduk. yarım saat sürmüşmüdür, geçmismidir bilmiyorum. Ben uzun süre kimsenin halini hatrını sormam artık, o ne sesti be; arı kovanı gibi. Cok yoruldum.
Bugun acik bufe yemeklerden tatlilardan, iceceklerden yeterince yararlanamadigimi dusunuyor verdigim paraya aciyorum.
şu ana kadar hiç güzel bir telefonum olmadı.
kullandığım en iyi telefon 5800 xm. çok üzülüyorum küçücük bebelerin elinde iphonelar, s2-s3ler falan görünce.

düzenleme: iphone alsam bile bi mokuma yaramayacak, ne diye üzülüyorum ki.