bugün

camın önünde telefonla konuşurken hoca gelmişti sınıa heyecandan ne yapacağımı şaşırıp aşağı düşmüştüm allahtan 1.kattı kolumun kırılmasıyla kurtardım işi.
3sene boyunca 55erkekle okuyap yeterince ilginç bi anı olabilir bence.
uzun eşşek oynarken arkadaşının veya kendi pantolonunun yırtılması her erkeğin hafızasında bulunan bir anıdır.
sınıfın en ''piç'' iki öğrencisiydik. ikimiz aynı sırada oturuyoruz, ben kafamı masaya koydum uyuyorum. arkadaşım durmadan kafama vuruyor. benim kafa masada olduğundan etrafa bakmıyorum.
arkadaşım ilk vurduğunda ''olm bak uykum var yapma'' dedim. tamam dedi, tekrar vurdu.
lan yapma rahat bırak dedim, tamam dedi, tekrar vurdu.
en son hoca geldi yanımıza. en arka sırayı dikizleyip benim uyuduğumu görmüş ve kafama bir tane şaplattı. ben nerden bileyim hoca olduğunu? aynı zamanda müdür yardımcısı. o vurduğunda ben;
- ''olm bak ananı zikerim'' diye fırladım yerimden. hoca bile şokta lan. adam derste uyuma dedi oturttu beni yerine ki adamın anasını belleyen bi hoca. ulan nasıl dövmedi hala şaşkınım.
Boş derste okul koridorlarında apaçi müziği açarak gezmek.
(bkz: içimdeki apaçiyi durduramıyorum)
okulun ilk günü yerleri değiştirilmiş tabelalara kanarak erkekler tuvaletine girmek...
Bir gün sınavdan çktım tuvalete girdim.Hocalarda çok sık sigara içen varmı die kontrole gelirlerdi.Nese kimse yok tuvalette kapı açık işiyorum.Birden kafama bi şaplak indi.O heyecanla pantolonun fermaurunu çekmeye unutmusum .
Hoca: oglm nie kapı açık işiyon lan her tarafı batırmışın
Ben:Hocam çok sıkıstım oraları ben batırmadım.
Hoca:Oglm şu tuvaletleri adam akıllı kullanın cenabet herifler
Ben: hocam bida olmaz söz
Hoca: bidaha olursa şeyini kopartırım.(bu sözü duyunca şok oldm)
Sonra zil çaldı. Wc nin karsısında oturan 9. sınıf kızlar bakıp gülmeye başladı fermuarı açık unutmusum(fermuarda çok uzun açık kalınca çok komik bi görüntü ortaya çıkıyor).Saolsun bi arkadas söledi 3-5 kisi ile yırttık.
Bütün okula rezil olmak vardı.
lise 1 veya 2 olması lazım, tam böyle asi liseli olduğumuz zamanlar. Okuldan kaçıcaz ama böyle 2-3 arkadaş değil tüm sınıf, tabi herkez birbirinden destek alarak bir gaz oldu anlatamam. Dünya bizim diyim o kadar yani. okuldaki güvenliği atlattıktan sonra yaktık sigaraları tüm sınıf durağa doğru yürüyoruz. Karşıdan müdür yardımcı arabasıyla geliyor, tabi herkez attı sigaraları. Neyse biz tıpış tıpış okula geri döndük, aha dedik zaten mimliyiz bu sefer dayıyacaklar uzaklaştırmayı derken müdür yardımcısıyla girdik sınıfa. Müdür yardımcısı herkez delikanlı gibi sigaraları çıkartsın dedi, delikanlı lafı atıldıya ortaya herkezten çıktı hemen hemen 1 er paket. Şimdi dedi herkez yaksın bir tane sigara. Ulan dedik kafa mı buluyor, hepimiz şaşırdık birbirimize baktık felan, sonra kaçarı yok yaktık, bitirdik tekrar yaktırdı, bitirdi tekrar yaktırdı, öyle öyle herkezin paketi bitti, ama 1-2 hafta sigara içemedim. buda böyle bir anı.
ben tam bir inek modunda harıl harıl sorularla uğraşırken bir arkadaşım gelip sıramın üstünde masumca duran kalem kutumu yere atmıştı. sonra ben de gayet sakin eğilip almıştım. sonra bu arkadaş tekrar kalem kutumu düşürdü, hadi yine ses çıkarmadım. sonra bir kez daha aynı şeyi tekrarladı ve akabinde ben ceki çen in kız versiyonu haline dönüşüp sırayı şak diye devirdim ve peşinden tuvalete koştum. kız korkudan kapıyı kitledi ama benim öfkem geçmek bilmiyordu. kapının önünde aç o... kapıyı aç diye anırırken müdür yardımcısı kapının önüne geldi onu da siktirle kovaladım.
bütün bunları nasıl yaptım ve nasıl ceza almadım hala anlamış değilim.
o gün yine smaç basıyorum bizim potaya. 3'lükleri ardı ardına sıralıyorum. kızlar alkışlıyor , adıma tezahüratlar ediliyor. neyse geçelim buraları. maç bitti. bir baktım ileride bir adam bana bakıyor. yanıma geldi. kim olsa beğenirsiniz? ben oktay mahmuti dedi. gel seni efese alayım koçum , geleceğin tunçerisi gönlümü ol dedi. ama ben kabul etmedim , okumayı büyük adam olmayı seçtim. kartını bıraktı. bir gün sıkılırsan bu derslerden ara beni ilk 5'te yerin hazır dedi. arada aklıma gelmiyor değil aslında.
çoğu yazarın dün tam okuldayım diye başlayacağı hatıralardır.
(bkz: #10210950)

