bugün

önemli bir olayı iki kez anlatırım. bir kez neyime yetmiyorsa.
-farklı boyutlarda garip hayvanlar görürüm. apartman boyutundaki balık, masamın üstünde minik karıncayiyen gibi.
-bazen insanlarla konuşurken anlık olarak iç organlarını görüp içimden gülerim. konuşan dalak ve böbekler çok komik. aklıma gelirse tekrar gülerim.
insanların konuşmalarını beynimde daktilo yazısı şeklinde görürüm. vurgu hatalarını ve beğenmediğim yerleri daksille silip değiştirebilirim.
karşımda biri gülme krizine girerse duramam bende başlarım katıla katıla gülmeye. az önce videonu birinde oldu. ağladım resmen. ayh.
Sıcak bir şey iÇtiğimde işaret ve baş parmağımı haşlanana kadar bardaktan Çekemiyorum. Sonra üfleyip tekrar yapıştırıyorum parmaklarımı bardağa. garip yani.
aksam gec saatte banyo yaptiysam ve sonrasinda hemen yatmak gibi bi planim varsa bile o makyaj yapilir. Tabi yataga girmeden once bir guzel temizlenir, yikanir.
bence salamla süt birbirine en çok yakışan ikili şu hayatta.
sarhoş olduğumda canım zeytin çeker. eski sevgilime mesaj atacağım halde zeytiiiin diye iç geçiriyorum.
burnuma bir şey yaklaşınca huylanıyorum, burnumda ince bir sızı gibi kaşıntı gibi tam olarak adını koyamadığım bir his oluyor. o yüzden kötü öpüşürüm ve gözlük kullanamam.

edik: iyi öpüştüğümü düşünen var galiba.
ev de tam çamaşır bulaşık makinası açacakken, bir den kendimi oturma odasında halının üstünde bağdaş kurup otururken elimde sigara içerken buluyorum.
sözlükte aramda duygusal bağ kurmaya çalışıyom. çok yalnızım dostlar.
Eğer biri bana ben kesinlikle şunu yapmam derse , konuştuğu esnada kullandığı cümlelerden o şeyi yaptığına dair bir ipucu bulmaya çalışırım .
bitmis sigara paketiyle kendimi origami sanatina vermek.
Camasir makinesi izlemek.
Her an cuzdanimda bir yarabandi olur.ne zaman ihtiyaç olacağı belli olmuyor.ama genelde bir koyduğum yarabandi bir yıl durur.
eve hatun gelecek hemen gitmesin diye ortalığı dağıtmak. bazen koltuğun arkasından açılmamış spagetti bulursun. bu bilinçli değildir. ve bazen sırf komiklik olsun diye olmadık yerlere olmadık şeyler koyulur. ama bu bilinçli olarak yapılmıştır.
telefonun alarmını her gün değiştiririm ve sürekli küsüratlı olarak ayarlarım. 07.13 gibi. son rakamı 0 ve 5 kesinlikle yapmam.
odamda bulunan bibloları ve çerçeveleri yatmadan önce dışarı çıkartırım
evde yanlızken asla tuvalete girmem banyo yapmam
açık kalan kapaklardan kapılardan sinir krizi geçirecek kadar rahatsız olurum
çantamda mutlaka çikolata, şeker bulundururum otobüslerde aglayan çocuklara vermek için
bu yaşımda hala palyançolardan korkar asla bakamam.
kimseyi zikine takmamak, kendi de dahil. neymiş, bildiğimi okuyormuşum, ulan senin bildiğini mi okuyacağım ?
neymiş, vurdum duymazmışım, ee bunu sana zararı var mı ? yok. bana zararı varsa bana var sana mı var ?
Kucuk parmak takintim var. ileriye goturunce kopcak diye dusunuyorum. Baskasinin o parmagi oynatmasina da dayanamiyorum. Cok garip.
gece uyandığımda gece uyanmam nadirdir su içmeye çişe kalkmaya huyum yoktur, lakin, gece aniden uyandığımda koridorda yürürken oturma odasında pencereden dışarı bakan birini görsem iyi geceler der öyle yatarım ya hiç görmemiş gibi davranırım, ürkmem, korkmam. olsa keşke action olur.
sinirliyken elime bir obje alır çatır çutur kırarım sanırsam stresimi alıyor, stres toplarını tırnaklayarak açıp parçalıyorum, sağlam sinir hastasıyım.
Sıkıştığında zeybek oynayarak tuvalete gidip, dönüş turunda yaşadığı hafiflik ve mutlulukla roman havası eşliğinde seferini tamamlamaktır.
ayak fetişistliği.
ayak yalamaya bayılırım.