bugün

öyle sağlam durmakla,demekle olmuyormuş. bir de sonrası var, o hisle yaşamaya mecbur olmak gibi.öyle berbat bir şey ki, rüyaları zaptediyor.her gece aynı şeyi görür,aynı şeye uyanır mı insan? sanki hala ben de duruyor gibi. sonra bakıyorumki yok, gitmiş.niye bilmiyorum yokluğu sonra içimi burkuyor. tuhaf oluyor,tezat ta oluyor. sanki yok eden ben değilmişim gibi...burda ben, beni, kandıramıyorum, işte ona gücüm yetmiyor.

bir tümörün olsa adını ne koyardın? şu bilindik meşhur cümle geliyor aklıma.işte ben,adını o gün koydum. sanki hep benimle yaşıyacak gibi.evet, yaşayacak biliyorum. kafamın içinde. oradan yok edemeyeceğime göre biliyorum benimle birlikte hep var olacak.her hatırlayışımda,en ufak sızıntısından fırsat bilerek,olanca gücüyle, dizlerimdeki dermanı alarak,tüm gücümü bir anda emerek,nefesimi keserek yaşıyacak...biliyorum. sahi hayat bundan daha boktan bana ne verebilirdinki? ben onu atlasam, o beni hiç bir zaman boş geçip, atlamayacak sözlük.
(bkz: sevgilin arkadaşlarıylayken tüm gününü zehir etmek/#11680141)
kız arkadaşımla beraber ankara'da okuyoruz. benim evim burada onunki antalya'da. haziranda okulum bitiyor, onunkinin bitmesine 1 sene daha var.
kore'ye gitmek için burs kazandım ve muhtemelen haziranda vedalaşıp bir sonraki hazirana kadar görüşmeyeceğiz.
ve bu durumdayken ben zaman çabuk geçiyor diye uyumaya bile kıyamıyorken, o artık yaz gelse de bir an önce buradan gitsem, denize girsem, gezsem eğlensem diye düşünüyor.
sanırım bizim şu anki sorunlarımızın temeli bu.
o artık beni sevmiyor, ben ise onu eskisinden bile çok seviyorum.
işin kötüsü ayrılmıyoruz da. ayrılmıyor benden. beni sevmiyor ama ayrılmıyor benden.
(bkz: artık sevilmediğini bile bile ilişkiye devam etmek/#11672658)
pasaklı, geçimsiz, nalet biriyim.
itiraf ediyorum itü festivaline başkasının kimliğiyle girdim.
Bugün kalp yetmezliğinden gitmezsem ölümsüz olduğuma inanabilirim.
az önce ilk sevgilim *facebooktan düğün davetiyesi yollamış. etkinlik daveti yada herneyse işte. hayat tuhaf yani, vapurlar falan... ikincisini de yakın zamanda beklerdim ama onu listemden silmiştim, kısmet değilmiş...*
ne kadar ilginç insan varsa gelip beni buluyor. cevapsız soruları seviyorlar. çözerim ama ben. dert etmesin kimse.
günlerdir düşünüyorum. ben ne yaptım? bütün bu davranışları, eylemleri hakediyor muyum acaba? belki de hakediyorum. haketmem sorun değil, yanlış yapmışımdır ki doğrusuyla yanlışıyla bu benim. ama bir neden öğrenmek istiyorum. ben bulamadım çünkü, bana doğru gelen şey başkasına ters gelebilir, yanlış gelebilir. ama neden hakettiğimi öğrenmek istiyorum. bir nedeni olmalı ve benim bunu öğrenmem gerekiyor. ama ben, bırak "sana ne yaptım?" diye sormayı "ne derdin var?" demeye bile acizim..
itiraf ediyorum ki sırf sevdiğim kadının sevdiği müzikleri dinliyorum.
anneler gününde anneme değil hediye almak onu telefonla bile aramadım.*
itiraf ediyorum okul gezisine gidiyorum diye arkadaşımla eskişehire gittim.
Kendimden sıkıldım, bunca yıl sonra başka biri olmayı başarmak istiyorum. Hayatta hiç bir gizi olmamış, kendi kendine aldığı suskunluk ve gizlilik kararlarını hayata bire geçirememiş biriyim ben. Insanlara yaşamımın kapılarını sonuna kadar açarak onlara duygularımın içine girme özgürlüğü tanıdım. Ne zaman birini çok sevsem kendi aleyhime olan bir işleyişle onunla eşit oldum. Hiç bir zaman kendime yetmeyişim, kendimi küçük görüşüm, kendimi her ortamda eğreti hissedişim bundandır belkide.
iş hayatım boyunca bağırıp çağırıp azarladığım iki kadın için çok pişmanım.

Birinin üzerinden nerdeyse iki ay geçti, ama hala o kadının gözünden gelen yaşlar aklımda. Bir de bir daha gözüme görünme diyerek odadan kovdum ulan of offf, ne kadar insafsızım. Keşke bir şekilde görsem de özür dilesem.