çekirge baya bir zıpladıktan sonra bir gün okulun arka tarafına bir insanın zorla geçebileceği aralıktan geçerken okulun kıl hocalarından biri bizim arkadaşı elinde sigarayla görmüş. "hepiniz çıkın ordan" bağırdı cadaloz ve tam olarak herkesi görmese de hepsi çıktılar. ben okula sonradan nakil olduğumdan, beni tanımadığından ve orada da aralıktan görmediğinden "sen gelme" dediler bana arkadaşlar burda bekle sonra çıkarsın dediler. zaten diğer arkadaşlarım ayrılmaz 4'lü olduğundan ve o okulda uzun zamandır bu halleriyle tanındığından yırtma şansları yoktu ama benim vardı yakalayan hoca açısından. neyse ben dinlemedim. hocanın arkasına takıldık hepimiz. hoca da sözde otoriter olduğundan arkasına hiç bakmadı. hoca önde biz arkada müdür yardımcısı kemal hoca'Nın odasına doğru gidiyoruz. hoca tam odaya girdi. ibnelik ruhumuzda var. hepimiz sınıflara kaçtık.

hoca diğer 4 arkadaşımı tanıdığından sınıflarından almış ama beni ele vermemişler. ömer faruk, "seninkileri yakaladı hoca tekrar" diye gülerek anlattı olayı. kadının karizmayı çizmiştik. kemal hocanın odasından bağırtılar kopuyordu. sert adamdı vesselam. ama yine de babacan adamdı. tırsa tırsa ben arkadaşlarımı satamam dedim ve odaya yöneldim. ömer faruk, delirdin mi lan dedi ama dinlemedim.

kapıyı tıklattım. kapıyı açmadan "sonra gel" diye bağırdı kemal hoca. yine tıklattım kapıyı. az araladım tırsarak ve kafamı içeri sokuyordum ki "böhöhöhöhööhkljfdgjhkhn" diye bir bağırdı kemal hoca. bizimkiler tek sıra garipler. büzülmüşler sikik eşekler gibi. kıpkırmızı hepsi korkudan. kemal hoca bağırmasına rağmen kapatmadım kapıyı, "hocam bir şey söyleyeceğim, ben de vardım arkadaşların arasında beni almayı unutmuşsunuz" dedim. tabi bu olaya hoca da şaşırdı. ben de kapıyı daha çok açtım. beni süzdü bi tepeden tırnağa yarım dakika. sonra o sert ifade bozuldu. hafif gülümsedi. "böyle bir hareketten sonra ben daha napayım size, hadi defolun hepiniz arkadaşınıza dua edin, karşıma da gelmeyin" dedi hoca. bizim ibişler sevinç atarak koşar adım gittiler sınıflara.

tabi bi olaydan sonra kemal hoca ile ayrı bir bağımız oldu konuşmadan ama nasıl desem hissederek. misal aramalar olurdu. telefon, sigara zart zurt bulma ümidiyle aramalar olurdu. o olaydan sonra ilk aramanın olacağı duyulmuş. herkes ya öğretmen kürsüsünün altına tıkıyor sigaraları, telefonları ya da direk dersteki öğretmen kafa biriyse onun çantasına koyuyor. bende sigara harici kanyak da vardı. yaz kış kanyağım eksik olmazdı hiç çantamdan. herkes hocanın gözü önünde kürsünün altına sigara atıyor, telefon atıyor hoca bir şey demiyor. ben sigarayı attım ama kanyağı atmadım. dedim bu kadarına da müsade etmez herhalde diye. kanyağı çantanın alt tarafına doğru sıkıştırdım.

