bugün

vizeler başladı bitti ben hala adam gibi oturup ders çalışamadım sözlük. e naptın diyceksin tabi... durmadan kitap okudum. işin kötüsü 2 aydır bu haldeyim. bitirdiğim kitap sayısı yirmiyi aştı ben hala dururamıyorum kendimi. ders çalışmaya diye giriyorum odaya sadece kitap okuyorum. nolucak bu halim bende bilmiyorum.
itiraf ediyorum o kadar güzeldin ki; doğduğumdan beri üzerimden çıkarmadığım galatasaray formamla; nefretle baktığım bir fenerbahçe forması bile senin üzerinde dünyanın en güzel elbisesi gibi duruyor ve sana ait olan o forma bile "beni kendine" hayran bırakıyordu sevdiğim. *
zaman zaman keşke vahe kılıçaslan özgüveni'ne sahip olsaydım diye yanıp tutuşuyorum, yalan değil.
kim ne der diye düşünmeden o koltuk senin bu kanepe benim şuursuz gibi atlasam zıplasam. suratımda da o 32 diş porselen gülümseme olsa. konuklarımı itip kaksam, divana yere falan fırlatsam, ahıahaıaha diye kahkahayı patlatsam akabinde.

ilerde büyük adam olamazsam, işte böle saçma meraklarım yüzünden olacak sözlük. biliyorum.
bıktım artık sözlük ya.
sözlük yeter artık yalnız başıma çok kaldım ya. şöyle münasibinden, güzelinden*, akıllısından düşünen bi sevgili istiyorum. çok mu zor diyorsun be sözlük? yok be o kadar zor değildir be? bak yıllardır bulurum diye bekliyorum böyle birini, şevkimi kırma. yürü git kırma hevesimi. bas git! hadii...

edit: bak açık açık yazdım. kendimi kötü hissediyorum sözlük yarın silicem bunu. ühühü...
sözlük, 2 haftada 5 kilo aldım. nasıl oldu bilmiyorum. bu sabah uyandım ve pantolonlara giremediğimi farkettim. ilk defa ağlamaklı oldum lan sözlük. insan mıyım ki?

ama sağolsun arkadaşlar ''sana kilo yakışıyo'' dediler de rahatladım. sözlük pantolona sığmıyorum lan.

eneeeeee.
"seni seviyorum" demekten çok utanıyorum. sevgilim, annem-babam, arkadaşlarım hiç fark etmiyor; çok zorlanıyorum söylerken. ki zaten sadece sevgililerime söyleyebilmişimdir. anneme veya babama söylediğimi düşünemiyorum bile... bir gün bir şey olursa çok geç olacağını ve çok pişman olacağımı bilsem de yapamıyorum...
doluyum sözlük biraz;

belkide hayatımın geri kalanında pişmanlık yaşıyacağım, belki de mutluluktan gebereceğim bi karar verdim bi kaç gün önce. çok büyük bi kumardı benim için ama yapmam gerekti. sadece doğru olduğuna inandığım bişey yaptım. bi insanı üzdüm bi insanı mutlu ettim. şimdi bi yanım vicdan azabı çekiyor bir yanım mutlu nereye kadar böyle devam edicek bilmiyorum. ama artık işkenceye dönüşmeye başladı sanırım dönüşü olmayan bi yola girdim...

şu an açlıktan ölüyorum ama mutfakta yiyicek hiçbişey yok ayrıca tüpte bitti 3 gün oluyor heralde param da yok. kredi kartımdaki son 10tl limitin 7 milyonuyla ekmek felan aldım birazdan peynirle felan sandviç yapar yerim heralde. yarına da bakıcaz bişeyler.

ha bide unutmadan çarşamba günü doğum günüm ama sürprizlerden hiç hoşlanmıyorum sanırım kontrolcü bi kişiliğim var. ama napiyim sözlük çok yapmacık geliyor bana sürprizler... herkese bana hediye almayın diyorum ama içten içe istiyorum almalarını sanırım bu konuda terbiyesizin tekiyim. ah be sözlük sende olmasan kim dinliyecek bu kadar derdimi...
kadinlar seytanin dunyadaki yuzudur tespitini doğrulayacak düşünceler geçiyor bazen aklımdan. kendimden korkuyorum sözlük.
hiçbir filmde, dizide ve de tiyatroda bir gram gözyaşı dökmeyen ben; lost 3. sezon 8. bölüm (flashes before your eyes) ve 4. sezon 5. bölümde (the constant) bildiğin ağlamışımdır. hep o desmond yüzünden. ne çileli adammış be arkadaş... yok ağlamıyorum bu sefer... valla bak...
- sağ taraftaki ne kadar zamandır sözlükte olduğumu belirten göstergeden nefret ediyorum. sanki bir an önce gitmemi istiyormuş gibi davranıyor. buz gibi bir havası var. ayrıca başlık açarken 50 karakter sınırlamasının olması canımı sıkıyor.

