bugün

woody allen yönettiği başrolllerini sean penn ve uma thurman ın paylaştığı gayet eğlenceli bir caz gitaristinin hayatından kesitler sunan ilginç ve keyifli bir film.
"ağlamadan onu dinleyemiyorum" dediği django reinhartd'tan sonra dünyanın en iyi ikinci caz gitaristi olduğunu şahsen bizzat kendisi ifade eden, trenleri izlemeye bayılan, geceyarısı tabanca ile fare haklama hobisi olan, vakti zamanında pezevenklik yapmış, kleptoman, birlikte olduğu kadınların çoğunu bir müddet sonra hep terkeden, yazar karısı tarafından ilginç bir amaç uğruna aldatılan, ünlü olmayı kafasına takmış emmet ray'in belge-kurgu hayatını anlatan bu film için ne diyebilirim ki? seyircisine bağışlansın. şahane.

sean penn denen ultra yeteneğin, enfes bir şekilde canlandırdığı ray'in bir diğer ilginç özelliği ise django'dan acayip çekiniyor olması. onun bir ölümlü olduğu düşüncesini kafasından çıkarıp atmak istiyor. en başta söylediğim gibi, onu dinlerkense bambaşka alemlere dalıyor. tıpkı gönül titretici bir melodi duyduğu zaman ağlama eşiğine gelen ve "bu müzik benden ne istiyor!" diye yakınan tolstoy gibi...

böylesine müzik yapanlara ve müziği böylesine dinleyenlere esenlikler diler, giderim.

ıslık...
kendisine sanatçı diyen şekilsiz yaratıkla dalgasını geçen, aynı anda ona acıyan, şefkat gösteren, pek kızmayan ama en nihayetinde insan olduğunu yüzüne vuran 1999 yapımı woody allen filmi.

--spoiler--
bir miktar ahlak, ya da yaşam, dersi de içerir film. önem sıralaması yaparken bir noktaya fazla takılmanın bütünü görmeye engel olduğuna dair bu mesaj, emmet'in sahneye ay dekorunun üzerinde inme saplantısında kendisini gösterir. o'nu sahnede dinlemeye gelenler o'nun dekordan sahneye düşüşünü izlerler. emmet neyi merkeze koyacağını bilememiştir. emmet ray'in kendi hayatının merkezine yerleştirdiği müzikal yeteneği de, hayatının kenarında olduğunu varsaydığı hattie'yi (samantha morton) tamamen kaybettiğini farkettikten sonra etkisiz hale gelir. filmin sonunda emmet gitarını parçalar ve "hata yaptım" der. belgesel anlatım tarzını kullanan filmdeki anlatıcılardan biri olan woody allen'dan öğrendiğimize göre, ondan sonra emmet'ten pek haber alan olmaz.

seyirci, her zaman olduğu gibi, orasında burasında hayıflanır filmin. kimisine göre haketmiştir emmet, ya da yeteneğine yazık olmuştur, hem daha gençtir o'na kız mı yoktur, ayrıca farelere ateş etmek bir sanatçıya yakışmamaktadır.

Kişisel fikrim ise, bir sanatçının (woody allen) kafasından çıkmış ve bir sanatçı hakkında yapılmış en iyi filmlerden biri olduğudur. Her insan gibi Emmet Ray'de bir takım yamuk yumuk parçaların bütünüdür ve o parçaları bir arada tutan kural o'na yeteneğini veren ve aynı anda o'na Hattie'yi kaybettiren kuraldır.

--spoiler--
uydurma bir karakter olarak dünyanın ikinci büyük caz gitaristi kabul edilen Emmet Ray'in hayatını anlatan bir film.

Yönetmenliğini Woody Allen'ın üstlendiği film, Emmet Ray'in yaşam hikâyesini bilinen ve bilinmeyen taraflarıyla anlatmaya çalışmaktadır. Film, dönemin caz müziklerine fazladan bir yer ayırmaktadır. Filmin başrollerinde Sean Penn de bulunmaktadır.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sweet_and_Lowdown
birazdan izlenmeye başlanacak wudi filmi.