kemal hoca girdi diğer müdür yardımcıları ile sınıfa. aramalar başladı. amk herkesi aradı bi benim çantamı aramadı. hocam beni aramadılar dedim en sonda, "seni aramaya gerek yok" dedi. bi yandan seviniyorum ama bir yandan eziklendim. ısrar ettim arayın diye. ama aramadı. arasa yarağı yemiştim belki de. ondan sonraki aramada sınıfta biyolojici vardı. gıcığın teki. sınıfa girince seslerden anladık diğer sınıflarda arama olduğunu. ne bok yiyeceğini bilmez halde herkes sigaraları telefonları benim çantaya koydu. "lan ibneler yapmayın" diyorum ama sonra baktım battı balık yan gider ses etmedim. kemal hoca ve kurmayları geldiler. arıyorlar arıyorlar kemal hoca yine benim çantayı es geçti. "hocam yine aramadınız" dedim. baktı bana güldü, "sana gerek yok" dedi. "hocam bari bidahakine arayın eziklniyorum" dedim. yine güldü, "bakarız" dedi ve gitti.

babacan adamdı eyvallah da ya çok sevdi ondan aramadı ya da kurt adamdı,bize kurtulmak için öyle bir şans tanıdı. hala kestiremem gerçeği. sonraki aramalarda da benim çantam zula yeriydi ve asla benim çantamı aramadı.
bizim sınıfta bir kız vardı aysun adında.. ders boş millet dışarda falan dedim bir sınıfa gideyim..

kapıyı açtığımda memelerini sıvazlıyordu..

dedim ne yapıyorsun merve ? dedi salak ben aysun. bak yukarıda aysun yazmışsın. pardon dedim kapattım kapıyı.

sonra arkamdan geldi tabi koşa koşa, rihez rihez nidalarında. durdum.. yanaştı ve,

Dedi ne haber? Dedim iyidir. Dedi ee dedi, dedim nee, dedi iyidir. Dedim 'ne dedin?', dedi 'ne dedin?'. Kim dedim dedi, kim ne dedi dedi...

dedim sus orosssspu.

çektim gittim.

(bkz: bu da böyle bir anımdır)
Sıra arkadaşımla birlikte, başka bir kız arkadaşla sohbet eden bir kız arkadaşın ben sol arkadaşım da sağ el işaret parmaklarını burunlarımıza sokmuştuk. Arkadaş öylesine dalmıştı ki sohbete ancak birkaç saniye sonra farkına varabildi ve de tabi bastı çığlığı...Biliyorum iğrenç, ama yaptık, oldu. Gençlik, ergenlik güzel şey. Aman deyim sözlüklerden ırak...
ilginç işte, yaşayınca ilginç oluyo, şimdi okuduklarım farklı gelmedi benim anılarımda farklı gelmez. anda kaldı be !
ceketi olmayan alt sınıf öğrencisine sınıflardan zorla para toplayarak en cix ceketi satın almıştık. çocuğu ceketsiz okula almayan orospu çocuğu yönetimin yüzünü kızartmıştık. hayatımda o günkü kadar haz hiçbir zaman almadım.
bundan yıllaaar yıllaaar evvel...
taş bacaklı, yaş memeli matematik hocası nuri. derse şortla geliyor... okulun son dönemleri. sıcaklar bastırmış. kolej parayı bastığımız için her türlü imkanı tanıyor. beleş kazananlar, indirimli okuyanların suratına osuruyoruz serinlesin garibanlar diye... nihaha. her neyse. nuri bi çalım, bi eda... logaritmik spirallerden girip, limitten çıkıyor... ne anlattığını kendisi de bilmiyor olacak ki meme uçları cayır cayır, kıpkırmızı olmuş. bi ara göz göze geliyoruz.

"eee seksi, kalk gel de şu fotokopileri getirelim bi" demez mi.
ho may got.
bacaklarım uyuşuyor,
kalkamıyorum.