- öss'ye girmekten korkuyorum, onun bana girme ihtimali bu sıralar aklımdan hiç çıkmıyor. uykularım kaçıyooooor, resmini görmekten.

- eski sevgililerimi geri dönüşüm kutusuna atmak istiyorum, onlarla olan bağlarımın tamamen kopmasına gönlüm razı olmuyor.

- asena'nın suratındaki haşin ifadenin ona ayrı bir hava kattığını düşünüyorum. ama kadına acayip uyuzum. ayrıca çok iyi dans ettiği söylenemez.

- en büyük hayalim kasiyer olmaktı. o kasayı açarken çıkan ses bana huzur veriyor. ayrıca gürültüden hoşlanıyorum. kalabalıklar içinde yalnız kalmak hobilerimin başında geliyor.

- günde 3456 paket magnum yiyebilecek kapasitem var. ama o kadar param yok. huzursuzum.

- sümüklü böceklerin üzerine kaya tuzu döktükten sonra onları izlemeye bayılıyorum. böyle köpüğümsü bir sümükleri var. bööö. kedilerden nefret ediyorum, hiç sevimli değiller.

- saba tümer gibi gülmeyi çok istiyorum. sarışın bir varlık olarak yaşamıma devam etmek değil kastım, sadece onun gibi kahkaha atmak istiyorum.

- radyonun gelmiş geçmiş en büyük icad oldugunu düşünüyorum. ne telefonlar, görüntülü konuşmalar, internet, televizyon.. hiçbir şey onun yerini tutamaz.

- sözlükte kimseyi tanımadığım için çok rahat davranıyorum. aslıma dönüyorum bir nevi. kasılmadan, "acaba şu bu entariye ne der" diye bir kaygım yok.

- nilüfer örer'in sanat camiasına tekrar kazandırılmasını istiyorum. şımarık şarkısına son teknolojiyle bi'klip çekilsin.

- bir kızın çeyizinin öpülmemiş dudakları olduğuna inanlardanım. belkide bu benim için bir felsefe halini alacak, henüz yapım aşamasında.

- öpüşmeyi jelibon yemeye benzetiyorum. burda yemeye derken bir mesele yok değil mi? "yemeğe" olmayacak. eğer öyleyse yönetmenim beni uyarsın.

- hesapladım en fazla 21 dakika ders dinleyebiliyorum. geri kalan 24 dakikada dinliyormuş gibi yapıyorum. hayaller kuruyorum. ders daha çabuk geçiyor.

- aslında kızların bakımlı olmalarının en büyük sebebi erkeklere(tanıdık-tanımadık farketmez) daha güzel görünmek. her şey sizin için lan!

- "aşkım, seni seviyorum" laflarının suyunu çıkaran çiftlerden haz etmiyorum. kıyma makinesinden geçirmek istiyorum bazılarını. bir kelimenin değeri bu kadar düşürülebilir mi? olacak şey değil.

- bir muse şaheseri olan sunburn şarkısını her dinlediğimde hüzünleniyorum. ağlıyorum, ağlicak gibi oluyorum, tamam geçti sakinim.

- ebeveynlerime isimleriyle hitab etmek en büyük arzularımdan. babamla sevgilimin karşılıklı oturup tavla oynamaları hiç fena olmazdı hani.

- hiç tanımadığım bir şehirde kaybolmak, yitip gitmek, buharlaşmak istiyorum..
lan sözlük büğün 4. gün. çok hastayım, yatıp duruyorum. yorganımı kafama kadar çekip, gözlerimi tavana dikip sevdiğimi düşünüyorum. acaba o da beni düşünüyormudur? büğün okula da gitmedim; 3 nolu sağlık ocağına gidip bi rapor alayımda devamsızlıgım artmasın öyle değil mi?
acı çekmediğim sürece hasta olmayı seviyorum; çünkü herkes benimle biraz daha fazla ilgileniyor.
sözlük, küçükken namaz kılardım ama uzun süredir kılmıyorum. hatta bayramlarda bile çalıştığımdan kılamıyorum. keza cumalar da öyle.
geçen gün çok mutlu olduğum bir gün sonunda tanrıya şükür amaçlı 2 rekat nafile kılayım dedim, nasıl hamlamışsam artık belimi incitmişim. 3 gündür fıtık tadında değnek yutmuş gibi geziyorum. az eğilsem korkunç bir ağrı.
tanrıya çok fazla inanmadıgımı kendime itiraf edemedigimi itiraf ediyorum...
küçükken marketten çikolata çalmıştım. çok utanıyorum. acaba gidip bunu marketçi amcaya da mı itiraf etsem? Aaa belki o da yazardır da okuyordur. Affet beni amca valla çok canım çekmişti.hakkını helal et.