Diğerini de bugün azarladım sanki, azarlamamış da olabilirim emin değilim ama keşke kendi işim yönünden değilde onun tarafından yararlı olacak biçimde doğru yolu gösterseydim ona, ah ulan ahhh.

Tanım : Ben tam bir yavşağım. Bu aralar karakterinin aksine ibneliği tutan insanım.
Umulan : Bir daha böyle yapmayacak olmam.

edit: ayrıca (bkz: günah çıkarmak)

edit 2: ulan eksileyen mal, itirafta bulundum. Ya sev ya da herhangi bir eylem yapma. Sinirliyim.
o'nu ne aklımdan ne de kalbimden atamadım.
Sözlük çok bunaldım.. Saçımı 3e vurdurdum kafam attı. Ulan saç fena olmadı da alnımın güneş görmeyen kısımları ( saçım yüzünden ) beyaz kaldı aq. Berbat görünüyor. Sevdicegim daha görmedi bakalım ne diyecek ?
Bu aralar çok duygusalım sözlük karı gibi oldum yemin ederim. Dağlara taşlara bağırasım var içim yanıyor içim bildiğin gibi değil sözlük..
Ulan ne garip hayat fok balıkları felan.. içmek istiyorum sözlük hem de çok pis rakı sofrası kursak ya ? Sarhoş olsak ya kimiz unutsak ya ?Seviyorum çok çok çok.. Ah bir adım atsa bana koşarım ona.. Feslegenli makarna ile koşarım..
şimdiye *kadar bir kız eli bile tutmadım. ve okuyorum da şu an. okul ortamında falanım yani. yani tabii ki arkadaş anlamında 2-3 kere yanlışlıkla dokunmuşluğum vardır ama, öyle sevgili konusunda falan hiç alakam bile olmadı. çünkü sevgilim olmadı lan.

ulan ya, bakıyorum etrafa, sınıfa, okula falan. herkes yiyişiyor, öpüşüyor ne güzel lan. kusura bakmasın kızlar ama, şu küçük ergen dediğimiz salak kızlar kendilerinden hep büyüklere bakıyorlar, kendilerini kullandırtıyorlar. abi benim bütün erkek arkadaşlarımın düşüncesi bu. şu kızı ayartayım da, park da yiyişirim gibi. hani kızlar da aynı şekilde düşünüyorsa kesinlike bir şey demem fakat, erkekler gerçekten tek bir amacı oluyor. şimdi böyle dedim diye, okuyan diyecektir ki, bunun sevgilisi olmadı onlara laf atıyor falan. ama yok lan ondan değil. çünkü bana 2 kere teklif eden oldu. hani ben biraz asosyal olduğumdan istemedim.

ama şöyle bir şey de var ki, yiyişin, sevişin tabii abi, ne yapacaksınız zaten o yaşta? ama ben yapamadım yani. utangacım. hani ergen kızlar varsa burada, siz de ileride bir şey olacak diye beklemeyin. anın tadını çıkarın. ileride bir şey olacak diye ilişkiye girerseniz çok üzülürsünüz.
Az önce galatasaray'ın maçını izledim . .
2 saat önce düz yolda yürüyemeyen ve gözümün önünde düşen arkadaşımla dalga geçtim.. eve gelip arabamı otoparka park edip, 2 adımlık yol sarf ederken bacağımı burktum öyle böyle değil. şişti falan. biraz öncede arkadaşım aradı naber diye acıdan kıvranırken ona gülücükler atmak zorunda kaldım. o kadar gururlu ve egoluyum.
bir keresinde sosyal paylaşım sitesinde bulunan anketlerden ilaçlarla ilgili olanını bir arkadaşım yapmıştı. ve lustral adlı bir ilaç çıkmış. baktım baktım tanıdık geldi ben ki hiçbir şeye yorum yapmayan insanın yorum yapası geldi. neyse yaptım işte. dedim aa bunu annem kullanıyordu ya tansiyon ilacı galiba bu falan. nerden bilebilirdim ki antidepresan olduğunu. *
Bu gün benim dogum günüm. itiraf ediyorum cok ilginc bir duygu yaslanmak. yaslanmak dedigime bakma sözlük gencim daha ama yaslanmak düsüncesi de cok korkunc be.
dinlerden nefret ediyorum.
baba seni aslında çok seviyorum. ama söyliyemiyorum işte olmuyor.
ama bil bunu tamam mı hisset. sana ne kadar kızsam da seni çoook seviyorum çok.
sürekli susuyorum bu yüzden sürekli su içiyorum ve bu yüzden ömrümün yarısı işemek ve tekrar su içmekle geçiyor sözlük. wc'ye kitaplık mı kursam ne?
kısa ve öz olarak; trip atan insanlardan nefret etmeye başlıyorum.

edit: ne çok trip atmayı seven varmış eksiler gelmiş hemen.