"hocam" diyorum, "ben önce bi lafaboya gidebilir miyim?"
"git" diyor, usulca ve seksice.

gidiyorum. anam, ateşler içindeyim.
elimi yüzümü yıkayıp accık serinleyim diyorum, eğilip suratıma su çarpıyorum. tam kafamı kaldırdığım anda! ho may got! o ne? nuri çırılçıplak, arkamda... aynada aksini görünce delirmemek elde değil. bacakları biraz kıllı, meme uçları da... ama olsun. o ateşler içinde yanarken bunların hiçbir önemi kalmıyor.
elimi yavaşça külotuna daldırıyorum.

külot yoktu hoş, neyse. göt deliğine de sokmuş olabilirim, şu an hatırlamıyorum.
hatta gerisini de hatırlamıyorum. o ağır ve şiddetli ateşten dolayı havale geçirdim o gün ben. balatalar sizlere ömür...

heyyoooo. agudufudududu...
"bir gün alkollüyüm, kafam kıyak... müdürü bir dövmüşüm" şeklinde başlayanlarına inanılmaması gereken anılardır.
okuldan kaçıp sonra kaçtığının anlaşılması üzere müdür yardımcısının cep telefonundan arayıp oğlum neden kaçtınız? sorusuna hocam canımız sıkılmıştı atraksiyon olsun diye kaçtık, cevabı vermemden sonra müdür yardımcısının onuda geçtim nereden kaçtınız lütfen söyle? sorusunu sorması.
Liseyi bitirebilmek. Bu kadarı bile benim için yeterinc ilginç bir anıyken bir de son sınıfın ikinci döneminde 28 gün devamsızlığa rağmen onur belgesi almak.
dün yine ali ayşe can ben okuldayız... bu kadar işte ilginç olanda bu ya ben liseliyim. vee inanabiliyor musunuz? sivilcelerim yok ve hala anan zaaa xd demedim
lise yıllarımda birgün...

tam tuvalete girmişim, içerde ben hariç 5-6 kişi var. tam pisuvara yaklaştım fermuarı indirdim,kapıya bir tekme...
nöbetçi hoca içeri daldı. etrafa bir bakındı:

-: oolum fatalerror sende mi tüttürüyon lan dedi...
+: yoo hocam... daha yeni geldim.
sonra hoca içerdeki herkese birden:
oolum bakın burda sigara içeni hiç idareyi karıştırmam, burada vurur öldürürüm...
herkeste bir korkma..
hoca tam gitti, kabinlerden birinden bir tane oğlan çıktı elinde sigara...

-: gitti mi lan?! dedi.
tam o sırada hoca geri girdi,bizimki de kabine geri girdi...
hoca bunu gördü..
dedi ki:

-: oolum bak eğer sigara içiyosan hiç o izmariti tuvalete atma direk g.tüne sok!!!!

bende bir şok tabii....
o zamanlar alkol kullanıyorum tabi, öğlen arasında duvardan atlayıp mekanımız olan büfe tarzı yere gittik. arkadaşın getirdiği viskileri doyumsuz şekilde yudumladık ama ögleden sonrayı hiç hesaba katmadık.

tabi okula geri gittik ve sınıfa girdik. derse giren edebiyat ögretmeni elinde kağıtlarla bizlere sesleniyordu, sıranın üzerinde kalem, silgi ve kalemtraştan başka bir şey olmasın.
tabi ben o ara anlamadım ne olduğunu bir baktım yazılı oluyoruz. kafa olmuş bir milyon zaten o şekil test usulü sınavı çözdüm.

bir hafta sonra oldu ve hoca notları açıklamaya başladı. sınfta en yüksek notu alan ben olmuştum. 100 üzerinden 65 bu o hocanın dersinde alınan en yüksek notmuş. benim kağıdımı koleksiyonuna kaldırmıştı ve bana karınca kararınca bir hediye getirmişti( hediye bir kol saati idi) ve böylece edebiyat dersini lise boyunca geçmeyi garantilemiş oldum.
bir edebiyat dersi, pozitivizm akımından bahsediyor hoca. daha sonra pozitivizmin felsefi görüşüne değindi. görmedikleri, hissetmedikleri şeylere inanmazlar filan. daha sonra şöyle bir konuşma geçti;
hoca: ben pozitivistlere allahın varlığını çok kolay bir şekilde ispatlarım
öğrenci: nasıl hocam ?
hoca: oğlum mesela dalağını da görmüyorsun ama olduğunu biliyorsun ..

bütün sınıf yarıldı ...
türkçe dersindeydik, komutan tahtaya kaldırdı. onun sözcüğünü ayır dedi.
ben de çok iğrenç bir şekilde ayırdım, on-u -in- mi ne hatta daha saçma bi şekilde neyse, bu koptu fotoğrafçı askeri çağırdı tahtada onuin in önünde hatıra fotoğrafı çektirdik..