edit: galiba okudu.*
mutsuz olduğum vakit daha çok gülüyorum. bu bir hastalık sanıyorum ama öyle. ancak böyle daha iyi oldğunu düşünüyorum benim yüzümden kimsenin mutsuz olmasını istemiyorum.

geceleri yatağa başımı? koyduktan sonra bağırarak şarkı söylemek istiyorum birde geceleri kendimle çok sık konuşurum kendimle kavga ederim adeta.
bu beni oldukça rahatlatır bazen kendimle fikir ayrılıklarına bile düşüyoruz o zaman bir doktora gitmek istiyorum ama bu durumu doktora nasıl açıklayacağımızı bilmiyoruz.

babamın ismini dünyada tek sanırdım.
onun isminde birisinin daha olduğunu bilmiyordum ve bununla övünürdüm etrafımdakilere babamın ismini söylerdim falan herkes şaşırırdı öyle isim mi olur? diye ancak geçen gün konuşmamızda birisine söyledim ''aa bizim okulda da var o isimden birisi'' dedi o an çok sinirlendim söyleyen kişiyi ve o isim sahibini öldürmek istedim.
o isim babama özel kalsın istiyordum. hayalerim yıkıldı.
bir kadın hem cinsine neden uzun uzun bakar anlamıyorum.

4 ayak üstünde gezindiğim agucuk çağlarımda sabun kalıbı görünce dayanamayıp 4 nala emekleyerek gittiğim sabuna bir

ısırık attığımda biri beni görse de su verse diye çaresiz bakınıp sonra avazım çıktığı kadar bağırırdım. bu senaryo o

sabunun tadının tatlı olması ümidiyle bir kaç sefer daha tekrarladıktan sonra akıllandım.Hala hatırımdadır sabun

bembeyaz ve dayanılmaz güzel, bu acı olamaz ümidiyle içimin cayııır cayır yanmasını.hayatın bana yaptığı ilk kelek.

bebek olmanın hiç sanıldığı gibi kolay olmadığını 1 yaşımda anladım.

geçen gün http://www.hayatimdegisti.com a girdim çok beğendim.sanırım benim hayatım da değişiyor.ama bu o siteye girmeden önce

başlamıştı. hadi bakalım hayırlısı.
Sözluk ben çağdaş değilmişim öyle diyorlar, içime kapandım be sözluk.
itiraf ediyorum 15 yaşında ki sözlük yazarlarıyla beraber yazmaktan an itibariyle rahatsızlık duydum sözlükte. bir anda gözümün önüne geldi bilgisayar başında oturuşu. evet itiraf ediyorum bana kaşıntı yapıyor söyledim yine söylüyorum zeka seviyesi ile yaşın bir alakası yoktur eyvallah. ama sözlükte kaliteli bir yazar olmak demek cok zeki olmak anlamına gelmez kendisinden büyük adamlarla baş edebildiği için kaliteli sözlük yazarı ibaresi oldukça yanlıştır..
küçükken * internetteki müzik sitesi gibi görünen ama insanların sürekli birbirini eklediği ve muhabbet ettiği sitelere girip, yaşımı da büyük gösterip insanlarla konuşurdum. bir keresinde hakan diye biriyle tanışmıştım ve hakan bana sürekli aşk hayatından bahsetmişti. hakan istanbul'da yaşıyormuş, yazın köye gittiğinde bi kızla tanışmış ve kıza aşık olmuş. kıza "seni seviyorum" demiş, kız cevap vermemiş ama her gün görüşmeye devam etmişler. köyde böyle mağara gibi bir yer varmış, gençler hep orda takılıyomuş, bu ikisi de hep orda takılıyomuş. gel zaman git zaman, hakan eve dönmüş... birkaç ay boyunca kızla telefonda konuşmuşlar, hakan buna yüzlerce kontör göndermiş filan.. sonra hakan köye gitmiş, "seni seviyorum"a hiçbir cevap vermeyen ve hala hakanı sevip sevmediği belli olmayan kıza "beni seviyo musuun" demeye kararlıymış. köyde buluşmuşlar, hakan aylardır konuşup hiçbir sevgi sözcüğü duymadığı kıza isyan etmiş.. kız demiş ki, "tamam cevap veriyorum, cevabım evet." hakan hayatının şokunu yaşamış galiba, o bir şey sormamışken kız evet demiş.. ayrılmışlar sonra, hakan öfkeli ve mutsuzdu. sonra onunla hiç konuşmadım, zaten niye konuşayım hakanla. bu da nasıl bi itirafsa, hakan da napıyo kim bilir, hakan bunu okuyosan da napalım artık...
anneme ve babama tüm gece ders çalıştığımı söyleyerek acındırıyorum kendimi, iki sınavım olduğunu, çok zor olduklarını falan söylüyorum. artistlik taslıyorum bir de.
ama aslında internette konuşmaktan kendimi derse veremedim tüm gece.
3 saatte en azından birini halledebilecekken 6 saatte kavrayamadım konuları, formülleri.
bunları yazdığım dakikalarda, annem içerde ve beni ders çalışıyor sanıyor hala.
bense utanmadan sözlüğe bunları yazıyorum.
ama nasıl olsa birini bıraktım ya, gerçekten zor, nasıl uğraşayım onca formülle ben sözlük.
çaylaklık cezamdan sonra soğudum sözlükten. uzun süre yazmadım ve artık daha fazla da yazasım gelmiyor. napsam bilemedim. bu arada eskinden söylediğim sözümden de dönmüş oldum. tekrar açtım feysbukumu. bilmem nolacak. hayat sürüklüyor bizi bir yerlere.
sözlük, senden başka anlatacak kimse bulamadım.. canım sigara da istemiyor ona da anlatamıyorum ders çalışmam gerek ama canım hiç çalışmak istemiyor. içimde bir sıkıntı var cevabını bildiğim. sözlük, bir kız var ama görmen lazım anlatabileceğim tarzda birşey değil o derece güzel bir kız yani burası kısa geçmek istiyorum canlandır işte gözünde güzel bir kız görmemiş değilsin.. konuya geleyim seni de sıkmayım. öyle dediğime bakma lan daha kimseye anlatmadım dolayısıyla kimse sıkılma safhasına gelmedi, zaten öyle bir şey olsa ben bunu anladığım zaman bırakırım kendi dertlerimi kolay kolay kimseye anlatmam kendi içimde çözmeye çalışırım ama bu gece niyese sana anlatasım geldi. geldim konuya pardon. işte bir kız var günümüz tabiriyle tiky diyebileceğimiz cinsten ama öyle değil ya muhabbetine bir arkadaş vazıtasıyla tanık olmuşluğum var o yüzden şımarık burnu havada bir kız olarak düşünme iyi bir kız hissediyorum lan yalan mı söylüyorum ben allah allah.
içimdeki sıkıntı ne biliyormusun kendimi çok yalnız hissettim. hani böyle insana arada bir gelir ya kendini çok yalnız hissedersin sonra geçer gider unutursun hayatına devam edersin işte bende de öyleydi lan ama dikkatimi çekti ki bu sıkıntı artık benden gitmez olmuş. sevgili sözlük ben bu kızla konuşmak istiyorum ama onun benden gıcık olduğunu düşünüyorum. niye diye sor? tamam sordun. böyle göz göze geldiğimizde hacı, farklı bir bakış oluyor anlam veremediğim. onu kendime yakıştıramadığım için o da ben hoşlanıyor gibi iddalı bir cümle kurmak istemiyorum kendime. konuşmak istiyorum, bundan korkuyorum işte hadi bana benim daha demin sana söylediğim şeyleri benim yüzüme söylerse diye korkuyorum. söylerse söylesin lan aslında önemli değil de, o ilk kelimeri duyarken ki an varya işte ben oradan korkuyorum hacı. aksi de çıkabilir tabi iyi bir şekilde reddedebilir ama bunu kestirmek sıradan bir muhabbet kurmadan anlamak imkansız anladın mı? hiç konuşmadım lan bildiğin. yuh diyorsun değil mi? lan ben de öyle diyorum ama elimde değil hacı başka kızlara karşı hiç böyle olmadım lan ben direkt gittim konuştum neyse derdimi anlattım ama buna anlatamıyorum. birşeye dikkat ettin mi kadim dostum uludağ sözlük her ihtimali düşündüm de kendime hiç diyemedim lan ya kabul ederse. işte sorun bunu söyleyemem sözlük bunca yazı, bunca dert sırf 2 cümleyi anlatmak içindi anladığını düşünüyorum. bu sıkıntılı anımda beni dinlediğin için sana çok teşekkür ederim hacı rahatladım valahi yarın onu görene kadar tabi görürsem...
başlığa uyalım sözlük, itiraf ediyorum onu seviyorum..
(bkz: osurdum)*
yaklaşık üç buçuk aydır ağlamadığım bir tek gün yok. oysaki gündüzleri ne kadar da neşeliyim ama o oyunu oynamak iyice ağır gelmeye başladı artık. bir gece çıldırıp ağlaya ağlaya, küfürler eşliğinde bütün evi dağıtacağım diye korkuyorum.
oysa ki ben sadece sevilmek istemiştim ve bunun için de çok sevmiştim.